21 Eylül 2024 Cumartesi

İHD İstanbul Şubesi 3. havalimanı raporu yayımladı

3. havalimanı inşaatında yaşanan işçi isyanı ve gözaltılara ilişkin gözlem raporu yayımlayan İHD İstanbul Şubesi, işçilerin bugüne kadar 400 işçinin iş cinayetine kurban gittiğini aktardıklarını belirterek, "İşçilerin haklı ve insani taleplerinin karşılanmasını, gözaltındaki işçilerin serbest bırakılmasını istiyoruz" dedi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, 3. havalimanı inşaatında işçilerin çalışma ve yaşam koşullarına karşı iş bırakma eylemi yapması ve yaşanan gözaltılara ilişkin hazırladığı gözlem raporunu yayımladı.
 
İHD Çalışma Yaşamı Komisyonu'nun yer aldığı gözlemci heyetin, 15 Eylül günü Arnavutköy Jandarma Karakolu'na giderek yetkililerden bilgi almak istediği ancak; "yetkili yok" denilerek bu taleplerinin karşılanmadığı ifade edildi. Dernek avukatlarının gözaltındaki işçilere hukuki yardım sağlama isteğinin ise "emir var, içeri alamayız" denilerek engellendiğinin yazıldığı raporda, havalimanı işçilerinin yaşananları anlatmasına yer verildi.
 
'40 BİNE YAKIN İŞÇİ ÇALIŞIYOR'
 
İşçilerin, gözlemci heyete aktardıkları şu şekilde:
 
"Havalimanı inşaatında 40 bine yakın işçi çalışıyor. Çalışma koşulları insanlık dışı. Çalışma alanları ve özellikle barınma alanları, işçilerin kullandıkları tuvalet ve banyolar aşırı pis, temizlenmiyor. Yemekler kalitesiz, pis ve yetersiz. Yataklar, çarşaflar pis, yıkanmıyor. Çalışanların iş dışında zaman geçirdiği ve uyuduğu konteynırlarda aşırı miktarda tahtakurusu ve çeşitli haşereler var. Tahtakurusu ısırıkları (görüşmeler sırasında işçiler vücutlarındaki ısırıkları göstermiştir) işçilerin her gece uykusuz kalmasına ve bulaşıcı hastalık yayılmasına neden oluyor. Bu nedenle, acil önlem alınması gerekiyor. Ama bu talep görmezden geliniyor. Ayrıca; keyfi nedenlerle işten atmalar, maaşların geç ya da eksik ödenmesi, servis araçlarının aşırı pis ve eski olması gibi pek çok sorun var. En önemlisi inşaatta iş güvenliği hep ihmal ediliyor. Çalışanlar sadece kendi bölümünde yaşananları bilebiliyor; ama her gün ortalama iki ciddi 'kaza' yaşandığını, bu olaylarda çoğunlukla can kaybı gerçekleştiğini duyuyoruz.
 
400 İŞÇİ İŞ CİNAYETİNE KURBAN GİTTİ
 
Yaşanan iş cinayetleri kamuoyundan gizleniyor. Duyumlara göre 4 bini Nepalli olmak üzere, Azerbaycan, Türkmenistan gibi pek çok yerden 6-8 bin civarında yabancı işçi çalışıyor ve onların yaşadıkları sorunlar diğer çalışanlardan saklanıyor ve kamuoyuna yansımasına izin verilmiyor. İnşaatta yoğun bir işçi ve çalışan sirkülâsyonu söz konusu, elektrik işleri gibi eğitim gerektiren alanlar da dahi eğitimsiz kişiler çalıştırılıyor, iş güvenliği önlemleri alınmadığı gibi bu konuda şirket yetkililerine yapılan uyarılar da dikkate alınmıyor. Bugüne kadar 400 işçinin iş cinayetine kurban gittiği konuşuluyor. Yaşanan sorunların gizli kalmasında bir diğer etken; taşeron şirket sahiplerinin kendi köylülerini, akrabalarını çalıştırmalarından ve yaşananların duyulmasına izin vermemelerinden kaynaklanıyor. İşveren ve taşeron şirket yetkilileri genellikle, iş kazalarının işçinin hatasından kaynaklandığını iddia ediyor ve onları dava açarsa şirketin zarar göreceği, diğer akrabaların da işsiz kalacağı baskısı ile susturuyorlar. Örneğin; Perşembe günü, N. Aras 8 metre yüksekten düşerek ağır yaralandı, omurilik zedelenmesi dışında vücudunda kırıklar olduğu söyleniyor ve halen yoğun bakımda tutuluyor."
 
'İŞÇİLER KELEPÇELİ KARAKOLA GETİRİLDİ'
 
Ziyaretleri sırasında gözaltına alınan işçilerden 15'inin, elleri kelepçeli olarak iş yeri servis aracıyla Jandarma Karakolu'na getirildiğine tanık olduklarının belirtildiği raporda, "Arnavutköy Jandarma Karakolu'nda tutulan ve sayıları 400 civarında olduğu belirtilen işçilerden bir kısmının karakolun pencerelerinden seslenerek aç olduklarını söylemeleri ve kapıda bekleyen yakınlarından bisküvi ve su istemeleri ancak jandarmanın yiyecekleri içeri almadığı da tarafımızdan gözlenmiştir. Bu işçilerden 160'ı geç saatlerde serbest bırakılmış; ancak işyeri servis araçlarına bindirilerek şantiye alanına götürülmüşlerdir. Son olarak, gözaltına alınmamış olmakla birlikte karakol önünde yakınlarını bekleyen işçilerin tamamının; kötü çalışma koşullarının, pis barınma mekanlarının, yetersiz beslenmenin izlerini taşıdıkları heyetimizin ortak gözlemidir" ifadeleri kullanıldı.
 
Raporun sonunda şu ifadelere yer verildi:
 
-İşçilerin iş bırakma eylemlerinin 3. havalimanının açılışına yakın bir tarihte gerçekleşmesinin iktidar karşıtı siyasi bir amaç taşıdığı iddiası, işçilerin daha önce de kerelerce benzer taleplerle benzer eylemlerde bulundukları bilindiğinden, heyetimize inandırıcılıktan uzak görünmüştür.
 
-3. havalimanı inşaatı, çalışma koşullarının kötülüğü ve mevzuata aykırılığı yanında iş cinayetleri ile gündemdeki yerini korumakta ancak sorunları gidermeye dönük tedbirler alınması yerine, duruma itiraz eden ve koşulların iyileştirilmesini talep eden işçiler ve işçilere destek olmaya çalışanlar işveren ve devlet işbirliği ile gözaltına alınarak susturulmaya çalışılmaktadır.
 
-Oysa; Anayasa ve ILO sözleşmelerine açık aykırı koşulların derhal düzeltilmesi, çalışma koşulları ve iş güvenliği konularındaki eksikliklerin derhal giderilmesi gerekmektedir.
 
-İşçilerin olumsuz çalışma koşullarına karşı iş bırakmaları, anayasa ve ILO sözleşmeleri kapsamında meşru bir haktır ve bu hakkı kullanan işçilerin gözaltına alınmaları ya da işten atılmaları hukuka aykırıdır.
 
-Gözaltındaki işçilere hukuki yardımın engellenmesi savunma ve adil yargılanma hakkının gaspı yanında avukatların görevlerini yapmalarının keyfi olarak engellenmesidir.
 
-Gözaltındaki işçilerin tamamının, Kadıköy ve Ankara'da işçilere destek için basın açıklaması yapmak isterken hukuka aykırı olarak gözaltına alınanların derhal serbest bırakılmaları gerekmektedir.
 
-İşçilerin iddia ve taleplerini değerlendirmek, çalışma koşulları ve iş güvenliği konularında incelemeler yapmak ve gerekli önlemlerin acilen alınmasını sağlamak üzere Çalışma Bakanlığı derhal harekete geçmelidir.
 
-Şantiyedeki çalışma ve barınma koşulları ile yaşanan iş kazaları ve iş cinayetleri konusunda işyerinde örgütlü sendikanın ve bu alanda çalışan insan hakları ve hukuk örgütlerinin denetim ve inceleme yapmasına ve rapor hazırlamasına olanak sağlanmalıdır.
 
-İnsan hakları savunucuları olarak; 3'üncü Havalimanı inşaatı işçilerinin haklı mücadelesini destekliyor, Anayasa ve ILO sözleşmelerinden doğan haklarının verilmesini, haklı ve insani taleplerinin karşılanmasını, gözaltındaki işçiler ile destekçilerinin derhal serbest bırakılmasını istiyoruz."