23 Eylül 2024 Pazartesi

Frankfurt'ta 'Türkiye'de politik müziğin sorunları' söyleşisi

Frankfurt'ta gerçekleşen "Türkiye'de politik müziğin sorunları" söyleşine katılan BEKSAV Eşbaşkanı Kaplan, devrimci sanatın gelişiminde BEKSAV gibi kurumlara büyük rol düştüğünü söyledi. 

Almanya'nın Frankfurt kentinde bulunan KAGEF Dernek Lokalinde Bilim Eğitim Estetik Kültür Sanat Araştırmaları Vakfı (BEKSAV) Eşbaşkanı Canan Kaplan'ın katılımıyla "Türkiye'de politik müziğin sorunları" başlıklı bir söyleşi düzenlendi.

AGİF Frankfurt adına yapılan konuşmada, Frankfurt'ta yaşayan göçmenlerin Türkiye'de politik müziğin gelişimine dair yapılan tartışmalardan haber olmasının önemi belirtildi. 

BEKSAV Eşbaşkanı Canan Kaplan, 90'lı yıllardan beri alternatif sanat dalında önemli çalışmalara imza atmış BEKSAV'ın kısa bir tanıtımını yaptı. BEKSAV bünyesinde çalışma yürüten 3 müzik grubuna, tiyatro gruplarına ve Sanat ve Hayat dergisi hakkında bilgi verdi. 

'90 YILLARDAKİ MÜZİK GRUPLARI HALA AĞIRLIK TAŞIYOR'
Politik müziğin gelişmesini tarihsel bölümlere ayırarak aktaran Kaplan, 12 Eylül öncesi 70'li yıllarda öne çıkan halk ozanları, 12 Eylül sonrası direnişi ve geri çekilmeyi ele alan müzik parçaları örnek verirken aynı zamanda müziğe zenginlik katan Theodorakis ve Zülfü Livaneli gibi sanatçılara değindi. Yeniden baş kaldırıyı ve kitleselleşen devrimci-sosyalist hareketin paralelinde gelişen 90'lı yıllardaki müzik gruplarının halen ağırlık taşıdığını anlattı. Kaplan, "Yenigün Müzik Topluluğu, Grup Yorum, Grup Munzur, Grup Ekin vb. gruplar halen birçok yerde dinleniyor" dedi. 

Daha sonraki süreçte ise müzik alanındaki üretimlerin istenilen düzeyde olmadığını dile getiren Kaplan, Kobanê ve Rojava direnişi sırasında bestelenen eserlerin ise bu duruma istisna olduğunu da söyledi. 

'GENÇLİK KÜRTÇE PARÇALARLA AÇIK KAPATMAYA ÇALIŞIYOR
Farklı ulustan gençlerin ağırlıklı olduğu söyleşide Faslı bir genç Almanya'da halk müziğinin daha çok muhafazakar ve gerici temele sahip olduğunu söyledi. Alman solcularının kendi dillerinde politik müzik dinlemek için Almanya'nın 1919 ile 1930'lu yıllarda bestlenen devrimici komünist parçaları dinlemek zorunda kaldıklarını ifade eden Faslı genç, Alman solcuların eylemlerinde ağırlıklı olarak enternasyonal müzikler ve özel olarak Türkiye-Kürdistan'dan birçok parça dinleyerek bu açığı kapatmaya çalıştığını belirtti. Gençliğin bu konuda da yoğun çalışması gerektiğini söyledi.