24 Kasım 2024 Pazar

Emperyalist küreselleşme çağında leninizmin güncelliği

"Dünyaya Lenin'le Bakmak" burada somut olarak devrimci-komünist hareketin kendini leninizmle yeniden inşa ve yapılandırması imkanının bilinçle realize edilmesini vurguluyor. Devrimci-komünist hareket ancak devrimci öznellik krizini aşarak ezilenlerin devrimci önderlik ihtiyacını yerine getirebilir. Bunun yegane yolu ise dünyaya ve kendine Lenin'le bakmaktan geçiyor. Daha somut ve açık ifadesiyle leninizmin güncelliğinin devrimci öncülere uygulanması önderlik krizinin çıkış yolu ve perspektifini gösteriyor.

"Her bir muharebenin somut koşulları incelenmedikçe, mücadelemiz anlaşılamaz bile. Fakat bu bir kez yapıldığında, gelişmenin gerçekten de diyalektik olarak çelişkiler yoluyla ilerlediğini açıkça görürüz... Sahici diyalektik bireylerin hatalarını haklı çıkarmaz ama kaçınılmaz dönüşleri inceler; bunların kaçınılmazlığını, tüm somutluğu içinde gelişme sürecinin ayrıntılı incelenmesiyle kanıtlar. Diyalektiğin temel ilkelerinden biri, soyut hakikat diye bir şeyin olmadığıdır, hakikat daima somuttur. Marksizmin özü, yaşayan ruhu somut durumun somut analizidir."

Lenin'in ölümünün yüzüncü yılındayız. Geçen yüzyılın başında dünya komünist hareketinin liderlerinden Lenin, marksizmi, somut durumun somut analizi devrimci diyalektik yöntemiyle kavradı. Somut durumun somut analizi marksist yöntemi ve yordamını işleterek verili dünyayı ve çağın sınıf savaşımlarının siyasal karakterini analiz etti, teorik betimlemesini yaptı. Lenin bir devrimci önder olarak karşısına dikilen ve meydan okuyan sınıf savaşımının çok katmanlı sorunlarını yüksek bir ciddiyetle ele aldı. Verili sınıf savaşımı sorunlarına teorik ve politik açıdan devrimci çözümler üretti. Kendi çağında verili marksizme teorik-politik ve örgütsel boyutlarıyla nitelikli devrimci müdahalelerde bulundu, büyük katkılar yaptı. Marksizmi devrimci sürekliliği ve elemanter ögeleri üzerinden yeniden yapılandırdı.

Daima somut olan leninist hakikatin görüş açısıyla geçen yüzyıla baktığımızda, Lenin'in marksizmi tüm ezilenlere açtığını görebiliriz. Lenin, marksizmi yeniledi ve devrimci yaratıcılıkla uygulayıp geliştirdi. Kurucu marksistler Marks-Engels'in toplam komünist birikimlerine yaslanarak marksizmi güncelledi. Marksizmin teori ve pratik kıtasına leninizm anakarasını ekledi.

Ezilenlerin marksizmini iktidara taşıyan teori-politika bütünlüğü olarak leninizm saçaklanarak gelişti. Bu bağlamda güçlü bir vurguyla söyleyebiliriz: Dünya tarihsel olarak '20. yüzyıl bir Lenin yüzyılıdır. Leninizm, emperyalizm ve proleter devrim çağının bütünsel marksizmi olarak gövdelendi. Kökleri yüzyılın başına uzanan leninizm esasen 2. Enternasyonal'den kopuşmayla varlık hakkını ilan etti. 1. Emperyalist Paylaşım Savaşı koşullarında uluslararası marksist hareket içinde devrimci ayraç, saflaştırıcı ve öncü katalizör rolüyle ileri atıldı. Emperyalizm çağında "Bütün ülkelerin işçileri ve ezilen halkları birleşin" şiarı ve emperyalist savaşı iç savaşa dönüştüren stratejisiyle Rusya işçi sınıfı ve ezilenlerini iktidara taşıdı.

Lenin'in 'kısa 20. yüzyılı büyük Ekim Devrimi eseri ve sosyalizm inşa girişimiyle bir çağı mühürledi. Devasa politik gövdesi ve bu gövdeden daha da büyük ideo-politik çekim gücüyle leninizm, bütün bir 20. yüzyılın sınıf savaşımlarının öncü düşünce ve eylem lokomotifi oldu. Hiç kuşkusuz leninizm, çağının tüm ulusal ve sosyal kurtuluş devrimlerini değişik düzeylerde esinledi, etkiledi ve pek çoğunu dolaysız biçimde belirledi. Bir dizi Doğu Avrupa devriminden Çin devrimine, Küba devriminden Vietnam devrimine leninizm çağın ulusal ve sosyal kurtuluş devrimlerinin kalbinde teorik, politik ve örgütsel boyutlarıyla işledi. Dünyanın bütün kıta ve coğrafyalarında leninizm devrim ve sosyalizmin bayrağı olarak dalgalandı. Sömürgecilikten kurtuluş devrimlerinin ikinci dalgasının yükseldiği 2. Emperyalist Paylaşım Savaşı koşulları ve sonrası dönemde, leninizm ulusal kurtuluş devrimlerinin de ayırıcı bir özelliği olarak işlevini sürdürdü.

2. Emperyalist Paylaşım Savaşı sonrası dönemde Sovyetler Birliği'nin (SB) emperyalizmle bir arada yaşama teorisi ve stratejisine karşı leninizm yeniden bir devrimci ayraç olarak yükseldi. Bir dizi komünist partinin revizyonist ve reformist çizgisine karşı devrimci kopuşlar gerçekleşti. Marksizm-leninizmin devrimci sürekliliğine yaslanan yeni devrimci parti ve örgütler tarih sahnesine çıktı. Bu devrimci partilerin ezici çoğunluğu ML'yi parti ismi olarak aldı ve leninizmin devrimci bayrağını yükseltti.

SB'nin kendi içine çökerek tarih sahnesinden trajik bir yenilgiyle çekilmesi uluslararası devrimci ve komünist hareketi ağır bir ideo-politik krizin girdabına savurdu. Uluslararası devrimci ve komünist hareketin yapısal krizi karakterinde somutlanan kriz, leninizmin alanı ve etkinliğini de sınırladı kuşkusuz. Bugünkü somut hakikat tablosunda leninizm, daralan alanına rağmen 21. yüzyılda da sürekliliğini ve güncelliğini koruyan bir ideo-politik varlık olmayı sürdürmektedir.

Leninizmin pek çok ayırıcı karakteristik özelliğinden söz edilebilir. Tarihsel varlık hakkını ezilenlerin devrimci kurtuluşu ve iktidarını kazanmaya bağlayan leninizm, kendi varlığını devrimin güncelliği üzerine bina eden bir teorik-politik harekettir. Somut durumun somut analizi leninist teori ve politika yordamı, 21. yüzyıl sınıf savaşımlarını da devrimci bakımdan kavramanın pusulasıdır. Dolayısıyla leninizmi şimdinin sınıf savaşımları ve çelişkilerinin tam kalbinde yeniden ve yeniden kavramak, kurmak ve etkinleştirmek kendini yakıcı biçimde dayatan bir ihtiyaçtır.

Dünya kapitalizminin 21. yüzyıl dünya tarihsel evresinde toplumsal devrimin bütün koşulları yeni düzeyde oluşuyor. 21. yüzyıl evrensel sınıf savaşımı yeni koşullarıyla karşımıza dikiliyor. Bir dizi öznel ve nesnel sınıf savaşımı sorunu ML'lere meydan okuyor. Her şeyden önce dünyanın bugünkü sınıf savaşımı tablosu devrimci bir önderlik boşluğuyla karakterize oluyor. Uluslararası komünist ve devrimci hareket SB'nin çöküşünün ardından daha da belirginleşen ve ağırlaşan yapısal krizi sürüyor. Bu zeminde cereyan eden sınıf savaşımlarına devrimci ve komünist hareket önderlik düzleminde gerekli yanıtı üretemiyor. Yapısal krizini leninist bir yordamla aşamayan ve kendini yeniden yapılandıramayan devrimci ve komünist hareket aktüel bir varlık olarak gelişemiyor. Dünya ezilenlerinin devrimci kutbu, önderlik gücü ve kapasitesi haline gelemiyor.

Uluslararası devrimci ve komünist hareket bugünün meydan okuyan toplumsal devrim sorunlarına ancak ve yalnızca leninizmin devrimci sürekliliğine yaslanarak ve leninizmin güncelliği devrimci pusulasını izleyerek cevaplar bulabilir. Tam da bu tarihsel uğrakta devrimci-komünist hareketin dünyaya ısrarla Lenin'le bakması ilkesel ve hayati bir anlam taşıyor. Zira emperyalist küreselleşme çağında dünyada sınıf mücadeleleri yeni pek çok özelliği ve zengin toplumsal kombinasyonlarıyla gelişiyor.

Geçen yüzyılda Lenin dünya kapitalizmini teorik bakımdan kapsamlı biçimde analiz ederek marksist hareketin devrimci gelişmesinin yolunu açtı. Kapitalizmin en yüksek aşaması olan emperyalizm olgusunu analiz ederek devrimin gelişme yolunun imkanlarını bir strateji temelinde ortaya koydu. Buradan devrimci taktik dizileriyle ilerleyerek ezilenlerin devrimci iktidarını kazandı. Bugün dünya devrimci-komünist hareketi Lenin'in devrimci yolunu ve yordamını işleterek teorik-politik olarak önünü açabilir.

Bu bağlamda "Dünyaya Lenin'le Bakmak" demek iki somut hakikat düzlemini birlikte kavramak anlamına geliyor. İlki, leninizmin tarihsel sürekliliği zemininde günümüz toplumsal devrim sorunlarına teori ve politika üretmeyi kapsıyor. Bu dosdoğru emperyalist küreselleşme evresinin bütün ekonomik, politik, sınıf ilişki düzeyleriyle somut durumun somut analiziyle soyutlanıp kavramlaştırılması ve kavranmasında ifadesini buluyor. İkincisi, leninizmin güncelliği zemininde dünya devrimci-komünist hareketinin yapısal krizinden çıkmasının devrimci imkanına işaret ediyor. "Dünyaya Lenin'le Bakmak" burada somut olarak devrimci-komünist hareketin kendini leninizmle yeniden inşa ve yapılandırması imkanının bilinçle realize edilmesini vurguluyor. Devrimci-komünist hareket ancak devrimci öznellik krizini aşarak ezilenlerin devrimci önderlik ihtiyacını yerine getirebilir. Bunun yegane yolu ise dünyaya ve kendine Lenin'le bakmaktan geçiyor. Daha somut ve açık ifadesiyle leninizmin güncelliğinin devrimci öncülere uygulanması önderlik krizinin çıkış yolu ve perspektifini gösteriyor.

Emperyalist küreselleşme çağında dünya kapitalizmi varoluş krizi yaşıyor. Bu kriz son birkaç on yılda dünyanın tüm coğrafyalarında yeni toplumsal mücadelelerin arka planını oluşturuyor. 21. yüzyıl kapitalizmin varoluş krizinin ürettiği toplumsal isyanlarla betimleniyor. Dünya ezilenlerinin isyanları devrimci dalgalar biçimde gelişiyor. Bu isyanlar çoklu kriz içindeki dünya kapitalizmini sarsıyor. Parlamalarla yükselen ve sönümlenen bir medcezir gibi yürüyen 21. yüzyıl isyanları devrimci önderlik krizi nedeniyle devrimle taçlanmıyor. Emperyalist küreselleşme çağında keskinleşen sınıf çelişkileri tarafından sürekli hazırlanan toplumsal devrim imkanları leninizmi güncel kılıyor ve tarihsel misyonunu realize etmeye davet ediyor. Leninizm, 21. yüzyılda da ezilenlerin toplumsal kurtuluşu için yegane devrimci teori-politika ve örgüt bütünlüğünü ifade ediyor. Leninizm hala güncel ve geçerliğini koruyor. Lenin'in ölümünün birinci asrında leninizm tüm ezilenlere ve komünistlere yol gösteriyor. Ölümünün yüzüncü yılında ezilen insanlığın bütün tarihinin en ileri ve büyük önderi Lenin'i sevgi ve saygıyla anıyoruz.

*İşçi Sınıfı ve Ezilenlerin Sesi ATILIM gazetesinin 19 Ocak tarihli 151. sayı başyazısı.