6 Ekim 2024 Pazar

Eğitim-Sen: Tüm önlemleri alın, 'dilekçeli eğitim dönemine' son verin

MEB'in esnek sınav planlamasını eleştiren Eğitim-Sen, "MEB, salgında eğitim stratejisini yüz yüze eğitime, yüz yüze eğitimin fiziksel alt yapısını hazırlamaya çevirmelidir" dedi.

Eğitim-Sen, Milli Eğitim Bakanlığının (MEB) esnek sınav planlamasını eleştirerek "Lise sınavlarına ilişkin düzenlemeyle eğitim yönetimindeki yanlışlar ve karar alma süreçlerindeki antidemokratik uygulamalar, öğrencilere ve velilere 'çok seçenek' sunularak örtülmek istenmektedir" dedi.

Milli Eğitim Bakanlığı, 11 Mayıs'ta yaptığı açıklamayla "hazırlık, 9., 10. ve 11. sınıf öğrencilerine sınavlara katılıp katılmama konusunda tercih hakkı sunulacağını" duyurdu. Açıklamaya göre öğrenciler isterlerse ikinci dönem sınavlarına katılmayıp birinci dönem sınavının geçerli olmasını isteyebilecek, isterlerse de ikinci dönem sınavlarına katılabilecekler.

ZİYA SELÇUK'A ÖZÜR ÇAĞRISI
Yaptığı açıklamayla planlamayı eleştiren Eğitim-Sen, "Günü birlik kararlar, aç-kapa politikaları ile eğitim yapboz tahtasına çevrilmiş, sık sık değişen kararlarla öğretmenlerimiz, öğrencilerimiz ve velilerimiz ne yapacağını, nasıl bir kararla karşılaşacağını bilemez bir duruma sokulmuştur. Eğitim bileşenlerine bunları yaşatmaya kimsenin hakkı yoktur. Bu nedenle Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, eğitim ve bilim emekçilerinden, öğrencilerden ve velilerden özür dilemelidir" çağrısı yapıldı.

PANDEMİDE YAŞANAN ÖĞRENME KAYIPLARI VE PLANSIZLIĞIN KABULÜ
Açıklamada "Sanki demokratik bir süreç yürütüyormuşçasına çok seçenekli ve dilekçe vermeye dayalı bir sınav planlamasıyla karşı karşıyayız. Ancak ortada demokratik yöntem olmadığı gibi hem uzaktan hem de yüz yüze eğitimde başarısız olunduğunun itirafı vardır. Sınavların ölçme-değerlendirme aracı olduğu varsayılırsa, bu 'serbestiyet' ya da 'tercih hakkı' pandemi sürecinde öğrencilerin yaşadığı öğrenme kayıplarını ve kendi plansızlıklarını kabul etmek anlamına gelir. Eğitimde var olan eşitsizliğin pandemi nedeniyle katmerleştiği, öğrencilerin eğitime erişimde sorun yaşadığı, milyonlarca öğrencinin eğitime erişemediği böyle bir dönemde MEB sınavda ısrar etmek yerine, kamusal eğitimi güçlendirmeli, sınavsız bir eğitim modeli üzerinde çalışmalı ve sınavsız eğitim modelini hayata geçirmelidir. Bu lütuf değil, pandemi koşullarının da dayattığı bir zorunluluktur" ifadeleri yer aldı.

'ÇALIŞTIRILAN ÖĞRENCİLER TERCİHLERİNİ Mİ KULLANMIŞ OLUYORLAR?'
MEB'in benzer bir 'tercih hakkının' önünü Şubat 2021'de açtığını hatırlatan Eğitim Sen, "MEB, bir açıklama yaparak çocuklarını okula göndermek istemeyen velilerin okul yönetimlerine bir dilekçe verebileceklerini açıklamıştı. Bir dilekçe ile tercihleri alınan, ardından çalıştırılan ilkokul, ortaokul ve liseli çocuklar, canlı derslere girmeyerek çalışan üniversite öğrencileri 'tercih'lerini özgürce kullanmış mı oluyorlar" diye sordu.

Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:

'MEB, ÖZGÜRLÜK YANILSAMASI YARATMAKTAN VAZGEÇMELİ'
"Gerekli önlemleri almayan; öğretmenleri aşılamayan, her yer betonlaşırken okul ve derslik inşa etmeyen, yeni öğretmen ataması yapmayan MEB, 'Sınavlara isterseniz katılabilir istemezseniz katılmayarak bir tercihte bulunabilirsiniz' diyebilir mi? MEB'in görevi sınavlar yaparak bir öğretim türü ve düzeyinden diğerine öğrenci akışlarını sağlamak olamaz. Sınavsız bir eğitim sisteminin, tüm okulları koşulları itibarıyla birbirine denk hale getirmekten geçtiğinin bilinciyle, okullar arasındaki eşitsizlikleri giderecek eğitim politikalarına yönelmek gerektiği ortadadır. MEB, özgürlük yanılsaması yaratmaktan vazgeçmeli, salgında eğitim stratejisini yüz yüze eğitime, yüz yüze eğitimin fiziksel alt yapısını ve yeni öğretmen atamalarını ve diğer eğitim koşullarını hazırlamaya çevirmelidir.

"Eğitim-Sen olarak yeni dönemde her öğrencinin yüz yüze eğitim hakkına, her öğretmenin aşılanarak sağlıklı ve güvenli bir ortamda çalışma hakkına ulaşabileceği ve velilerin çocuklarını hiçbir kaygı duymadan okula güvenle gönderebileceği bir yurttaşlık hakkı için Milli Eğitim Bakanlığı'nı tam bir eğitim seferberliğine, göreve çağırıyoruz."