26 Kasım 2024 Salı

HDP Kadın Meclisi: Kadın yoksulluğuna hayır

HDP Kadın Meclisi, "Kadınlar için adalet" kampanyasının ikinci aşaması olan "Kadın yoksulluğuna hayır" çalışması başlattı. HDP İstanbul İl binasında çalışmaya ilişkin düzenlenen basın toplantısında konuşan HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Başaran, Ege'den başlatacakları çalışmayı, Türkiye'nin dört bir tarafında ve Kürdistan'da yürütecekleri bilgisini verdi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi, "Kadınlar için adalet" kampanyasına, "Kadın yoksulluğuna hayır" çalışmasıyla devam edecek.

HDP İstanbul İl binasında çalışmaya ilişkin bilgilendirme açıklaması yapan HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, "Kadınların yoksul kaldığı bütün alanlarda mücadele etmek için, ortak ses yükseltmek için çalışmalarımıza başlayacağız. İlk çalışma alanımız Ege olacak, ardından Türkiye'nin dört bir tarafında ve Kürdistan'da bu çalışmayı yürüteceğiz" dedi.

Basın toplantısına, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü İdil Uğurlu, Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) MYK üyesi Çiçek Otlu, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Canan Yüce, Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP) Sözcüsü Sevtap Akdağ, Devrimci Parti'den Melda Çelik, HDP'li vekiller Hüda Kaya, Serpil Kemalbay ile HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Elif Bulut katıldı.

'GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ'
Basın toplantısında konuşan HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Başaran, bugün sabah saatlerinde Diyarbakır'da Rosa Kadın Derneği'ne yönelik polis baskını ve gözaltı saldırısına tepki gösterdi.

İktidarın önündeki en büyük engel olarak kadınları gördüğünü söyleyen Başaran, geçen yıl da benzer bir şekilde Rosa Kadın Derneği'ne polis baskını ve tutuklamalar olduğunu hatırlattı, "Bu saldırılar ne bize ne kadın mücadelesine geri adım attıramaz. Buradan bütün kadınları, kadın mücadelesini sahiplenmeye çağırıyoruz" dedi.

KADIN YOKSULLUĞUNA HAYIR ÇALIŞMASI
10 Şubat'ta "Kadınlar için adalet" kampanyasının startını verdiklerini hatırlatan Başaran, bugünden itibaren "Kadın yoksulluğuna hayır" çalışmasını başlattıklarını duyurdu. İlk olarak Ege'den başlayacak olan çalışma kapsamında işçi, emekçi, KHK'lı, ev emekçisi, göçmen ve mülteci, tarım emekçisi kadınlarla buluşmalar gerçekleştireceklerini söyledi. Başaran, erkek egemen iktidar tarafından hedef gösterilen LGBTİ+'larla dayanışma içinde olacaklarını belirtti.

'EMEĞİMİZİN SÖMÜRÜLMESİNE, YOK SAYILMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ'
Kadınlara işsizlik ya da sağlıklarını riske atarak çalışma dışında seçenek bırakılmadığına işaret eden Başaran, pandemi sürecinde kadın yoksulluğunun derinleştiğini söyledi. Kadın emeği sömürüsünün derinleştiği, kadınların esnek ve güvencesiz işlerde çalışmak zorunda bırakıldığını kaydeden Başaran, pandemi sürecinde kadınların ilk işten çıkarılan ya da ücretsiz izne gönderilen kesimlerin başında geldiğini belirtti.

Kadınların emeğinin sömürülmesine, yok sayılmasına asla izin vermeyeceklerini kaydeden Başaran, "Kadınların yaşadıkları sorunları onlardan dinleyecek, taleplerini bulunduğumuz her mekanizmada dile getireceğiz" diyerek fabrikalarda, atölyelerde, merdiven altı işlerde güvencesiz ve kayıt dışı işlerde çalışmak zorunda kalan kadınlarla buluşacaklarının bilgisini verdi.

Pandemi döneminde artan krizin etkilerini en ağır şekilde kadınların yaşadığını söyleyen Başaran şöyle konuştu: "Ev içi emeği görülmeyen; işyerlerinde, fabrikalarda ucuz işgücü olarak çalıştırılan, kamusal alanda her türlü mobbing ve ayrımcılığa maruz kalan kadınlar pandemi süreci ile birlikte işsiz bırakılarak evlere hapsedilmek istenmektedir. Yine bugün birçok kadın kreş ve benzeri desteklerden ücretsiz bir şekilde faydalanamadığı için çalışma yaşamının dışında kalabiliyor veya işten ayrılmak zorunda bırakılıyor. Kadınlar pandemi süreci ile birlikte bir yandan yoksullukla baş başa bırakılırken diğer yandan ekonomik özgürlükleri ellerinden alınarak erkeğe bağımlı hale getirilmek istenmektedir."

'KOD 29 UYGULAMASIYLA KADINLAR HEDEF ALINDI'
İşten atmaların yasaklandığı söylenmesine rağmen Kod 29 uygulamasıyla çok sayıda işçinin işten çıkarıldığını hatırlatan HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, Kod 29 uygulamasıyla öncelikle kadınların hedef alındığına dikkat çekti.

Başaran, Kod 29 ile işten atmalara karşı direnen Migros, Sinbo ve SML Etiket işçisi kadınlar başta olmak üzere tüm kadın işçilere dayanışma mesajlarını iletti, "Sendikal faaliyet haktır. İşten çıkarılan işçilerle buluşmaya dayanışma göstermeye devam edeceğiz. İşlerine geri dönene kadar asla geri adım atmayacağız" dedi.

'BİZİ YOKSULLUĞA MAHKUM ETMENİZE İZİN VERMEYECEĞİZ'
Aile içinde kadının sırtına yüklenen yaşlı, engelli ve hasta bakımının istihdama katılım olarak yansıtıldığını söyleyen Başaran, bu kadınların sosyal güvenceden yoksun olduklarına işaret etti, "Sosyal yardım adı altında kadınları evlere hapsedip yoksulluğa mahkum etmelerine müsaade etmeyeceğiz. Hep birlikte bizlere dayatılmak istenen bu rollere karşı mücadele edeceğiz. Gittiğimiz her yerde dokunduğumuz her kadınla bunları konuşacağız" diye konuştu.

'LGBTİ+'LAR İLE DAYANIŞMA İÇERİSİNDE OLACAĞIZ'
LGBTİ+'ların iktidar tarafından hedef gösterildiğini belirten Başaran, "Cinsiyetçi, tekçi, erkek egemen zihniyete karşı gökkuşağı renklerimizle bir arada olarak dayanışarak bu politikaların son bulması için hep birlikte mücadele edeceğiz" diye konuştu.

'KADINLAR SİYASİ ALAN VE ÜRETİMDEN ÇEKİLMEK İSTENİYOR'
Belediyelere kayyum atanarak kadın kurumlarının kapatıldığına, kadınların istihdam ve birlikte üretme alanlarının gasp edildiğine işaret eden Başaran şunları söyledi: "Bizler buradan bir kez daha sesleniyoruz. Gaspçı ve talancı kayyım siyasetine karşı haklarımızdan ve kazanımlarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Kayyımlar eliyle işten çıkarılan kadınlarla buluşmalar gerçekleştireceğiz. Onlarla birlikte örgütlülüğümüzü genişleterek, mücadelemizi büyüterek kayyımları göndereceğiz, kazanımlarımızı geri alacağız. Kooperatiflerimizi, mesleki eğitim kurslarımızı, kadın merkezlerimizi yeniden ve hep birlikte açacağız."

Mevsimlik tarım işçisi kadınlarla buluşmalar gerçekleştireceklerini ve kolektif üretim alanları yaratmaya çalışacaklarını belirten Başaran, savaş ve şiddet politikalarından kaynaklı göçmen ve mülteci konumuna düşen kadınların ucuz işgücü olarak görüldüğüne dikkat çekti, mülteci ve göçmen kadınlarla buluşacaklarını söyledi.

KHK'lı kadınlarla da buluşacaklarını söyleyen Başaran, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştirmeyi amaçlayan kadın üniversitelerinin açılmasına izin vermeyeceklerini vurguladı.

'BİZİM OLANI ALACAĞIZ'
Başaran, iş yerleri, tarlalar, fabrikalar, atölyeler ve evlerin bu çalışma kapsamında kadınlarla buluşma alanları olacağını söyleyerek, "Dinleyeceğiz. Soracağız. Öğreneceğiz. Sorunları, talepleri, eleştirileri dinleyecek, özümseyecek ve bu yoksulluğun, bu korkunç uçurumun kapanması için elimizden gelen her şeyi yapacağız. İktidar suni gündemler yaratadursun, kazanımlarımızdan asla vazgeçmeyecek, bizim olanı alacağız. Sözü olanın sözünü sokaklardan, fabrikalardan, hallerden, tarlalardan meclise taşıyacağız. Bu derinleşen yoksulluğun sesini sebep olanların duymazdan gelemeyeceği bir çığlık olarak yükseltmek için 'Kadın yoksulluğuna hayır, kadınlar için adalet' şiarıyla kampanyamızın ikinci kısmını başlatıyoruz" dedi.