21 Eylül 2024 Cumartesi

'Filistin konusundaki ikiyüzlülüğü teşhir etmemiz onları öfkelendirdi'

1 Mayıs'ta Taksim iradesi gösteren ve gözaltına alınan Gençlik Komiteleri'nden 5 genç, iktidarın siyonist İsrail'le işbirliğini teşhir ettiği için "Cumhurbaşkanına hakaret" suçlamasıyla tutuklandı. İşkenceyle gözaltına alınan, gözaltında psikolojik ve fiziksel işkenceye maruz kalan Gençlik Komiteleri'nden Ege Arda Orel, "Mücadeleyi daha kararlı, daha kuvvetli bir şekilde sürdürecek; tutuklanan 50 yoldaşımızı geri alacağız. Baskılar bizi yıldıramadı, yıldıramayacak" dedi.

İstanbul Valiliği'nin ilan ettiği fiili sıkıyönetimi yok sayarak 1 Mayıs'ta Taksim iradesinden vazgeçmeyen ve Beşiktaş'tan Taksim'e yürüyen Gençlik Komiteleri üyesi 18 kişi işkenceyle gözaltına alındı. Devrimci gençlere yönelik fiziki ve psikolojik işkence gözaltında da devam etti; gençlerin tuvalet ihtiyacını gidermesi polisler tarafından engellendi. Dört gün boyunca gözaltında tutulan Gençlik Komiteleri üyelerine, Filistin için Bin Genç eylemleri kapsamında düzenledikleri basın açıklamaları ve yürüyüşler, attıkları sloganlar soruldu. İktidarın siyonist İsrail'le ticari işbirliğini teşhir eden Gençlik Komiteleri'nden beş kişi, attıkları "Katil İsrail, işbirlikçi Erdoğan" sloganı gerekçesiyle "Cumhurbaşkanı'na hakaret" suçlamasıyla tutuklandı.

Gözaltına alınan 18 gençten biri olan Gençlik Komiteleri'nden Ege Arda Orel, gözaltı sürecini ve tutuklama saldırılarını ETHA'ya değerlendirdi.

'DÖRT GÜN BOYUNCA POLİS ŞİDDETİ HİÇ EKSİK OLMADI'
"Dört günlük gözaltı süreci boyunca polis şiddeti hiç eksik olmadı. Gözaltına alınırken, nezarethaneye götürürken sürekli sözlü ve fiziksel şiddete maruz kaldık" ifadelerini kullanan Orel, arkadaşlarının vücudunda hala işkence izlerinin mevcut olduğunu belirtti.

Tuvalet ihtiyacını gidermelerinin bile polislerin "inisiyatifine" kaldığını belirten Orel, "Onlar istemediği müddetçe kılımızı kımıldatamıyorduk. Yemekler tüketilemeyecek kadar kötüydü ve koğuşta olması gerekenden fazla kişi vardı. Yatacak yer olmadığı için uyuyamadığımız geceler de oldu. Her sabah sağlık kontrolü için hastaneye götürülürken de sözlü ve fiziksel şiddet devam etti. Son güne kadar bizi yıldırmak için ellerinden geleni yaptı polisler" ifadelerini kullandı.

'HERKESİN TAKSİM KARARI ALMASI HÜKÜMETİ KORKUTTU'
"Temmuz ayında ikinci bir asgari ücret zammı yapılmayacağı açıklandığından ve mevcut ekonomi politikaları altında bıçak kemiğe dayandığından dolayı 1 Mayıs halkın gücünü gösterebilmesi ve taleplerini duyurabilmesi için önemli bir gündü" diyen Orel, bu yıl herkesin Taksim kararı almasının hükümeti korkuttuğunu dile getirdi.

Orel, "Hal böyle olunca, sınıfının yanında konumlanan insanlara karşı böyle bir tutum sergilenmesi şaşırtıcı değil. Bu durumun yanı sıra egemenlerin Filistin konusundaki ikiyüzlü tutumunu teşhir etmiş olmamız da onları öfkelendirmiş gözüküyor" ifadelerini kullandı.

'MÜCADELEYİ DAHA KARARLI SÜRDÜRECEĞİZ'
Orel, şöyle devam etti: "Bu saldırganlığa karşı devrimci dayanışmayı sürdürmek, bu zorlu süreçten gücümüze güç katmış şekilde çıkmak gerektiğini düşünüyorum. Yurdun dört bir yanında, işçilerden öğrencilere kadar tüm ezilen kesimleri kapsayacak bir mücadele hattı örülmesi gerektiğine inanıyorum. Mücadeleyi daha kararlı, daha kuvvetli bir şekilde sürdürecek; tutuklanan 50 yoldaşımızı geri alacağız. Baskılar bizi yıldıramadı, yıldıramayacak."