Giresunlulardan madene tepki: İliç olmak istemiyoruz
Giresunlular doğalarını katledecek ve insan yaşamını tehlikeye atacak olan bakır madeninin kapasitesinin artırılmak istenmesine karşı birlikte mücadeleye çağırdı.
Giresun'un Doğankent, Görele ve Tirebolu ilçelerini kapsayan geniş bir alanda işletilen bakır madeninin kapasitesi genişletilmek isteniyor. Bakır madenine tepki gösteren yerel halk ekosisteme zarar veren madene karşı mücadele ediyor. Harşit Vadisi Platformu, Tirebolu Şenyuva köyündeki Gariygen Tepesinde "Vahşi madenciliğe hayır" pankartı ve "İliç olmak istemiyoruz", "Temiz su kaynaklarımızın kirletilmesini istemiyoruz" ve "Dereler çamur aktı, yollar çöktü" dövizleri ile tahribata dikkat çeken fotoğraflarla açıklama yaptı.
'EKOSİSTEMİN DENGESİ İÇİN HAYATİ ÖNEME SAHİP'
Giresun ve Gümüşhane'nin yanı sıra çok sayıda kentlerden ve ekoloji örgütlerinin katıldığı açıklamada konuşan Giresun İl Genel Meclisi üyesi Ömer Cebeci, son yıllarda hızla artan maden ruhsatlarının doğa ve yaşam alanlarını tehdit ettiğini belirtti. Ruhsatların sayının 2002-2024 yılları arasında 386 bine ulaştığını aktaran Cebeci, "Giresun yüz ölçümünün yüzde 75'inin maden sahası ilan edilmesi, bu tehlikenin en çarpıcı örneğidir. Türkiye genelinde maden sahası ilan edilen alanlar arasında ilimiz ikinci sırada yer almaktadır. Alagöz Madeni'nin Garigen Tepesi ve Olucak Yaylası'ndaki yeni kapasite artışı için ÇED sürecine gitmesi, bu bölgenin doğal ve ekonomik değerlerini tehdit etmektedir. Bu bölgeler doğanın bize sunduğu eşsiz hazinelerden biridir. Bu bölge sadece birçok köy ve ilçenin su kaynaklarını barındırmakla kalmaz, aynı zamanda endemik bitki çeşitliliği ile de dikkat çeker. Bunların korunması ekosistemin dengesi için hayati öneme sahiptir" dedi.
'İNSANLAR VE HAYVANLAR İÇİN HAYATİ TEHLİKE'
Bölgede bulunan asırlık ağaçların hem ekosistem hem de kültürel miras açısından vazgeçilmez olduğunu dile getiren Cebeci, bölgenin aynı zamanda orman gülü balının üretildiği, arıcılığın yoğun olarak yapıldığı bir alan olduğuna dikkati çekti. Orman gülünün nadir bir bitki olduğunu belirten Cebeci, "Bu bal, sağlık açısından faydasıyla bilinir ve dünya çapında talep görmektedir. Orman gülü balının üretimi, doğanın sağladığı bu eşsiz bitki örtüsüne bağlıdır. Bu nedenle bölgenin ekositeminin korunması hem ekonomik hem de çevresel açıdan büyük öneme sahiptir. Bölge, bir tarafı Gelevera Vadisi diğer tarafı Harşit Vadisi olan doğal güzellikler ve biyolojik çeşitlilik açısından zengindir. Planlanan maden ocağı ve pasa alanlarının bu iki vadiye sızacak ağır metaller nedeniyle ciddi çevresel risk oluşturacağı aşikardır. Herhangi bir sızıntı Doğankent, Tirebolu, Güce ve Espiye ilçelerinde yaşayan insanlar ve hayvanlar için tehlike anlamına gelecektir" ifadelerini kullandı.
'DOĞAMIZA SAHİP ÇIKMAK ADINA TEK VÜCUT OLACAĞIZ'
Cebeci, "Espiye, Güce, Doğankent, Görele ve Giresun'un sesi olalım. Garigen Tepesi'ne, Olucak Yaylası'na ses verelim. Doğamızı ve geleceğimizi koruyalım. Anayasanın bize verdiği haklarla ve hukuk çerçevesinde doğamızı ve yaşam alanlarımızı savunacağız. Doğamıza sahip çıkmak adına tek yürek, tek vücut olacağız" dedi.
Cebeci'nin ardından söz alan dernek ve federasyon temsilcileri de su kaynakları ve ormanları yok edecek madene karşı mücadele vurgusu yaptı. Açıklama yerel sanatçıların sahne almasıyla sona erdi.