'Emeğimiz ve özgürlüğümüz için kayyuma geçit vermeyeceğiz'
Hakkari'deki kayyum darbesine karşı Kartal Meydanında yan yana gelen İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, kayyum politikalarının diğer saldırılardan bağımsız ele alınamayacağını vurgulayarak, birleşik mücadele çağrısı yaptı.
İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri'nin çağrısıyla Hakkari'deki kayyum darbesine karşı binlerce kişi Kartal Meydanında yan yana geldi.
Mitinge katılacak siyasi partiler, sendikalar, demokratik kitle örgütleri, Başak Marmaray durağında toplanarak kortejler oluşturdu. Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri'ne ait "Emeğimiz ve özgürlüğümüz için kayyuma geçit vermeyeceğiz" ana pankartı arkasında Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) "1925'ten 1999'a diz çökmedik, diz çökmeyeceğiz", Özgürlüğe ses ver", Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) "İşgale, kayyuma, faşizme karşı yaşasın halkların birleşik mücadelesi" pankartlarıyla yürüdü. "Özgürlüğe ses ver" ve "Kayyum defol" dövizlerinin taşındığı mitingdeki diğer pek çok pankartta da halk iradesini savunmak için birleşik mücadele vurgusu ön plana çıktı.
'KAYYUM SALDIRISI KÜRT HALKINI BOĞMANIN BİR ARACI'
İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri adına ortak basın açıklamasını Günnü İnce okudu. AKP-MHP iktidarının ayakta kalabilmek için saldırılarını sürdürdüğünü belirten İnce, Hakkari belediyesine atanan kayyumun da bu saldırıların bir parçası olduğunu vurguladı.
Kayyum saldırısının Kürt halkının eşitlik ve özgürlük mücadelesini boğmanın bir aracı olduğunu belirten İnce, "12 Eylül darbe anayasasını bile rafa kaldıran iktidar bloğu, 'Yeni Anayasa', 'yumuşama' adı altında toplumsal tepkiyi kontrol altına almaya çalışırken, üçüncü kayyum dönemiyle Kürt halkının seçme ve seçilme hakkını tümden ortadan kaldıran bir 'Kürt normali' yaratmak istiyor" dedi.
'TOPLUMUN TÜM KESİMLERİ KARŞI DURMALI'
"Bizler biliyoruz ki, kayyum saldırısı sadece bir belediyeye el koymak, darbe yapmakla sınırlı değildir. Orta Vadeli Program, yeni vergi yasası, sınır ötesi operasyon hazırlığı, 1 Mayıs, Kobane tutuklamaları bir bütündür. AKP-MHP blokunun milyonlar için büyük bir yıkım anlamına gelen ekonomi politikalarını hayata geçirmek için baskı ve zorbalığın dozunu artırmaktan başka çözümü olmadığını biliyoruz" diyen İnce, bu saldırılara işçi ve emekçiler başta olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin karşı durması gerektiğini ifade etti.
Van'da halkın iradesiyle püskürtülen kayyum saldırısını Hakkari'de de püskürteceklerini belirten İnce, sermayenin hizmetinde olan iktidarın, halkın kabaran öfkesinden korktuğunu söyledi. İnce, şöyle devam etti: "1 Mayıs alanı olan Taksim'i yasaklıyorlar, keyfi yasaklara karşı duranları tutukluyorlar. 1 Mayıs da Taksim de yasaklanamaz. 1 Mayıs'a, Taksim'e, tutsaklara özgürlük için mücadeleye devam edeceğiz. Gezi ve Kobanê kumpas davalarıyla halkların haklı ve meşru talepleri için verdiği mücadeleyi şiddet kullanarak yargıyı araçsallaştırarak engellemeye çalışıyorlar. Baskıcı ve gerici iktidara, destekledikleri İŞİD gibi çetelerin saldırılarına geçit vermeyeceğiz."
'ASGARİ ÜCRETE ZAM ŞART DİYORUZ'
Orta vadeli planla işçi ve emekçilerden daha fazla çalarak sermaye çevrelerinin ihya edilmek istendiğini belirten İnce, "Asgari ücretle dayatılan sefaleti, şirketlere peşkeş çekilen işsizlik sigortası fonu ve diğer fonların yağmasını, toplumun sırtına yeni vergi paketi biçiminde yüklenen faturayı kabul etmiyoruz. İnsanca yaşamaya yeten ücret için asgari ücrete zam şart diyoruz. Vergi soygununa son diyoruz" dedi.
'DİNDAR VE KİNDAR NESİLLER OLMAYACAĞIZ'
Gerici eğitim müfredatı, ÇEDES, tarikatlarla toplumun kuşatılmak istendiğini ifade eden İnce, "Bu saldırı iktidarın toplumu tek tipleştirme sosyal, kültürel, akademik alanda hakimiyet kurma saldırısıdır. Dindar ve kindar nesiller olmayacağız" ifadelerini kullandı. Sendikal örgütlenme hakkının keyfi bir biçimde engellendiğini, söz, basın, gösteri hakkına saldırıldığını, devrimci gazetecilerin hedef alındığını belirten İnce, "Kadın cinayetlerinde, çocuk istismarında cezasızlık politikasına devam ediyorlar. Kadın ve LGBTİQ+ düşmanı politikalara geçit vermeyeceğiz. Katledilen her bir arkadaşımızın hesabını soracağız" dedi.
Doğanın rant uğruna yağmalandığını, güvenlik politikaları ileri sürülerek Diyarbakır, Mardin ve Kürt illerinde ormanlık alanların yok edildiğini ifade eden İnce, "Emekçilerin ekmeğini küçültenler, geleceğini çalanlar; rezerv alan oyunuyla evini gasp etme planları yapanlarla Kürt halkının siyasi iradesini çalmaya çalışanlar aynı güçlerdir. Bu saldırıları ortak mücadelemizle durduracağız" dedi.
'TÜM EZİLENLERİ EMEĞİNE VE ÖZGÜRLÜĞÜNE SAHİP ÇIKMAYA ÇAĞIRIYORUZ'
İktidarın Filistin'de yaşanan soykırımdaki ikiyüzlülüğüne dikkat çeken İnce, "İsrail'le ticari, askeri, akademik vb. ilişkileri sürdürenler Filistin'de yaşanan katliamın ortaklarıdır. Filistin halkının yanında olmaya devam edeceğiz. İsrail'le başta ticari, askeri ilişkiler olmak üzere tüm ilişkilerin kesilmesi için mücadelemizi büyüterek sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.
İnce, şöyle devam etti: "Bütün işçileri, emekçileri, halkları, ezilen, sömürülen tüm kesimleri emeğimize ve özgürlüğümüze sahip çıkmaya, kayyumlarla dayatılan saldırılara karşı mücadeleyi büyütmeye davet ediyoruz. Fabrikalarda, mahallelerde, okullarda, evlerde, tarlalarda hayatın olduğu her yerde baskı, sömürü, sefalet dayatanlara, kayyum darbesini devreye sokanlara karşı birleşik mücadeleyi büyütmek için daha güçlü adımlar atmaya çağırıyoruz."
Ardından Adalılar müzik grubu sahne aldı.
TEKÇE: KAYYUM HALK KAYNAKLARINI PEŞKEŞ ÇEKMEK DEMEKTİR
Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri'nin bileşenlerinin selamlamasının ardından Hakkari Belediyesi Eşbaşkanı Viyan Tekçe söz aldı. Kürt halkının özgürlük mücadelesinin her dönem saldırı altında olduğunu ifade eden Tekçe, AKP-MHP iktidarının 8 yıldır Kürt halkının iradesini gasp etmek için kayyumlara başvurduğunu söyledi. Bugün yok sayılanın sadece Hakkari'nin değil tüm Türkiye'nin iradesi olduğunu belirten Tekçe, kayyumun halkın kaynaklarını peşkeş çekmek anlamına geldiğini söyledi. DEM Parti'yle belediyelerin ekolojik, kadın özgürlükçü bir anlayışla buluştuğunu söyleyen Tekçe, bu anlayışla yaptıkları çalışmaların kayyumla yok edilmek istendiğini vurguladı.
'HAKKARİ'NİN İRADESİNE SAHİP ÇIKMAK HERKESİN GÖREVİDİR'
Seçim sürecinde Hakkari'de tüm devlet kurumlarının AKP'nin seçim çalışmalarını yürüttüğünü hatırlatan Tekçe, bunlara rağmen Hakkari halkının seçilmiş eşbaşkanları olduklarını söyledi. Kayyum rejiminin kalıcı hale getirilmek istendiğini vurgulayan Tekçe, "Bizler her türlü kumpasa inat, seçme ve seçilme hakkına sahip çıkacağız. Çünkü 2024 Türkiye'sinde Hakkarililerin iradesini yok saydılar. Hakkari halkını kimin yöneteceğine halkın kendisi değil, Ankara'daki atanmış bir grup bürokrat karar vermektedir. Bu durum AKP-MHP iktidarının kadın düşmanı, genç düşmanı ve Kürt düşmanı bir iktidar olduğu ortaya koymaktadır" dedi.
"Hakkari belediyesini kayyum yönetiyorsa ve buna seyirci kalıyorsak, İstanbul'da halk iradesi tehlike altındadır. Hakkari'ye kayyum atanmışsa, Kartal Belediyesi güvende değildir. Türkiye'de herkesin bunu iyi görmesi gerekiyor. O yüzden Hakkari'nin iradesine sahip çıkmak herkesin görevidir" diyen Tekçe, İstanbul'dan Hakkari'ye ulaşan direnişin eninde sonunda başarılı olacağını vurguladı.
Ardından siyasi tutsakların mitinge gönderdiği mesajlar okundu.
AKIŞ: HALKIMIZIN MORALİNİN YÜKSEKLİĞİ BİZİ DİRİ TUTMAKTADIR
Bir kumpasla tutuklanan Hakkari Belediyesi Eşbaşkanı Mehmet Sıddık Akış mesajında, tüm baskı ve haksızlıklara rağmen Viyan Tekçe'yle birlikte Hakkari halkının iradesi doğrultusunda seçildiklerini belirtti. Seçildikten sonra ilkeleri doğrultusunda halka hizmet etmeye çalıştıklarını ancak pek çok engellemeyle karşılaştıklarını belirten Akış, bedeli ne olursa olsun halka verdikleri sözü yerine getirmeye çalıştıklarını söyledi.
Akış, şöyle devam etti: "Bu sözümüz de mahkeme salonunda başımız dik bir şekilde ifade ettiğimiz barış, kardeşlik ve özgürlük sözüydü. Bugün de zerre kadar pişmanlık duymadığımızı belirtmek isterim. Birçoğunuzun da bildiği gibi 2010 yılından beri normal seyrinde ilerleyen bir davam vardı. Bu dava hızlandırılarak bir saat içinde siyasi irade eliyle mütalaa hazırlatıldı. Akabinde duruşma tarihinden 3 gün önce bir bahane ile gözaltına alındım. Tarafıma bildirilmeyen sebeplerle tutuklanarak Van Cezaevine gönderildim. Buradaki durumumu da soracak olursanız sağlığım ve moralim çok iyidir. Halkımızın moralinin yüksekliği bizleri diri tutmaktadır. Bu süre zarfında partimizin, halkımızın ve siz değerli Emek, Barış ve Demokrasi güçlerinin kayyum rejimine karşı, gösterdiği takdire şayan duruşu yürekten kutluyorum."
YÜKSEKDAĞ: BAŞARAMAYACAKLAR
Kobane dava tutsakları adına HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın mesajı şu şekilde: "Halkın iradesi teslim alınamaz. Bu halk ve bizler, iradenin çiğnenmesine bugüne kadar Mecliste, mahkeme salonlarında, hapishanelerde, sokakta direnerek izin vermedik. Bundan sonra da vermeyeceğiz. Kobane davasında, Van'da denediler, başaramadılar. Hakkari'de başaramayacaklar. Kobane dava tutsakları olarak halkımızı irademizin gasp edilmesine karşı mücadeleye çağırıyoruz."
1 MAYIS TUTSAKLARI: KALBİMİZ DİRENEN HERKESLE BERABERDİR
1 Mayıs tutsaklarının mesajı şu şekilde: "Bugün burada emeğine, özgürlüğüne ve iradesine sahip çıkmak için bulunan tüm dostları selamlıyoruz. Bizler 1 Mayıs'ta Taksim Meydanı'na çıkmaya çalıştığımız için 5 Mayıs'tan bu yana hapishanede tutuklu bulunuyoruz ancak kalbimiz kayyumlara, baskılara, yoksulluğa ve geleceksizliğe karşı direnen herkesle beraberdir.
"Gezi direnişinden bu yana iktidarın kabuslarından çıkmayan Taksim Meydanı 2024 1 Mayısı'nda emekçilere kapatıldı. Bu yasak ne yasaldır ne meşrudur. 1 Mayıs'ta İstanbul'un binlerce polisle ablukaya alınması iktidarın emekçilerin gücünden ve öfkesinden ve biriktirdiği isyan potansiyelinden duyduğu korkunun ifadesidir. Bizleri yandaş medyasıyla hedef göstererek tutuklamalarının altında yatan da yine bu korkudur. Bizim tutukluluğumuz 1 Mayıs'ta barikatta patlayan emekçilerin öfkesi, toplumsal muhalefetin sönmeyeceğinin kanıtı olmuştur.
"Eylem yapmayı, sokağa çıkmayı suç sayan; ekmek ve özgürlük için mücadele etmeyi gayri meşru bir eylemmiş gibi gösterenlerin tek hedefi ekmeğimize ve özgürlüğümüze kastetmektir. Fakat hepsi boşuna, tutsak da düşsek, işte bu meydanda sesimiz sizlerin sesine karışıyor: Hiç kuşkumuz yok hapishaneden, evlerden, sokaklardan, fabrikalardan, üniversitelerden daha güçlü Mayıslar için daha güçlü geleceğiz; sokakları, meydanları özgürleştireceğiz."
ATALAY: UMUT SİZDEDİR
Gezi tutsakları adına Türkiye İşçi Partisi (TİP) Antakya seçilmiş milletvekili Can Atalay'ın mesajı şu şekilde: "Emeğine, iradesine, geleceğine ve memlekete sahip çıkmak için Kartal'da buluşanlar…Omuz omuza duranlar... Bilin ki umut sizdedir, omuz omuza mücadelenizdedir. Hep birlikte mücadele edeceğiz ve hep birlikte kazanacağız. Selam olsun Kartal'da umudu büyütenlere. Selam olsun Dünya'nın ve Türkiye'nin ortak geleceğine!"
Miting, Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM) sanatçıları ve Onur Akın'ın sahne almasıyla son buldu.
Miting boyunca, "Faşizme karşı omuz omuza", "Jin, jiyan, azadi", "Biji berxwedana Colemerg", "Direne direne kazanacağız" sloganları atıldı.