4 Ekim 2024 Cuma

Gözaltındaki öğrencileri hedef gösteren iktidarın iddiaları madde madde yalanlandı

Boğaziçi eylemcilerinin gözaltı ve soruşturmaya davaya dair güncel gelişmeleri "boğaziçihukuk" adlı twitter hesabından paylaşan avukatlar, öğrencilerin asılsız iddialarla hedef gösterildiğini belirtti. Açıklamada, tek tek maddelerle iddialar yalanlandı. Savcının, polisin önüne getirdiği belgeleri imzalayarak görevini kötüye kullandığı vurgulanan açıklamada, "Kadın katillerinin işçi katillerinin bileklerine takılmayan kelepçeleri, öğrencilerin bileklerinden söküp çıkartacağız" dedi.

AKP'li Melih Bulu'nun kayyum rektör olarak Boğaziçi Üniversitesi'ne atanmasına yönelik tepkiler sürüyor. 4 Ocak Pazartesi günü okuldaki direnişe katıldıkları gerekçesiyle 5 Ocak Salı ve 6 Ocak Çarşamba sabaha karşı yapılan ev baskınlarıyla gözaltına alınan öğrenciler işkenceye ve tecavüz ile tehdit edilirken, iktidar tarafından da öğrenciler "örgüt üyesi" olmak iddiasıyla hedef gösterildi.

Boğaziçi eylemcilerinin gözaltı ve davaya dair güncel gelişmeleri paylaşan hukuk dayanışma sayfası olan @boaziihukuk1 adlı Twitter hesabından yapılan paylaşımlarda gözaltındaki öğrencilerin durumu ve isnat edilen suçlara ilişkin açıklama yapıldı.

'DOSYA KAPSAMINDA ÖRGÜT PROPAGANDASI NİTELİĞİ TAŞIYAN DÖKÜMAN BULUNMAMAKTA'
Gözaltına alınan öğrencilerin "ögrenci olmadığı" iddiasının gerçeği yansıtmadığı vurgulanan açıklamada, iki kişinin lise öğrencisi diğerlerinin ise tamamının farklı üniversitelerde öğrenci olduğu kaydedildi. Öğrencilerin protestosunun "örgüt faaliyeti kapsamında yapıldığı" iddiasına ilişkin ise "Şu an gözaltındaki öğrenciler hakkında '2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasasına muhalefet' ve 'Görevli memura direnme' iddiası ile soruşturma devam etmekte. Öğrencilerin evinde örgütsel dökümanlar çıktığına ilişkin Ahaber merkezli medya ve troll iddiaları ise yine gerçeği yansıtmamaktadır. Dosya kapsamında şu ana kadar hiçbir örgüte dair propaganda niteliği taşıyan döküman vb bulgu bulunmamakta" denildi.

'SORUŞTURMA SAVCILIK TARAFINDAN DEĞİL POLİSLER TARAFINDAN YÜRÜTÜLMÜŞTÜR'
Bir troll ve yandaş medya ordusunun Boğaziçi Üniversitesi'ne savaş açtığını ve söylenenlerin gerçek olmadığının altı çizilen açıklama, şöyle devam etti:

"Öğrencilerin evi sabaha karşı beşten itibaren basılmaya başlanmıştır, peki gündüz çağırıldıklarında adliyeye gidecekleri açık olan öğrenciler için neden gecenin bir yarısı gözaltı kararı verilmiştir? Savcı gece 03.20'de el yazısı ile gözaltı kararını yazmıştır. CMK'ya aykırı bir şekilde suç soruşturması savcılık tarafından değil, polisler tarafından yürütülmüştür, bu nokta çok önemli, çünkü bu durum, ortada hukuki değil siyasi bir soruşturma olduğunun en açık kanıtıdır.

'CUMHURİYET SAVCISI, GÖREVİNİ KÖTÜYE KULLANMIŞTIR'
"Cumhuriyet savcısı, gündüz rahatlıkla yapılarak, itiraz denetimine açık olacak işlemleri gecenin bir vakti imzalayarak, polis tarafından önüne konulan belgeleri imzalayarak görevini kötüye kullanmıştır. Sabaha karşı yapılan ev baskınları ise tam bir felaket, adreslere giden polisler insanların kapıyı açmasına fırsat vermeden kapıları koçbaşları ile kırmıştır, evde çocuk yaşlı ve engelli ayırt etmeden herkesi yerlere yatırarak kötü muamelede bulunmuştur.

"Sabaha karşı ellerinde uzun namlulu silahlarla girdikleri evlerde kamera kayıtları yapan ve bunu Anadolu Ajansı ve AHaber aracılığıyla servis eden polisler özel hayatın gizliliğini ihlal etmişlerdir.

"Hırpalanarak gözaltına alınan öğrencilerin aileleri de tehdit edilerek, yapılan baskınlarda evlerinde zarar olmadığına ilişkin dilekçeler imzalatılmıştır. Uzun namlulu silahlar, koçbaşları ile kapıları kırılarak girilen evler ve zorla imzalatılan 'şikayetçi değilim' tutanakları.

'ÖĞRENCİLERİN AVUKATLARININ DOSYA TAKİBİ YAPMASI ENGELLENDİ'
"Gözaltına alınan öğrenciler, güvenlik şube tarafından işlemleri yapılmasına rağmen, Emniyette Terörle Mücadele nezarethanelerine konulmuştur. Aslında durumun özeti olan hareket belki de tam bu, bir hak arama eyleminde gözaltı ve terörle mücadele nezareti. Tüm bunlar yaşanırken, öğrencilerin avukatları emniyete gittikleri andan itibaren sürekli önlerine çıkarılan zorluklarla uğraşmışlardır, saatlerce dosya numarası ve savcısının kim olduğu bilgisi avukatlarla paylaşılmadığı için dosya takibi yapılamamıştır.

'SAVCI İMZADAN İBARETTİ'
"Dosyaya erişildiğinde görülen hukuksuzluklar akıl almazdı, anayasaya ve CMK'ya aykırı bir şekilde doğrudan savcılık tarafından 48 saat gözaltı kararı verilmiştir. Kanun gereği gözaltı kararı önce 24 saat olarak verilir, gerekli hallerde bu süre 24 saatler halinde uzatılabilir. Peki savcılık kanuna açıkça aykırı kararı neden verdi? Başından beri normal bir adli süreçle karşı karşıya olmadığımız açıktı, aslında polis tarafından yürütülen ve savcılığın ise şeklen içinde bulunduğu bir soruşturma yürüyordu, yani savcı imzadan ibaretti.

"Öyle bir soruşturma düşünün ki iki gün sonra savcısı belli olsun, öyle bir soruşturma düşünün ki polis kimseden talimat almadan dosyayı tamamlamaya çalışsın, öyle bir soruşturma düşünün ki sonucu şimdiden belliymiş gibi davranılsın.

'İŞKENCEYE TEPKİ OLARAK, YEMEK YEMEYECEKLERİNİ BEYAN ETTİLER'
"Peki TEM nezarethanelerinde neler yaşandı, biraz da bundan bahsedelim. Öğrenciler nezarethaneye alınmadan önce üzerindekileri çıkartmaları için zorlanmışlardır. Kemer ve ayakkabı bağcıklarının alınması normal bir uygulama iken öğrenciler çıplak aranmaya çalışılmıştır. İki öğrencinin pantolonları zorla çıkarılmış, ancak diğer öğrencilerin direnmesi sonucu çıplak arama yaptırılmamıştır. Bu durum tutanaklarla ve avukatlar tarafından nezarethane defterlerine düşülen şerhlerle kayıt altına alınmıştır. Öğrencilerin önemli bir kısmı yaşanan işkence ve kötü muamelelere tepki olarak, polis tarafından verilen yemekleri yemeyeceklerini beyan etmişlerdir, bu şurada iki öğrenci cinsel şiddet tehditi ile karşı karşıya kalmıştır.

'KANUNEN GİZLİ OLMASI GEREKEN SORUŞTURMA SÜRECİ, POLİS TARAFINDAN SERVİS EDİLDİ'
"Kaçma şüphesi olmayan, haklarında hiç bir somut suç şüphesi olmayan öğrenciler nezarethaneye alınmadan önce saatlerce ters kelepçe ile bekletilmişlerdir. Soruşturma evresinde serbestçe görüşme yapma hakkı olan avukatların öğrencileri görmesi saatlerce engellenmiştir. Bütün bunlar yaşanırken, arka planda bitmeyen bir troll saldırısı da bahsi gereken diğer husus. Kanunen gizli olması gereken soruşturma süreci, polis tarafından servis edilen görüntüler ve bilgiler eşliğinde bir lince dönüştürülmek isteniyor.

'SAVCININ HAKİMDEN KARAR ALMAYA VAKTİ YOK'
"Peki polisler konutta arama için kimden izin almıştı, gelin bu soruyu cevaplayalım. Kanuna göre, konutta kolluk doğrudan arama yapamaz. Bu karar hakim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde savcı tarafından verilebilir, dosyada aramaya ilişkin hakim kararı bulunmamaktadır. Dosyada savcı tarafından verilmiş olan arama kararı mevcuttur, o zaman akla gelen soru şu, gecikmesinde sakınca bulunan durum nedir? Eylem sona ermiş hatta üzerinden saatler geçmiş, ancak öyle bir acelesi var ki savcının hakimden karar almaya vakti yok."

'KELEPÇELERİ, ÖĞRENCİLERİN BİLEKLERİNDEN SÖKÜP ÇIKARTACAĞIZ'
"Peki baştan sona hukuksuzca ilerleyen bu sürecin sonunda ne olacak?" diye soran avukatlar gözaltındakilerin ifadelerinin dün akşamüzeri itibariyle alınmaya başlandığını, bugün adliyeye sevk edilmeleri beklendiği kaydedildi. Açıklamada "Dosyalarında tek bir suç unsuru bulunmadan adliyeye çıkacaklar. Yaşanan hukuksuzluklar tek tek anlatılacak, savcılık ve hakimlik aşamalarında işkence ve kötü muameleler dile getirilecek, bu sırada troller ve yandaş basın tarafından dezenformasyon içerikli yayınlar ile kamuoyu yanıltılmaya çalışılacak. Yalan makinesi medya, polis üzerinden yaratılan korku ortamı, bunların hiç biri yaşanan hukuk katliamını örtemeyecek. Kadın katillerinin işçi katillerinin bileklerine takılmayan kelepçeleri, öğrencilerin bileklerinden söküp çıkartacağız" diye belirtildi.