1 Aralık 2024 Pazar

Edbulmuneym: Sudan'da yaşanan bir iç savaş değil emperyalistlerin desteklediği soykırım

Sudan'da halkın savaşa karşı olduğunu ancak durduracak gücü olmadığını kaydeden Sudan Komünist Partisi'nden Şadya Ebdulmuneym, halkın çıkarını temsil ettiklerinin altını çizdi. Mevcut rejimin halkın değil emperyalistlerin çıkarlarını önemsediğinin altını çizen Ebdulmuneym, "Sudan'daki devrimin sadece siyasi ya da ekonomik nedenlerden kaynaklanmadığının anlaşılmasını istiyorum. Bu devrim, sömürgeleştirme döneminden bu yana Sudanlıları zorlayan, emperyalist projelerden kurtaran, süregelen bir kurtuluş hareketiydi" dedi.

Sudan'da ordu ve milisler arasında çatışma sürüyor. Halk savaşı istemezken, emperyalistler kendi çıkarları için destekliyor. 1940'dan bugüne mücadele eden ve halkla birlikte direnen Sudan Komünist Partisi'nden Şadya Ebdulmuneym ülkede yaşananlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ebdulmuneym'in ETHA'nın sorularına verdiği yanıtlar şöyle:

SUDAN'DA İÇ SAVAŞ YOK SOYKIRIM VAR

2023'deki darbeden sonra Sudan'da ne değişti? Ordu ve milisler arasındaki çatışmanın halk üzerinde ne tür etkileri var?
Sudan'da yaşananlar bir iç savaş değil, bir soykırım. İnsanlar arasında bir savaş değil; ABD, AB, Suudi Arabistan, Mısır tarafından destekleniyor. Her rejim kendi çıkarına göre bir tarafı destekliyor. Mevcut Sudan hükümeti Mısır tarafından destekleniyor. Mısır etkisini genişletmeye çalışıyor. Suudi Arabistan başından beri müdahale ediyor. Resmi ordu aracılığıyla da iktidarı yeniden tesis etmek istiyorlar. Suudi Arabistan'ın Yemen'le ittifakı var. Onların ordusu El Beşir için savaşıyor, çünkü El Beşir Yemen'e asker gönderiyor.

Paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri (RSF) ordunun bir parçasıydı. Geçiş hükümeti bunları desteklemedi. Mısır ve Suudi Arabistan resmi Sudan ordusunu destekliyor ve onlara Libya ve Çad üzerinden silah sağlıyor. Şimdi resmen Birleşik Arap Emirlikleri'nin rejimi desteklemesi konuşuluyor. ABD hangi proje kazanacak diye bekliyor. Mısır ve Suudi Arabistan'ın istediği şey onlar için kabul edilebilir. Şimdilik sadece izliyorlar. Halkların iradesi onların istekleri yönünde değil.

HALKLA BİRLİKTE DİRENİYORUZ

2019 ayaklanması hakkında bilgi verebilir misiniz? Sudan Komünist Partisi olarak siz ayaklanmada nasıl rol oynadınız? Bugünkü duruma karşı kitlelerin direnişi ne durumda?
Komünist Parti olarak 1940'dan bugüne her dönem siyasi iniş çıkışlara rağmen hala varız. Partimiz halk arasında örgütlü. Ancak partinin dışarıdan mali desteği yok. Sadece üyelikler ve bağışlar yoluyla çalışmalarını sürdürüyor.

Yeniden yapılanma sırasında sansür nedeniyle gazetelerde haberlerimiz dahi çıkmadı. Bu yüzden haberlerimizi kendimiz yayınlıyoruz. İnsanlara ulaşmaya çalışıyoruz. Halk arasında derin kökleri var. Bu, 2019 devriminde komünist partinin nasıl sahada olduğunu gösteriyor. Partiyi tanımayan, onunla ilişkisi olmayan insanlar bile partinin sloganı olan "özgürlük, barış ve adalet" sloganını haykırdılar. Biz halkın arasında varız ve devam etmeliyiz. Ve biz halkla birlikte direniyoruz.

KADINLARA KENDİLERİNİ SINIF MÜCADELESİ İÇİNDE NASIL BULABİLECEKLERİNİ ANLATMALIYIZ

Kadınların ayaklanmadaki rolünü nasıl tarif edersiniz?
Sudanlı kadınlar bağımsızlığın başından itibaren Sudan'daki her mücadelenin bir parçası oldu. Siyasi haklar, üreme hakları, eşit işe eşit ücret, oy hakkı vs. için mücadele ettiler. Her siyasi değişimden sonra kadınlar tecrit ediliyor. Siyasi süreçler söz konusu olduğunda, sadece kendilerini temsil eden kadınları seçiyorlar. Şimdi durum farklı. Bu devrim medyanın odağındaydı, çünkü alternatif medya gelişmişti. Ana akım medyaya fazla bağımlılık yoktu. Facebook, Twitter vs. devrim üzerine yazıyordu. Resmi medya devrimi takip etmek zorunda olduğunu hissetmişti. Sudanlı kadınlar başından beri iyi örgütlenmişti. Sol ya da sağ eğilimlerden, birlikte çalışabiliyorlardı. Nereden ittifak kuracaklarını biliyorlardı. Günün sonunda ne zaman sınıfsal boyuta odaklanılması gerektiğini ve ne zaman sınıflarına gitmeleri gerektiğini biliyorlardı. Kadınlara sınıf mücadelesini ve kendilerini sınıf mücadelesi içinde nasıl bulabileceklerini anlatmamız gerekiyor.

İNSANLARIN SOYKIRIMI DURDURMAK İÇİN DİRENMELERİNİ SAĞLAMAYA ÇALIŞIYORUZ

Savaş koşulları altında faaliyetiniz nedir? Direniş Komiteleri kitle çalışmalarını sürdürüyor mu?
Kitle çalışmaları var ama çok zor. Direniş Komiteleri insanlara destek olmaya çalışıyor, yemek dağıtıyor, tahliyeler için destek oluyor. Komünist Parti sivil harekete öncülük etmeye çalışıyor. Komünist Parti, her üyesinin halk için yardım çalışmalarında bulunması ve imkanı olan her üyesinin Sudan'da kalması kararı aldı. Soykırıma direnmek için herkesin Sudan'da kalmasını sağlamaya çalışıyoruz. İnsanların savaşı ve soykırımı durdurmak için direnmelerini sağlamak istiyoruz.

SUDAN HALKI BU SAVAŞI DESTEKLEMİYOR
Ve şu çok açık ki, bu bir soykırım, insanları öldürüyorlar, şehirleri yok ediyorlar. Hastaneleri, okulları, sivilleri hedef alıyorlar, kadınlara tecavüz ediyorlar. Sadece kaç milis veya ordu mensubunun öldüğüne baktığınızda, gerçekten çok düşük bir sayı olduğunu görürsünüz. Genellikle savaş sırasında daha yüksek bir rakam olması gerekirdi. Sudan halkı bu savaşı desteklemiyor. Ordu sivilleri hedef alıyor. Uluslararası toplum gıda için yol açmıyor, ilk yardım ya da ilaç desteği vermiyor.

Bu Sudan'daki ilk savaş değil. Daha önce bir savaş olduğunda uluslararası toplum sivillere ulaşabiliyordu. Ama şimdi kimse savaş hakkında konuşmuyor. AB, BM ve tüm destekçi ülkeler kaç kişinin öldürüldüğünü, kaç kadının tecavüze uğradığını biliyor. Ama yardım etmiyor. Çünkü, uluslararası toplum Sudan'da bu savaşı istiyor. Çünkü diğer seçenek halkların iradesidir. Ve onlar bize irademizi vermeyecekler.

Uganda, Eritre, Etiopya, Güney Afrika ile temaslarımız var. Eminim, eğer bir uluslararası hareket, bir ittifak inşa edebilirsek, bu bütün taraflara yardımcı olacaktır.

BU YENİ SÖMÜRGECİLİK

Filistin'de 7 Ekim'den sonra yaşanan bölgesel gelişmelerle birlikte, Filistin direnişi Sudan'ı nasıl etkiledi?
Filistin'deki gelişmeler bizi doğrudan etkilemiyor. Ama savaşı etkiliyor. Gazze'de olanlarla şu anda Sudan'da olanlar aynı. Aradaki fark Filistin'de olanların İsrail'den kaynaklanıyor olması. Şimdi Sudan'da savaşta rol alan ve savaşan farklı taraflar var. Örneğin Rusya resmi ordu ile hareket ediyor, Fransa'da Sudan'da var, AB yasadışı göçle mücadele ederken RSF'yi destekliyor. Sudan'daki savaş tıpkı Filistin'de olduğu gibi uluslararası güçler tarafından yapılıyor ve destekleniyor.

Bence Gazze'nin, Filistin'in kurtuluşu, diğer kurtuluş hareketlerinin kurtuluşu için bir adımdır. Sudan için de öyle. Sudan'da kazanırsak ve yeni bir siyasi proje yaratırsak, bunun bölgedeki diğer kurtuluş hareketlerine yardımcı olacağını düşünüyoruz, tıpkı Filistin'deki direnişin bölgedeki diğer direnişleri etkilediği gibi.

SSCB varken güçler dengesi vardı. Ama ABD şimdi Rusya'nın o kadar da büyük olmadığını düşünüyor. Bütün bunları değiştirmeye çalışıyorlar. NATO'yu genişletmek istiyorlar, sınırları Afrika'ya kadar genişletmek istiyorlar. Kaynakları kendi çıkarlarına göre bölüşmek istiyorlar. Gazze'de, Ukrayna'da, Mali'de, Burkina Faso'da, Sudan'da olan budur. Bu bir tür sömürgeciliktir, yeni sömürgecilik.

ROLÜMÜZ İNSANLARLA KONUŞMAK, FARKINDALIĞI ÖRGÜTLEMEK

Sudan'da komünistler her iki gerici askeri güce karşı nasıl bir direniş çizgisi inşa ediyor?
Şu an için sivillerin, özellikle de Sudan halkının, savaşı durduracak gücü yok. Savaşa karşılar ama durduramıyorlar. Bu yüzden savaşın sona ermesini sağlamamız gerektiğini düşünüyorum. Sudan'da neler olduğunu, neden olduğunu ve bu konuda ne düşündüğümüzü göstermek için sesimizi yükseltmeliyiz. Örneğin, bunun bir iç savaş olduğunu söylemek yanlış, bu savaşta siviller savaşmıyor. Sudan halkının savaşı desteklemesini istiyorlar ama halk hiçbir tarafı desteklemiyor. Bizim rolümüz insanlarla konuşmak ve neler olup bittiğine dair farkındalığı örgütlemek, medya ile konuşmak ve analizlerimizi yaymaktır. Komünist Parti olarak hükümeti bu uluslararası toplum tarafından desteklenen savaşı durdurmaya zorlamalıyız.

DİRENİŞ KOMİTELERİ MAHALLELERDE ÖRGÜTLÜ
Gelecek için, Komünist Parti olarak yeni bir paradigma oluşturmak üzere Direniş Komitesi ile çok yakın çalışacağız. Sudan'ın başından beri insanlar her zaman yerel, demokratik bir siyasi sistem istediler. Direniş Programı, Direniş Komitesi tarafından yayınlanan alternatif bir programdır. Direniş Komitesi 2007 yılında kuruldu ve şu anda Sudan'ın farklı mahallelerinde iyi bir şekilde örgütlenmiş durumda. Her direniş komitesinin bir koordinasyon organı vardır. Program ayrıca Almanca, İngilizce, Kürtçe, Türkçe, İspanyolca ve Fransızca dillerine de çevrilmiştir.

DÜNYA HALKLARININ DAYANIŞMASINA İHTİYACIMIZ VAR

Dünya halkları ve devrimci demokratik güçlerden beklentiniz nedir?
Sudan'daki devrimin sadece siyasi ya da ekonomik nedenlerden kaynaklanmadığının anlaşılmasını istiyorum. Bu devrim, sömürgeleştirme döneminden bu yana Sudanlıları zorlayan, emperyalist projelerden kurtaran, süregelen bir kurtuluş hareketiydi. Dünya halkları Sudan halkının başından beri sömürgeciliğe karşı mücadele ettiğini anlamalıdır. Sadece onların desteğine ihtiyacımız var, Sudan'da neler olduğunu anlamaya çalışın ve dayanışın.

AB'ye karşı baskı oluşturmalıyız. AB yasadışı göçle mücadele ediyor, benim için yasadışı göç diye bir şey yok. AB insanları küresel Güney'de tutmak isterken kaynaklarımızı çalmak istiyor. İnsanlar açlık, şiddet ve savaş nedeniyle topraklarından kaçmaya çalışıyor. Eğer Afrika'dan insanların Avrupa'ya gelmesini istemiyorlarsa, o zaman savaşı körüklemesinler.

MEVCUT REJİM HALKLARIN İRADESİNİ DEĞİL EMPERYALİSTLERİ TEMSİL EDİYOR
Eğer ülkemizi kalkındırabilirsek göçü de durdurabiliriz, burası zengin kaynaklarla dolu bir ülke. Avrupa'ya gitmek yerine insanlar Sudan'da kalabilir. Çünkü göçün sebebi daha iyi bir yaşam arzusudur. Bunun için siyasi meselelerimizden ellerini çekmeliler. Kendi kendimizi nasıl yöneteceğimizi biliyoruz. Kendi geleceğimizi kurmak için Avrupalılara ihtiyacımız yok.

Kaynaklarımızı eşit bir şekilde paylaşabiliriz. Ama onlara göre biz geriyiz, siyahız. Gemi binlerce insanla dolu, Avrupa'ya ulaştığında sadece yüz kişi kalıyor. İnsanları öldürmek, milisleri desteklemek çözüm değil. Tek çözüm Afrika'dan ve Sudan'dan ellerini çekmeleridir. Eğer bir çözüm istiyorlarsa, bizim ilkel olmadığımızı anlamalılar. Kendi kaynaklarımızı kendimiz paylaşırız, kendi kültürümüz, kendi tarihimiz, kendi bilgimiz, kendi mirasımız var. Deri renkleri bir insanın ilkel olup olmadığını göstermez. Ve mevcut rejim halkların iradesini temsil etmiyor, emperyalist çıkarları temsil ediyor.