Hatimoğulları: Kürt sorununu çözmeyen bir Türkiye dış siyasette başarıya imza atamaz
Haftalık meclis grup toplantısında gündemi değerlendiren Tülay Hatimoğulları, "Türkiye resmi olarak Suriye ile görüşmelidir ama bu görüşmeler gerçekleşeceği zaman oradaki Kürt halkının iradesi ile de görüşülmelidir. Çok iyi biliyoruz ki Kürt sorununu çözmemiş olan bir Türkiye'nin dış siyasette başarıya imza atma ihtimali yoktur" dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin haftalık meclis grup toplantısında gündemi değerlendirdi.
Aydın, İzmir ve Menderes'teki orman yangınlarına işaret eden Hatimoğulları, "Diyarbakır ve Mardin yangınlarında bunları çok konuştuk ama batıda yakılan ormanların neden yakıldığını gayet iyi biliyoruz. Turizm ve maden şirketlerine peşkeş çekmek için, zenginlere imar alanları açmak için o ormanlar yakılıyor. Bunu asla kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz" dedi.
'ALEVİ CANLARIN YANINDAYIZ'
Bugünün Sivas katliamının 31. yıl dönümü olduğunu hatırlatan Hatimoğulları, Sivas davasının iktidar taraından çok kötü yönetildiğini ve insanlığa karşı suç kapsamına alınmadığını söyledi. "Hiçbir firari sanığın yakalanması için doğru düzgün bir adım atılmadı. Tutuklanıp yargılananların bir tanesi Cumhurbaşkanı tarafından serbest bırakıldı, biri de hastalığı gerekçe gösterilerek serbest bırakıldı. Zaman aşımına uğradığına dair karar açıklandığında Erdoğan 'hayırlı olsun' dedi. Bizler zalimlerin bu yaptıklarına karşı, Alevi canlarımızın tarih boyunca uğradığı katliamları aratmayan adımları atanlara karşı Alevi canlarımızın dün olduğu gibi bugün de yanındayız" diyen Hatimoğulları, Alevilerden özür dilenmesi ve katliamlarla yüzleşmek için mecliste komisyon oluşturulması çağrısı yaptı.
Son dönemde artan "3. dünya savaşı" tartışmalarına işaret eden Hatimoğulları, "Açlığı ve sefaleti her yere yayan, Karun gibi zenginleşen, Dehak gibi zalimleşen bu iktidar şimdi de bir savaş tamtamlığını iç siyaseti dizayn etmek ve Türkiye'deki açlık ve yoksulluğun üzerini örtmek için kullanıyor. Küresel ölçekte sermayenin yaşamış olduğu krizden çıkış yolu aradığını biliyoruz. Bu krizin milyarlarca insanı aç bıraktığını çok iyi biliyoruz. Dünya ölçeğinde savaş çıkarmaya çalıştıklarını, odak nokta olarak şu anda Ortadoğu ve Kuzey Afrika'yı seçtiklerini, bu emperyalist paylaşım savaşının Rusya ve Ukrayna'ya yayıldığını görebiliyoruz" dedi.
'SINIRIN ÖTESİNE AÇILMIŞ SAVAŞIN FARKINDAYIZ'
Sınır ötesi operasyonları, dış politikaları yıllardır eleştirdiklerini hatırlatan Hatimoğulları, şöyle devam etti: "Kürt sorununu demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözmemek için sınırın ötesine açılmış savaşın da hepimiz farkındayız. İktidarın bizim bütün bu uyarılarımıza pratikte verdiği yanıt şudur. Filistin'in yanında göründü ama silah yapımında kullanılan malzemeler dahil olmak üzere İsrail'e ihracat yapmaktan vazgeçmedi. Suriye iç savaşına bu şekilde müdahale etmeniz Türkiye'yi savaşa çeker; Türkiye'de birçok katliamın nedeni bu olmuştur, dedik. 10 Ekim Gar Katliamı, Suruç ve birçok katliamın nedeni sizin Suriye'nin iç işlerine karışmanızdır, dedik. Orada desteklediğiniz ÖSO güçleri, IŞİD, El Nusra ve uzantısı güçlerin sonucudur, dedik. Ama bunlar her zamanki gibi bizi değil dinlemek, söylediklerimizi ters yüz etmeye çalıştılar."
Kayseri'de Suriyeli göçmenlere dönük ırkçı saldırıların birçok ile yayıldığına işaret eden Hatimoğulları, çocuğa cinsel istismara herkesin tepki göstermesi gerektiğini ama bu bahane edilerek bir pogrom denemesi yapılmasını kabul etmediklerini söyledi.
'QAMİSLO İLE DE GÖRÜŞÜLMELİ'
İktidarın Suriye'nin iç işlerine karışmadıkları yönündeki iddialarını hatırlatan Hatimoğulları, "Peki, işiniz yoksa ve iç işlerine karışmıyorsanız Afrin'de neden kaymakam atadınız? Neden Türkiye'ye bağlı üniversitelerin, Antep Üniversitesinin şubesini açtınız? Neden PTT açtınız ve ÖSO güçlerine Türkiye'nin parası ile maaş ödüyorsunuz? Bu yapılanlar iç işlerine karışmak değilse nedir? O halde biz buradan bir kez daha şunu söylüyoruz: Suriye ve göçmen karşıtlığının tehlikeli bir yere evrilmesini önlemek, maliyeti yüksek can kaybına sebep verecek katliamlara dönüşmesini engellemek bu iktidarın görevidir" dedi.
Türkiye'nin bölge ve dünya açısından çok önemli bir ülke olduğunu vurgulayan Hatimoğulları, "Evet, Türkiye resmi olarak Suriye ile görüşmelidir, Esad ile de görüşmelidir ama bu görüşmeler gerçekleşeceği zaman oradaki Kürt halkının iradesi ile de görüşülmelidir. Qamişlo ile de görüşülmelidir, her kesimle mutlaka görüşülmelidir. Çok iyi biliyoruz ki Kürt sorununu çözmemiş olan bir Türkiye'nin dış siyasette başarıya imza atma ihtimali yoktur" ifadelerini kullandı.
'ANNELERİN TALEPLERİNİN SONUNA KADAR ARKASINDAYIZ'
İmralı tecridinin kaldırılması ve Kürt sorununda demokratik çözüm talebiyle tutsakların ve Barış Annelerinin direnişine işaret eden Hatimoğulları, "Şu an tecridin ortadan kalkması ve Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesi için cezaevlerinde devam eden bir direniş var. Analar bir yandan bu direnişi destekliyor ve bir yandan yaptıkları eylemlerle her hafta Ankara'ya gelerek ve Adalet Bakanlığıyla görüşme talep ederek bu taleplerini tüm Türkiye'ye duyuruyorlar. Biz de DEM Parti olarak annelerin taleplerinin sonuna kadar arkasındayız" dedi.
'VİYAN TEKÇE BAŞKAN VEKİLİ OLARAK ATANMALI'
Hakkari'deki kayyum darbesine karşı Kartal'da düzenlenen mitingi hatırlatan Hatimoğulları, "Kayyum gayrimeşrudur, kayyum hukuk dışıdır, kayyum 31 Mart'ta bir kez daha toprağa gömülmüştür. Kayyum politikasından derhal vazgeçilmelidir. Hakkari Belediye Meclisinin seçtiği Viyan Tekçe başkan vekili olarak derhal atanmalıdır" dedi.
'NORMALLEŞME DERİN BİR YALAN'
Normalleşmenin derin bir yalan olduğunu vurgulayan Hatimoğulları, Kobanê, Gezi, 10 Ekim davalarında verilen kararları hatırlattı. "1 Mayıs'ta tutuklananlar için yine onlarca yıl hapis istendi. Antep'te 'terör' diyerek HDP yöneticilerine, onlarca devrimciye cezalar yağdırıldı. Muğla Seydikemer'de Mardinli 4 tarım işçisi kalabalık bir ırkçı grup tarafından darp edildi. Neden? Kürtçe konuştukları için, Kürt oldukları için. Buna bu iktidar normalleşme diyor" ifadelerini kullanan Hatimoğulları, Erdoğan'ın kendilerini çekmek istediği zemine girmeyeceklerinin altını çizdi.
'ASGARİ ÜCRETE DERHAL ZAM YAPILMALI'
9. Yargı Paketi'yle kadınların haklarının gasp edilmeye çalışıldığını ifade eden Hatimoğulları, "Çağrımızı yineliyoruz: Hangi partiden olduklarından bağımsız olarak Meclis'teki bütün kadın vekiller 9. Yargı Paketine karşı çıkmalıdır, erkek milletvekillerinin karşı oy kullanmalarını sağlamalıdır" dedi. Temmuzda asgari ücrete zam yapılmayacağı yönündeki açıklamaya tepki gösteren Hatimoğulları, diğer yanda elektriğe yüzde 38 zam yapıldığına işaret etti. "IMF'ye gitmeyeceğiz dediler ama IMF'ye gitmiş kadar kemer sıkma politikası uyguluyorlar şimdi. IMF'nin programını IMF'siz bir şekilde zaten hayata geçiriyorlar. Çalışanların hizmet sektöründe aldıkları bahşişe bile vergi koymayı düşünüyorlar ama İngiliz elektrik şirketini Kurumlar Vergisinden muaf tutabiliyorlar" diyen Hatimoğulları, elektrik zammının derhal geri çekilmesi, asgari ücrete derhal zam yapılması gerektiğini vurguladı.
'EKMEK VE ADALET KAMPANYAMIZI BAŞLATIYORUZ'
Hatimoğulları, şöyle devam etti: "Biz DEM Parti olarak kayyumcu zihniyete karşı yaptığımız çalışmalarımıza devam ediyoruz ve şu an İradeye Saygı Yürüyüşümüz devam ediyor. İstanbul'dan başladı, Türkiye'nin dört bir yanından Hakkari'ye doğru arkadaşlarımız yol alıyor. İradeye Saygı Yürüyüşünü burada sizlerin huzurunda selamlıyorum. Ekmeğe ve adalete her şeyden çok ihtiyacımız olan bir dönemden geçtiğimiz için aynı zamanda Ekmek ve Adalet Kampanyamızı başlatıyoruz. Bu kampanyada yaz boyunca ve sonraki süreçlerde yürüteceğimiz çalışmayla Türkiye ve Kürdistan'ın dört bir yanında işçilerle, üreticilerle, çiftçilerle, yoksullarla, esnafla yan yana geleceğiz. Yoksul kadınlarla, işçi ve emekçi kadınlarla yan yana geleceğiz. Türkiye ve Kürdistan'ın dört bir yanında açlığa ve yoksulluğa hep birlikte dur diyeceğiz. Yalnızlaştırmaya çalıştıkları, hakkına hukukuna girdikleri her kesimle omuz omuza olacağız."