GÜNCEL
HBDH, 6-7 Eylül'de katledilen Rumları andı
Halkların Birleşik Devrimci Hareketi (HBDH), Rum halkına yönelik 6-7 Eylül saldırılarının yıl dönümünde açıklama yaptı, "Irkçı tekçi devletler halkların düşmanıdır" dedi.
Halkların Birleşik Devrimci Hareketi (HBDH), Rum halkına yönelik olarak 6-7 Eylül 1955 tarihinde gerçekleşen saldırıların yıl dönümünde açıklama yaptı.
6-7 Eylül'ün "devlet katliamı" olduğunun altını çizen HBDH, "Tayyip Erdoğan ve ondan önceki faşist yönetimlerin rol model kabul ettikleri Adnan Menderes ve ekibi 6-7 Eylül katliamının başlıca sorumlularındandır" dedi.
Söz konusu katliam saldırılarında 4 bin 200 ev, bin işyeri, 73 kilise, 26 okul ve mezarlığın kullanılamaz hale geldiğine dikkat çeken HBDH, "Rum halkından 11 kişi katledildi, yüzlercesi de yaralandı. Saldırı sonrasında Rumlar ev ve işyerlerini, tüm varlıklarını bırakarak Yunanistan'a geçmek zorunda kaldı. Cumhuriyetin kuruluş yıllarında sayıları İstanbul ve çevresinde yaklaşık 1 milyon olan Rumlar, zaten adım adım zorla ve baskıyla göçettirilmekteydi. 6-7 Eylül 1955'e gelindiğinde İstanbul'da 280 bine gerilemiş olan Rum halkının sayısı, katliam sonrasında neredeyse 2 bin kişiye kadar indi" diye belirtti.
Rum halkından geriye kalan tüm mülke Türk burjuvazisinin el koyduğunu hatırlatan HBDH, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Bugün halen tıpkı Ermeni halkımıza yaptıkları gibi Rum arazilerinde, evlerinde kalan, onların varlıklarını kendine sermaye yapan burjuva çevreleri bilinmekte ve Türkiye siyasetine onlar yön vermeye çalışmaktadır. Varlığını Ermenilerin, Rumların ya da Kürtlerin gaspedilen değerleri, mülk ve arazileri üzerine kuran Türk burjuva çevrelerinin milliyetçiliklerinin ardında biraz da bu gerçek yatmaktadır. Çünkü bu topraklarda, talancılık ve yağmacılık, milliyetçilikle örtülmektedir."
Dönemin özel harp daire başkanı Sabri Yirmibeşoğlu'un daha sonra yapılan bir röportajda söylediği “6 ve 7 eylül bir özel harp işidir. Muhteşem bir örgütlenmeydi. Amacına da ulaştı" sözünü hatırlatan HBDH, aynı yağmacı ve katliamcı zihniyetin bugün de sürdüğünü vurguladı.
HBDH açıklamasında şunları belirtti:
"Aradan geçen 63 yıla rağmen, İstanbul'da 6-7 Eylül'de yaşananlar, bu gün de güncelliğini koruyor. Devlet eliyle katliamlar örgütlenmeye devam ediyor, Türk olmayan halklar, sürgünlerden, katliamlardan, asimilasyon ve zorbalıklardan geçiriliyor. Tüm bu politikalara rağmen yok edilemeyen Kürt halkı için çöktürme planları ve yok etme çalışmaları sürdürülüyor. Çünkü, Tayyip Erdoğan diktatörlüğü, aynı gelenekten gelen ve 'kadın da olsa, çocuk da olsa gereği yapılacaktır' diyerek, Kürt kentlerine, yoksul alevi kitlelerine, sayısı neredeyse yüzlere düşen, bu toprakların kadim halklarına ve inançlarına saldıran, yok etmek isteyen bir çizgiyi temsil ediyor."
AKP iktidarının Rojava ve Şengal'e yönelik saldırılarına dikkat çeken HBDH, "Tüm ezilen insanlık için bir tehdit oluşturan, bu faşist zihniyete ve onun saldırılarına karşı birleşik devrimci mücadeleyi büyütmek, halklar arasında kardeşliği ve eşitliği inşa ederek, ortak bir irade haline gelmek, kendine devrimci, demokrat, ilerici, yurtsever diyen herkesin önündeki en temel görevlerden biridir. Halkların Birleşik Devrim Hareketi, bu uğurda mücadele edenlerin ortak örgütlenmesi ve faşizmin yenilmesi ve halkların özgürlüğü için dövüşen öncüsüdür" dedi.
6-7 Eylül'de katledilenleri anan HBDH, "Ezilen halklarımızı, yeni 6-7 Eylüllere, yeni katliam ve zulümlere dur demek için, birleşik devrimci mücadeleyi büyütmeye, faşizmden hesap sormaya çağırıyoruz" diye belirtti.