24 Kasım 2024 Pazar

HDP'nin yerel seçimlere hazırlık toplantısı Diyarbakır'da başladı

HDP, yerel seçimlere ilişkin ilk kapsamlı toplantısına Diyarbakır'da başladı. Toplantının açılışında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Temelli, "Yerel demokrasi anlayışımız Türkiye'nin önündeki tıkanıklıkları aşabilecek bir perspektiftir" dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP), yerel seçimlere ilişkin ilk kapsamlı toplantısına Diyarbakır'da başladı. 2 gün sürecek Yerel Seçimlere Hazırlık Toplantısı'nın başlangıcında HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli konuştu.
 
Temelli, "Seçimler bizim için bir amaç değil, uzun soluklu mücadelemizin, barış ve demokrasi mücadelemizin önemli uğraklarıdır. 24 Haziran gibi yerel seçimler de bizim için aynı kapsamdadır. Uzun soluklu bu mücadeleden geliyoruz ve bu mücadelenin uzun bir yolculuk olduğunu biliyoruz. Bu otoriter rejim koşullarında, bu faşizm koşullarında faşizme karşı mücadelenin tam da bu zeminlerde yürüyeceği bilinciyle yerel seçim çalışmalarını da bu anlamıyla değerlendireceğiz" dedi.
 
İDLİB'DE 2 MİLYONDAN FAZLA İNSAN ACI BİR GELECEĞE TERK EDİLDİ
 
Mücadelelerinin Türkiye kadar, Ortadoğu kadar dünya barışı için de büyük önem taşıdığını ifade eden Temelli, "2015 Nisanı'nda tecridin başlaması Türkiye'nin yeni bir savaş sürecine sokulması anlamına gelmektedir. Bu savaş süreci acı deneyimlerle hafızamızda. Önümüzde yine büyük savaşlar var. Bugün İdlib, Türkiye'nin sürüklendiği savaş politikasının sonucu olarak bu şekilde gündemde. Bugün İdlib üzerinde gerçekleştirilen pazarlıklar, Suriye macerasının geldiği yeri işaret ediyor. Alt emperyal hevesle başladıkları kirli yolculuk, Ortadoğu'ya acıdan başka bir şey getirmedi. Bugün İdlib'de 2 milyondan fazla insan acı bir geleceğe terk edildi. Çetelerle yapılan ittifakların sonucu Suriye'ye savaş girdabından başka bir şey getirmedi" diye konuştu.
 
Suriye'nin geleceğine Suriye halklarının karar verebileceğini vurgulayan Temelli, "Suriye rejimi geçmişte büyük hatalar yapmıştır. Bu hataları aşmasının yolu Suriye halklarının müdahil olmasıdır. Yoksa emperyal heveslerin Suriye'yi biçimlendirmesi ile değil. Ne zaman sıkışsalar 'dış güçler' diyorlar. Kimdir bu dış güçler? Dış güçler bu halkın emeğini sattıklarınız, birlikte savaş politikaları ürettiklerinizdir. Bir emperyalistten diğer emperyaliste tenis topu gibi savrulan bir dış politika olabilir mi? Bu kadar itibarsız ve çıkarcı bir dış politika Türkiye'yi içinde çıkılmaz bir yere getirdi" diye belirtti.
 
Temelli konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Barış sözcüğünün bile suç sayıldığı bir yere geldik. Ama biz ısrarla sadece Türkiye'de değil Ortadoğu'da, Suriye'de barışı savunmaya, dillendirmeye devam edeceğiz. Bu anlamıyla da İdlib'deki çözümün barışçıl olabilmesi için herkes elinden geleni yapmalıdır. Tüm dünyaya çağrıda bulunuyoruz. Bakın, Afrin'e sessiz kalanlar Afrin'de işlenen suçların ortağıdırlar. Bugün Afrin'de talan var, işkence var, kadınların pazarlarda satıldığı bir Afrin var. O günlerde Afrin'de barışı dillendirirken bizi suçlayanlar bugün İdlib pazarlığı yaparken yüzleri kızarmadan barışı ağızlarına alıyorlar. Ama bunun ne kadar samimiyetsiz olduğu gün gibi ortada. ABD ile arası bozulunca Rusya'ya koşanlar, Rusya'yla işini göremeyince Almanya'ya koşanlar tenis topuna dönmüştür. Bu gidişata son vermek bizim elimizde. Bu ancak bugünkü iktidara, bu otoriter rejime karşı barış özgürlük, demokrasi mücadelesi ile başarılabilir."
 
Demokratik siyasete yönelik saldırların arkasında savaş politikasının olduğunu söyleyen Temelli, "Suruç'ta başlayan savaş Cizre'de, Suruç'ta, Ankara'da devam etmiştir. Savaş hız kesmediği gibi tüm topluma büyük yıkım getirmiştir. Büyük yoksulluk getirmiştir. 'Dış güçler Türkiye'ye karşı ekonomik savaş başlattı' diyorlar. 'Birlikte milli karşı duruş gerçekleştirelim' diyorlar. 'Yastıkların altındaki dolarları bozarsak savaşı kazanırız' diyorlar. Evet, bir savaş var ama bu savaş yoksullara, emekçilere, kadınlara karşı var. Savaş size karşı yok, siz savaşın müsebbibisiniz, siz tam da bu savaş ittifakının parçasısınız. Ülke ekonomisi bu kadar zor durumdayken siz S-400, F-35 anlaşması yapıyorsunuz. Bütün bunları Kürt düşmanlığı üzerinden toplumu ayrıştırarak gerçekleştirmeye devam ediyorsunuz" dedi.
 
'ARTIK ORTADA BÜTÇE YOK'
 
Temelli, "Biz yerel seçimlere giderken bu mücadelemizi daha da halklarımızın, emekçilerin, çocukların, kadınların geleceği için yükseltmeye devam edeceğiz. Bugün ekonomideki krizin en büyük sebeplerinden biri savaş politikaları. Bütçeden savaşa ayrılan kaynak devasa boyutta. Tabi artık ortada bütçe de yok" diye vurguladı.
 
'KAYYUMLARI GÖNDERECEĞİZ'
 
Belediyelere atanan kayyumlara değinen Temelli, şöyle konuştu:
"Koca bir coğrafya kayyum coğrafyasına dönmüş durumda. 2016 yılında başlayan bu kayyum atamaları sonucunda bizim 102 belediyemizden 95'ine kayyum atadılar. 95 belediyede o güne kadar yürüttüğümüz belediyeciliği hayata geçirirken, kayyumlar döneminde bu belediyecilikten eser kalmadı. Halkın kaynakları çarçur edildi. Halkın değil iktidarın çıkarlarına aktarıldı kaynaklar. Sıfır borçla, hatta kasalarında kaynakla devraldıkları belediyeleri borçlandırdılar. Siyasi olarak da bu halkın değerlerine saldırdılar. Tabelaları indirdiler, kadın çocuk birimlerini kapattılar. Tek anladıkları şey çıkar ilişkisi ve bu ilişkiye uymayan her şey onlar için kayyumlaştırılmalı. Kayyumlaştırdılar ve kapattılar. İnsanların diline, halkın tarihine, doğasına saldırdılar. Tüm bunlar tüm dünyanın gözü önünde olurken kimse sesini çıkarmadı. Türkiye'nin batısı da sesini çıkarmadı ama onlara da dokundular. Şimdi yine merkezileştirme peşindeler. Bunlara izin vermemek için yan yana geleceğiz ve bu kayyumlardan kurtulacağız. Bu kayyumlar bu coğrafyadan bir daha gelmemek üzere gidecek. Giderken de nasıl bu belediyeleri bu kadar borca batırdılarsa o borçları da alıp gidecekler. Bu halk onların borçlarını sırtlamayacak. Biz yerel yönetimlerde tekrar iktidara geldiğimizde tabelalarımızı da asacağız, kapanmış kurumlarımızı da açacağız. Geçmişten aldığımız deneyimlerle yeni bir yerel yönetim anlayışını var edeceğiz."
 
Yerel seçimlere giderken 7 aylık dönemi verimli bir şekilde değerlendirmek istediklerini ifade eden Temelli, "Biz radikal demokrasi perspektifimizle yerinden yönetim anlayışını, yerel demokrasi anlayışını hayata geçirmek istiyoruz. Aslolan insanın kendini ve kentini yönetmesidir. Aslolan siyasi iradenin toplumsal yaşam içinde yeniden örülebilmesidir. Yerel demokrasi anlayışımız Türkiye'nin önündeki tıkanıklıkları aşabilecek bir perspektiftir. 24 Haziran'da dile getirdik; 'bu rejim değişikliğine karşı bizim alternatifimiz var' dedik. 'Yerel demokrasi ile güçlendirilmiş bir sistemimiz var' dedik. Siyasetin toplumsallaşması açısından yerel demokrasi, yerinden yönetim en önemli adımlardan biridir. Biz buna taban demokrasisi diyoruz, katılımcı demokrasi diyoruz. Bugün Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'na bile şerh koymuş bu zihniyete, bu kayyumcu zihniyete karşı gelişmiş bir demokrasi, insan haklarına saygılı, kuvvetler ayrılığı çerçevesinde bir demokrasiyi bu ülkeye vaat eden bir yerel demokrasi anlayışıyla hepinizi bu yolculuğa bir kez daha davet ediyorum" diyerek konuşmasını sonlandırdı.