Erdoğan'dan itiraf: Bu sistem zalimi güçlendiriyor
Erdoğan, kapitalist sistemin "zalimi güçlendirdiği" itirafında bulunarak, bu düzeni nasıl işlettiklerini, zengini daha zenginleştirmek, yoksulu daha yoksullaştırmak için neler yaptıklarını anlattı.
İstanbul'daki Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen Albaraka İslami Finans Zirvesi'nde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, servet eşitsizliğinin dünyada tarihi en yüksek seviyesine çıktığı itirafında bulundu, "Küresel düzeyde fakirden zengine doğru artan bir servet transferi yaşanıyor" dedi. Erdoğan'ın bu sözleri, Türkiye'de emekten sermayeye doğru büyük bir servet transferinin halihazırda devam ettiği koşullarda söylemesi dikkat çekti.
Erdoğan'ın kapitalist sistemi ülkede nasıl işlettiklerini anlatan konuşmasından öne çıkanlar şunlar:
'ADALETİN OLMADIĞI YERDE HUZUR VE BARIŞ OLMAZ'
"Şunu görmek ve kabullenmek mecburiyetindeyiz. Dünyanın devasa bir köye döndüğü günümüzde sınırlar ve mesafeler bizi koruyamaz. Afrika'da onca yeraltı kaynağına rağmen insanlar açlıktan ölüyorsa, Suriye'de, Sudan'da, Yemen'de kan akmaya devam ediyorsa, Gazze'de 35 bin 600 masum insan acımasızca katlediliyorsa, medeniyetlerin beşiği Akdeniz mülteci kabristanına dönüşmüşse, her yıl binlerce umut yolcusu son nefesini çöllerde, dağlarda veriyorsa kusura bakmayın ama kimse kendini emniyette hissedemez, gece başını yastığa rahat koyamaz. Adaletin olmadığı yerde huzur ve barış olmaz. Güvenliğin olmadığı yerde demokrasi ve özgürlük olmaz.
'SERVET EŞİTSİZLİĞİ EN YÜKSEK SEVİYEDE'
"Kronikleşen bir diğer sorun servet ve gelir adaletinin bozulmasıdır. Öyle ki günümüzde servet eşitsizliği dünyada tarihi bakımdan en yüksek seviyesine çıktı. Dünyadaki en zengin yüzde 1'lik kesim toplam küresel servetin neredeyse yarısına sahip. Alttaki yüzde 50'lik kesimin küresel servet dağılımından aldığı pay ise yüzde 1'i dahi geçmiyor. Yani küresel düzeyde fakirden zengine doğru artan bir servet transferi yaşanıyor.
'KAPİTALİST SİSTEM TEFECİLİĞİ, PARADAN PARA KAZANMAYI ÖDÜLLENDİRİYOR'
"Kapitalist sistem serbest piyasayı teşvik ediyor görünse de arka planda tekelleşmeyi, tefeciliği, manipülasyonu, üretim, emek ve ticaretten daha ziyade paradan para kazanmayı ödüllendirdiğini görüyoruz. Zayıfı daha zayıflatan, fakiri daha da fakirleştiren, zalimi güçlendiren bu sistemin dertlerimize derman olamayacağını, insanlığa refah, huzur ve adalet getirmeyeceğini artık hepimiz kabul etmek zorundayız."
ERDOĞAN HALKIN ÜÇ KURUŞUNA GÖZ DİKTİ
"Biz yastık altı denilen sistem dışı tasarruf kültürüne sahibiz. Bizim insanımız Allah göstermesin zor günlerinde muhannete muhtaç olmamak amacıyla gelirinin bir kısmını biriktir, tasarruf eder. Bunu da çoğunlukla altın ve maalesef döviz ile yapar. Yastık altında döviz ve altının sahibine güven verme dışında ekonomiye katkısının olmadığını hepimiz biliyoruz. Yastık altı tasarrufların ekonomiye kazandırılmasını hep arzu ettik. Finans kurumlarımızı bu konuda politika geliştirmeleri için teşvik ettik, destekledik. Farklı zamanlarda çağrıda bulunduk. Ama bunda tam anlamıyla muvaffak olamadık. Yastık altı altınların ekonomiye kazandırılmasında kurumlarımız toplumu ikna edici finansal ürünler geliştiremedi. Katılım finansa yönelik toplumdaki önyargılar halen kırılmadı. Bu alanda halen bilgiden ziyade eskiden kalma ön kabullerle hareket edildiğine üzülerek şahit oluyoruz. Katılım finans sistemini hak ettiği yere getirmemiz gerekiyor.
"Katılım finans ülkemizin kalkınması, ekonomisinin güçlenmesi ve finansal bağımsızlığı noktasında büyük imkanlar sunuyor. Bundan azami derecede istifade etmemiz önemlidir. Kısa vadede katılım finansın bankacılık varlıkları içindeki payını yüzde 15'e taşımayı hedefliyoruz. Bu hedef doğrultusunda son yıllarda İstanbul Finans Merkezi'nin açılışı ve yeni katılım finans kuruluşlarının hizmete başlaması gibi pek çok kritik adım attık."