25 Kasım 2024 Pazartesi

Hatimoğulları: Kayyuma karşı mücadeleyi her alanda devam ettireceğiz

Diyarbakır'da binlerce kişi kayyum darbesine karşı yürüdü. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, "Yüreği adaletten, barıştan, kardeşlikten ve demokrasiden yana olan herkesi, seçme ve seçilme hakkına ve demokrasiye sahip çıkmaya davet ediyoruz. Bizler demokratik zeminde kayyuma karşı mücadelemizi her alanda devam ettireceğiz" ifadelerini kullandı.

Batman, Mardin ve Halfeti belediyelerine yönelik kayyum darbesine karşı binlerce kişi Diyarbakır'da yürüdü. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanları Serra Bucak ve Doğan Hatun'un da katıldığı yürüyüşte, "Halkın iradesi gasp edilemez! Kayyumlara geçit yok" pankartı açıldı. Dağkapı Meydanında başlayıp Keçi Burcunda son bulan yürüyüş boyunca, "AKP halka hesap verecek", "Jin jiyan azadi" sloganları atıldı.

Halkın günlerdir süren direnişini selamlayarak sözlerine başlayan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, kayyumları bu topraklardan temizleyene kadar direnişe devam edeceklerinin altını çizdi. Kayyumun darbe ve gasp anlamına geldiğini vurgulayan Hatimoğulları, iktidarın kayyum atayarak suç işlediğini belirtti.

'BELEDİYE KAYNAKLARINI PEŞKEŞ ÇEKMEK İSTİYORLAR'
"Bunlar siyasi irademize ipotek koymak için kayyum atıyorlar. Halka, özellikle Kürt halkına 'Sen kendi kendini yönetemezsin' diyorlar. Bu rejimin adı demokrasi değildir" ifadelerini kullanan Hatimoğulları, bunu faşizm olduğunu söyledi. Kayyum rejiminin Türkiye'de bütün halkları yan yana getirdiğine dikkat çeken Hatimoğulları, daha da fazla yan yana gelmeleri gerektiğinin altını çizdi.

Esenyurt'a da kayyum atandığına dikkat çeken Hatimoğulları, bunun nedeninin oradaki kent uzlaşısına darbe vurmak olduğunu söyledi. "Onlar halkların yan yana durmasını istemiyor. Artık batı belediyelerine de kayyum atayarak muhalif olan herkese diz çöktürmek istiyorlar. Ama aynı zamanda belediyelerin kaynaklarını bir avuç yandaşa peşkeş çekmek istiyorlar" diyen Hatimoğulları, kayyumun hırsızlıklarını geçmiş iki dönemde belgeleriyle halkın önüne serdiklerini hatırlattı.

'AKP'LİLER KAYYUM SİPARİŞİ İÇİN İÇİŞLERİ BAKANININ KAPISINDA YATIYOR'
Rejimin çete gibi halkın iradesine çöktüğünü ifade eden Hatimoğulları, "Kimi AKP milletvekilleri ve seçimi kaybetmiş belediye başkan adayları İçişleri Bakanı ve Adalet Bakanının kapısında yatıp kalkıyormuş. Niye biliyor musunuz? Kayyum siparişi veriyorlar. Diyorlar ki, o kente de bu kente de kayyım atayın; biz seçimle gelemedik, halkın iradesini çalalım, çete-mafya siyasetini geleceğe taşıyalım. Bunlara geçit verecek miyiz değerli Amed halkı" diye sordu. Halk hep bir ağızdan "Hayır" yanıtını verdi.

'YARGIYI SARAY'IN KOLTUK DEĞNEĞİ OLARAK KULLANILIYOR'
Erdoğan'ın kayyum atamaları sebebiyle yargıya teşekkür etmesine işaret eden Hatimoğulları, "Hakkında kesinleşmiş bir karar olmadığı halde kayyum atamak, belediyeden el çektirmek yasaya aykırıdır. İşte bunlar kanunu böyle çiğniyor. Erdoğan'ın yargıyı tebrik etmesi, yargıdan nasıl medet umduğunun, yargıyı Saray'ın koltuk değneği olarak nasıl kullandığının, elini bükemediği siyasetçilere yargı eliyle nasıl boyun eğdirmeye çalıştığının göstergesidir" dedi. Halkın kayyum rejimini kabul etmediğinin altını çizen Hatimoğulları, "Yargı bir dirayet gösterecekse, küçük Narin'in katillerini açığa çıkarsın. O zaman yargı gerçekten bir dirayet göstermiş olur" dedi.

Hatimoğulları, şöyle devam etti: "Dün Kürt'e yapılan bugün Türk'e yapılıyor, yarın bütün halklara yapılacak. Dün geç kaldık desteklemekte, bugün geç kalmamalıyız ki yarın pişman olmayalım. O yüzden Türkiye'deki bütün halkları; hangi siyasi partiye oy vermiş olursa olsun yüreği adaletten, barıştan, kardeşlikten ve demokrasiden yana olan herkesi, seçme ve seçilme hakkına ve demokrasiye sahip çıkmaya davet ediyoruz. Bizler demokratik zeminde kayyuma karşı mücadelemizi her alanda devam ettireceğiz."

'TASFİYE AMACI VARSA BİZ BURADA OLMAYIZ'
Tecrit ve çözüm tartışmalarına işaret eden Hatimoğulları, "Türkiye'nin demokratikleşmesinin önündeki en büyük engel, Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmemiş olmasıdır" dedi. İmralı tecridinin kaldırılması çağrısı yapan Hatimoğulları, şu ifadeleri kullandı: "Biz Kürt sorununun barışçıl ve demokratik bir zeminde çözülmesinden yanayız. Biz Kürt sorununun onurlu bir barışla çözülmesi için mücadele eden bir partiyiz. Bu sorunun çözümünde diyalog ve müzakereye açık olduğumuzu söyledik. Diyalog ve müzakereye, onurlu bir barışa açığız. Onurlu bir barış yoksa, bunun ardında muhalefeti tasfiye etme amacı varsa, biz burada olamayız, olmayız. Demokratik direnişimizi ve mücadelemizi sürdürürüz."

'BARIŞ DEMEYE DEVAM EDECEĞİZ'
Kürt halkının onurlu mücadelesinden asla vazgeçmeyeceğini vurgulayan Hatimoğulları, "Başta Kürt halkı olmak üzere, bu ülkede yaşayan halklar ve inançlar olarak bizler onurlu bir barış demeye devam edeceğiz. Barış demeye, barış demeye, barış demeye devam edeceğiz. Barış güçtür, barış onurdur, barış cesurdur, barış etkindir. Kaçak dövüşenler barıştan korkar. Kişisel çıkarları olanlar, bir zümrenin çıkarını düşünenler barıştan korkar. Bizler halklar olarak barış istiyoruz. Hep birlikte ektiğimiz barış tohumlarının bu coğrafyada yeşereceğine yürekten inanıyorum. Barış mücadelemizi hep birlikte devam ettireceğiz" ifadelerini kullandı.

Açıklama, oturma eylemiyle son buldu.