26 Kasım 2024 Salı

İHD: Kadın mücadelesinden vazgeçmiyoruz

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'ne ilişkin açıklama yapan İHD Genel Merkezi, erkek egemen sisteme karşı kadın dayanışmasıyla mücadeleye devam edeceklerini kaydetti. 

İnsan Hakları Genel Merkezi (İHD) Genel Merkezi, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'ne ilişkin açıklama yaptı. 

Dünyada hergün kadın mücadelesinin sürekli olarak verildiğini ve kadınların, eşitsizliğe mahkum edilmesi için erkek egemen politikalarının da devam ettirildiğine dikkat çekilen açıklamada, "Bugün iktidar anlayışı ve pratiği, kadınlara karşı düşmanca bir politika yürütmektedir. İnsanlık onuru çiğnenmekte ve bu uygulamalar meşrulaştırılmaya çalışılmaktadır. Kadınlar gözaltına alındıkları gözaltı merkezlerinde ve cezaevlerinde çıplak arama uygulamasına maruz bırakılmakta, karşı çıktıklarında zor kullanılmakta ve darp edilmektedirler. Kendilerini polis olarak tanıtan kişiler tarafından kaçırılma girişimlerine maruz kalan kadınlar tehdit edilmekte, hakarete uğramakta ve özel yaşamları üzerinden baskı altına alınmaya çalışılmaktadır. Cezaevlerinde kadınlar ağır insan hakları ihlalleri altında yaşam mücadelesi veriyorlar. Hapishanelerde anneleriyle birlikte kalan kadınların hem kendileri hem de çocukları için yaşam çekilmez hale getirilmekte ancak iktidarın sözcüleri bu onur kırıcı muameleyi ortadan kaldırmak yerine mağdurları suçlamakta ve adeta işkenceyi savunur hale gelmektedirler" denildi. 

'LGBTİ+'LAR SAVUNMASIZ BİR HALE GETİRİLMEK İSTENMEKTEDİR'
Her gün kadın katliamı yaşandığının hatırlatılan açıklamada,"Nadira Kadirova AKP'li bir milletvekilinin evinde ölü bulunmasına rağmen soruşturma etkili bir şekilde yürütülmedi, öldürüldüğüne dair kanıtlar ve ailesinin şikayeti olmasına rağmen dosya kapatıldı. Gülistan Doku hâlâ bulunamadı. İpek Er'in katili dışarıda. LGBTİ+'lara karşı iktidar tarafından ayrımcı söylemler üretilmekte ve nefret suçları yaratılmakta, her türlü ayrımcılık, şiddet ve kötü muamele yapılmakta ve toplumun en dezavantajlı grubu haline getirilmektedirler. LGBTİ+'ların eylem ve etkinlikleri kesintisiz olarak yasaklanmakta, engellenmekte ve katılanlara karşı polis tarafından işkenceye varan şiddet uygulanmaktadır. İktidar tarafından kendince makbul bir toplum hedeflenmekte, bunun dışında olan herkese karşı iktidar tarafından ayrımcı söylemler üretilmekte ve homofobik, transfobik toplum içerisinde LGBTİ+'lar savunmasız bir hale getirilmek istenmektedir" ifadeleri kullandı. 

'MÜLTECİ KADINLAR HAK ARAYAMAZ HALE GETİRİLMEKTEDİR'
İHD Genel Merkezi'nin açıklamaları şöyle devam etti: "Savaş mağduru ya da ekonomik olarak mülteci durumuna gelmiş olan kadınlar her türlü emek sömürüsüne, şiddete, ayrımcılığa, tacize ve tecavüze maruz bırakılmakta ayrıca hak arayamaz hale getirilmektedirler. Çalışmak amacıyla gelen kadınlar gördükleri şiddet ile ilgili olarak şikayet ettiklerinde deport edilme riski ile karşılaşmakta, bu nedenle şiddete ve baskıya boyun eğmek zorunda bırakılmaktadır. Suriye savaşından kaynaklı Türkiye'ye gelen sığınmacı kadınların hiçbir güvenceleri bulunmamakta, dil ve pek çok engelden kaynaklı olarak mağdur hale gelmişlerdir. Geri gönderme merkezlerinden kadınlar, ayrımcılığa, hakarete uğradıklarını aktarmakta, hapishane koşullarında yaşadıklarını ifade etmektedirler. 

'FEODAL VE MİLİTER ANLAYIŞA KARŞI ÇIKMAYA DEVAM EDECEĞİZ'
Devleti yönetenler, 2011 yılında Avrupa Konseyi İstanbul Sözleşmesini imzaladılar. Bu sözleşme, kadın hakları açısından ve 'toplumsal cinsiyetçi' politikaları eleştirmek açısından son derece önemli bir sözleşmedir. Bu sözleşme, 'hiçbir örf, adet ve 'sözde namus' anlayışı kadına yönelik şiddetin gerekçesi olamaz' diyor. Sözleşmeyi imzalayan iktidar, sözleşmeyi yeniden tartışmaya açmaya çalışıyor. Buna kadınlar ve LGBTİ+ mücadelesi izin vermeyecektir. Bize dayatılan, erkek egemen, feodal ve militer anlayış ve uygulamalara karşı çıkmaya devam edeceğiz.

'ERKEK EGEMEN ZİHNİYETE KARŞI MÜCADELEMİZİ YÜKSELTECEĞİZ'
Biz kadınlar eşit yaşamı ve özgürlüğü talep ediyoruz ve bunun için mücadele ediyoruz. Erkek egemen iktidarlar tarafından sağlanacak olan lütuf istemiyoruz, kendi hakkımız ile ilgili kendi politikalarımızı üretmek, geliştirmek, devam ettirmek istiyoruz. Ekonomik, siyasal, hukuksal araçlar ya da şiddet ile baskı altına almaya çalıştıkları mücadelemiz sürüyor, sürecek. Hiçbir baskıya boyun eğmedik, eğmeyeceğiz. İktidarın makul kadın, makul aile, makul toplum yaratma anlayışını kabul etmiyoruz. Patriyarkaya ve erkek egemen zihniyete karşı el ele olacağız, mücadelemizi yükselteceğiz."