25 Eylül 2024 Çarşamba

'Gözaltı ve işkenceye son verin'

6 gündür gözaltında olan ve işkenceye maruz kalan HDP Gençlik Meclisi üyelerinin aileleri ve avukatları basın açıklaması yaparak hukuksuzluğa son verilmesini istedi. HDP Gençlik Meclisi de "baskılara boyun eğmeyecek, demokratik yol ve yöntemlerle direnmeye devam edeceğiz" dedi.
 

Bir çok ilde yapılan operasyonlar kapsamında gözaltına alınan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Gençlik Meclisi üyesi 36 kişi, Vatan Caddesi'ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde gözaltında tutuluyor.

8 Kasım'da gözaltına alınan HDP'li gençler, gözaltında çıplak arama ve kaba dayak işkencesine maruz kaldı. Aileler ve avukatlar HDP İstanbul İl Örgütü'nde açıklama yaparak gözaltındakilerin serbet bırakılmasını istedi. Açıklamaya HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, HDP İstanbul İl Eşbaşkanları Elif Bulut ve Erdal Avcı ile beyaz tülbentli anneler katıldı.

Açıklamayı okuyan HDP İstanbul Gençlik Meclisi üyesi Gülay Alabuga, son yıllarda HDP'ye dönük baskıların artarak devam ettiğine işaret etti ve "AKP-MHP faşist bloğunun hukuksuz ve keyfi baskı politikaları, yerini sistematik işkence uygulamalarına terk etmiş durumda" dedi.

36 kişinin HDP İstanbul 3. Olağan Kongresinde savaş karşıtı slogan attıkları gerekçesiyle gözaltına alındığını aktaran Alabuga, şunları söyledi: "Diğer üyelerimiz ise; geçmişte yapılan konser, piknik, panel, basın toplantıları gibi etkinliklerde yasa dışı faaliyetler yürütme suçlamasıyla gözaltına alınmışlardır. Kolluğun, gözaltı anı ve sonrasındaki düşmanca yaklaşımı, hücrelere yerleştirme esnasında çıplak arama dayatmasına ve sonrasında darp ve işkenceye dönmüştür."

'ARKADAŞLARIMIZ İŞKENCEYE KARŞI AÇLIK GREVİNE BAŞLADI'
İşkenceyi protesto eden HDP'li gençlerin açlık grevi yaptığını hatırlatan Alabuga, "Baskı ve işkence uygulamasına karşı direniş göstermişlerdir" dedi ve devam etti: "Gözaltı sürenin uzatılması ile baskı ve işkence uygulamasını devam ettiren kolluk güçleri; gerçek olmayan iddialarla fezlekeler hazırlamaktadırlar."

'YOZLAŞTIRAMADIKLARI GENÇLERIN DİRENİŞİNDEN ÖFKE DUYUYORLAR'
İktidarın gençlik çalışmalarından rahatsız olduğunu vurgulayan Alabuga, "Yozlaştıramadıkları; fuhuşa, uyuşturucuya, çeteciliğe, mafyacılığa, gericiliğe bulaştıramadıkları gençlerin, demokratik örgütlenmesi ve siyasallaşması ile kapitalist moderniteye karşı direnişinden öfke duyuyorlar" dedi.

Bugün itibariyle 4 belediyeye kayyum atandığını da hatırlatan Alabuga, "Atanan kayyumlarla 20 belediyemizin ve onlara oy verenlerin iradesi bir kez daha gasp edilmiştir" şeklinde konuştu.

'HDP GENÇLİK MECLİSİ BOYUN EĞMEYECEK'
Alabuga, gözaltındakilere yönelik işkenceye son verilmesini ve serbest bırakılmalarını istedi. Alabuga, şöyle devam etti: "HDP'nin özellikle gençlik ve kadın çalışmalarına dönük, kolluğun ve savcılıkların illegal olduğu yönündeki temelsiz ve kasıtlı yönelimi yasal dayanaktan yoksundur. Hiç bir yasal ve somut zemini olmayan bu vicdan ve akıl dışı iddialara son verilmelidir. HDP Gençlik Meclisi çalışmaları meşrudur. Her türlü baskı ve işkenceye direnecek, demokratik ve ahlaki toplum yaratacak kadar irade sahibi, özgür bir gelecek inşa edecek kadar güçlüdür. HDP ve Gençlik Meclisi baskılara boyun eğmeyecek, demokratik yol ve yöntemlerle direnmeye devam edecektir. İşkence ağır bir insan hakkı ihlalidir kolluk güçlerinin buna derhal son vermesi gereklidir. Bu hukuksuzluk baskı ve saldırılara karşı direnmek herkesin insani, vicdani ve ahlaki sorumluluğudur."

'SADECE HAKLARIMIZI İSTİYORUZ'
Açıklamadan sonra söz alan tutsak ve Barış Annesi Sultan Bozkurt Kürtçe yaptığı konuşmada, "Baskı, gözaltı ve işkenceyle Kürtlerin sesini kısamayacaklar. Biz Barış Anneleri olarak bu işlerin konuşularak halledilmesi gerektiğini söylüyoruz. Çocuklarımız üzerindeki bu zulme artık son verilsin. Kürtler bin yıldır bu topraklarda sadece haklarını istiyor. Bizler başkada bir şey istemiyoruz. Çocuklarımızın bir suçu yoktur. Yüzlerce çocuğumuz şuan cezaevinde. Bu şekilde Kürtleri bitiremezler" diye konuştu.

'ÇOCUKLARIMIZIN ARKASINDAYIZ'
Barış Annelerinden Bediha Özgökçe'de Kürtçe konuştu ve şunları söyledi: "Bu ülkede o kadar hukuksuzluk yapılıyor ama kimse tutuklanmıyor. Çocuklarımız hukuksuz bir şey yapmıyor. Çocuklarımız şu an açlık grevinde. Çocuklarımızı serbest bırakın. Biz anneler çocuklarımızın arkasındayız."

'GENÇLİĞİN SESİNİ SUSTURAMAZSINIZ'
Hukuki sürece ilişkin konuşan HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, yaşananların tümüyle hukuksuz olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Yargı mekanizması iktidarın muhalefeti bastırmak için kullandığı araç haline geldi. Kim iktidarı yerinden sallasa, yargı eliyle operasyon gerçekleştiriliyor. Yine yaşadığımız kayyum saldırısı da böyle, atanan kayyumlarla halkın iradesine el konuluyor. Farklı illerden gençlik meclisi üyesi arkadaşlarımız gözaltına alınıyor. Bunun hukuk meselesi olmadığını, iktidarın talimatıyla gerçekleştiğini görüyoruz. Çıplak arama hukuken işkencedir, yasal olarak düzenlemesi yoktur ya da ters kelepçe. Gözaltının yanında ekstra baskı araçlarıdır. Avukat arkadaşlarımızın suç duyurusu yapmasına rağmen önlem alınmış değil. Gözaltındaki arkadaşlarımızın serbest bırakılması gerekirken gözaltı süredir uzatıldı. Uydurulmuş dosyalar üzerinden gözaltı ve tutuklamalar üzerinden savcılığa çıkartılıyorlar. Toplanacak delil olduğu için değil, işkencenin süresini uzatmak için gözaltı süreleri uzatıldı."

HDP ve ittifak güçlerinin, iktidar bloğunu derinden sarstığına dikkat çeken Gülüm, konuşmasında şunları belirtti: "Seçim süreci de, kamuoyu araştırmaları da bu sarsıntıyı gösteriyor. Ne savaş ne kayyum, ne de muhalefeti baskılama politikaları iktidar güçlerinin kaybetmesinin önüne geçemeyecek. Gençlik meclisleri toplumsal mücadelenin öncü ekinidir. Gençlik ruhu iktidarın her türlü adaletsiz politikalarına karşı öncü mücadeleyi yürütür. İktidar ilk kadınlardan, sonra gençlikten korkar. İradeyi yok saymaya, savaşa karşı da gençlik sesiyle tepki gösteriyor. Bundan rahatsız olan iktidar gençliği susturmaya çalışıyor, tepkinin örgütlenmesini engellemeye çalışıyor. Gençliğin mücadelesini susturamazsınız. HDP'de toplumsal muhalefette faşist iktidara karşı asla susmayacak, mücadeleyi sürdürecektir."