20 Eylül 2024 Cuma

Hukuk örgütleri: Kayyum darbesini kabul etmiyoruz

Çağlayan'da yan yana gelen hukukçular, Hakkari'de kayyum darbesiyle halk iradesinin gasp edilmesini protesto ederek, tüm kamuoyunu duyarlılığa çağırdı. Eylemde, İstanbul Barosunun kayyuma karşı sessizliğine de tepki gösterildi.

Hukuk örgütleri, Hakkari'de belediyeye kayyum atanmasını Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi önünde protesto etti. "Hakkari halkının iradesi gasp edilemez" pankartı açılan eyleme, İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin, Emek Partisi (EMEP) milletvekili İskender Bayhan ve çok sayıda hukukçu katıldı.

Ortak basın açıklamasını okuyan Ezgi Önalan, 31 Mart 2024'te yapılan yerel seçimde Mehmet Sıddık Akış'ın Hakkari halkının yaklaşık yarısının oyunu alarak belediye eşbaşkanı seçildiğini ifade etti.

'HALK KAYYUM REJİMİNİ KABUL ETMEDİĞİNİ GÖSTERDİ'
AKP-MHP iktidarının seçim süreci boyunca pek çok usulsüzlük yaptığını vurgulayan Önalan, taşıma seçmen uygulamasını, Hilvan'da seçimlerin yenilenmesi kararını ve Van'da Abdullah Zeydan'ın mazbatasının gasp edilmeye çalışılmasını hatırlattı. Bütün bu hukuksuzluklara rağmen halkın kayyum rejimini kabul etmediğini gösterdiğini belirten Önalan, yerel seçimlerde büyük bir yenilgiye uğrayan AKP-MHP iktidarının bu kez de Hakkari halkının iradesini gasp etmeye çalıştığını söyledi.

'KÜRT HALKININ İRADESİ SİSTEMATİK OLARAK GASP EDİLİYOR'
"Hakkari belediyesi eş başkanı Mehmet Sıddık Akış, 10 yıl önce açılmış ve yargılaması devam eden bir dosya ve seçilmesinden sonra hazırlanan ve bugüne kadar onlarca defa karşılaştığımız soyut iddialarla gözaltına alınarak, yerine kayyum atanmıştır. Seçilmiş belediye başkanının gözaltına alındığı ve belediyeye kayyum atandığı iç işleri bakanlığı tarafından duyurulmuştur. Oysa sayın Mehmed Sıddık Akış  tüm hukuki prosedürlerini tamamlayarak Yüksek Seçim Kurulu'na başvurmuş, adaylığı yapılan incelemeler sonucu YSK tarafından kabul edilmiş ve Hakkari'de halkın büyük çoğunluğunun desteğini alarak seçilmiştir" diyen Önalan, bu durumun Hakkari halkının iradesine vurulmuş siyasi bir darbe olduğunu söyledi.

2016 yılından bu yana kayyum pratiğiyle Kürt halkının iradesinin sistematik olarak gasp edildiğini söyleyen Önalan, Kürt halkının iradesinin bir kere daha Hakkari belediye eşbaşkanı nezdinde gasp edilmek istendiğini vurguladı.

'İKTİDARIN BEKASI İÇİN KAYYUM SİYASETİ UYGULANIYOR'
Önalan, şöyle devam etti: "AKP-MHP iktidarı, seçimle kazanamadığı şehirleri, vali ve kaymakam gibi iktidara bağlı memurları aracılığıyla kayyum siyaseti ile, bir yönetme biçimi olarak ve kendi iktidarının bekası için uygulama haline getirmek istemektedir. Bugüne kadar Kürt belediyelerine atanan kayyumlar, Boğaziçi Üniversitesi gibi yönetimi, hocaları, öğrencileriyle muhalif olan üniversitelere, liselere kayyum rektörler ve müdürler atayarak devam etmektedir. Halkın iradesini kayyumla gasp eden iktidar, buna karşı yapılmak istenen protesto eylemlerini yine memuru olan valilik ve kaymakamlıklar eliyle yasaklamakta, sıkıştığı anda iktidarın yanında hizalanan hukuk da buna göz yumarak, içinde avukatların da olduğu onlarca kişiyi gözaltına almaktadır."

'KAMUOYUNU DUYARLILIĞA ÇAĞIRIYORUZ'
Halkın iradesini yok sayan, demokratik ilkeleri ortadan kaldıran kayyum siyasetini ve halkların iradesine yapılan darbeyi kabul etmediklerini vurgulayan Önalan, "Siyasal iktidarı ve yargı organlarını halkın iradesine saygı duymaya, bakanlık aracılığıyla yapılan darbe girişime karşı bütün demokratik kamuoyunu duyarlılığa çağırıyoruz" dedi.

KESKİN: İSTANBUL BAROSUNUN SESSİZLİĞİNİ KINIYORUZ
İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, Hakkari'de Kürt halkının iradesine bir kez daha darbe vurulduğunu belirterek, 28 baronun bu darbeye karşı dik bir duruş sergilediğini vurguladı. "İsterdik ki İstanbul Barosu da bu haksızlığa karşı tavır alsın ancak maalesef ki bir kez daha İstanbul Barosunu bu haksızlığın karşısında göremedik. Bu nedenle İstanbul Barosunu, baroya bağlı hukukçular olarak kınıyoruz" diyen Keskin, "yumuşama" ve "normalleşme" tartışmalarına da dikkat çekerek, Kürt halkı için "yumuşama" ya da "normalleşme" söz konusu olmadığını söyledi.

Eylem boyunca "Biji berxwedana Colemerg", "Kayyumlar gidecek, biz kalacağız", "Faşizme karşı omuz omuza" sloganları atıldı.