25 Eylül 2024 Çarşamba

Deprem Çalıştayı: Son deprem durumun kötü olduğunu gösterdi

TMMOB İstanbul İKK, Kadıköy Evlendirme Dairesi'nde "İstanbul Deprem Çalıştayı" düzenledi. TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, "Eylül ayında İstanbul'da yaşanan 6.4 ve 5.8 depremler, durumun kötü olduğunu gözler önüne serdi" dedi.
 

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İstanbul İl Koordinasyon Kurulu, İstanbul'da beklenen büyük depremin şehirde yaratacağı etkileri konuşmak ve tartışmak için Kadıköy Evlendirme Dairesi'nde "İstanbul Deprem Çalıştayı" gerçekleştirdi.

Çalıştayın açılış konuşmasını yapan TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, kendilerinin bu çalıştayı halkın çıkarlarını korumak adına gerçekleştirdiklerine işaret etti ve "Ülkemizin yaşadığı en büyük doğal felaketlerden biri olan Marmara Depreminin üzerinden tam 20 yıl geçtikten sonra yarattığı yıkım ve yaşanan toplumsal travma unutulmaya yüz tutmuşken Eylül ayında İstanbul'da yaşanan 6.4 ve 5.8 depremler, durumun kötü olduğunu gözler önüne serdi" diye konuştu.

1999 Marmara depreminden sonra devletin özel tüketim ile katma değer adı altında insanlardan vergi aldığını hatırlatan Koramaz, şöyle konuştu: "Vergiler geçiciyken uzatıldı. Peki toplanan vergilerle ne oldu. Dönemin Bakanı, bu paranın hava yollarına, demir yollarına harcandığını söyledi. Tekrardan bu hizmeti bize para karşılığında verdi. Deprem sonrasında kullanılmak üzere toplanma alanları oluşturuldu. Ama nüfusun artmasıyla, bu toplanma alanları rant uğruna imara açıldı. Toplanma alanları, iş merkezlerine, alışveriş merkezlerine ve rezidans alanlarına dönüştürüldü."

'YAŞANACAK DEPREMİN VİCDANİ VE MADDİ VEBALİNİ ÖDEYEMEYİZ'
Ardından söz alan İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanı Dr. Tayfun Kahraman, kamunun depreme karşı duyarsız kaldığını vurguladı ve "Bugün 26 Eylül olsaydı salon hınca hınç dolu olurdu. Yaklaşık 1 ay geçti ama deprem konuşulurken bu salonlar artık çok da dolmuyor" dedi.

Şehrin geçmişten kalan sorunları olduğuna dikkat çeken Kahraman, konuşmasına şöyle devam etti: "Vatandaşın yaptığı konutları dönüştürmek gibi bir amacımız yok. Afet öncelikli olarak vatandaşların konutlarını vatandaşlar içeride yaşarken nasıl dönüştürebiliriz derindeyiz. Kadıköy bölgesinde kentsel dönüşüm projeleri rantla eş anlamlı hale geldi. Kentlinin kazandığı projeler yapmak amacımız. Önümüzdeki yapı stokunu ortaya koyduğumuzda 1 milyondan fazla yapıyı elden geçirmek zorundayız. 20 yılda yapılmayanı 2 günde yapamayız. Uzun bir yol, hedefimiz 2000'den sonra yapılmış tüm yapıları depreme karşı hazırlamak. İstanbul'da yaşanabilecek 7 şiddetindeki depremde hiçbirimiz vicdani ve maddi vebalini ödeyemeyiz. İstanbul'da böyle bir deprem demek Türkiye'nin ekonomik ve vicdani anlamda çökmesi demek. İstanbul'da tespit ettiğimiz ağır hasar alması beklenen yapılara, insanların ne yazık ki ölebileceği yapılara müdahale edeceğiz. Kentsel dönüşüm 1 koyup 2 alacağız gibi lanse edildi ama örnek, yanı başımızdaki Fikirtepe."

'FİKİRTEPE BUGÜN BURAYA GELDİYSE BUNUN TEK BİR SORUMLUSU YOK'
Kadıköy Belediye Başkanı Av. Şerdil Dara Odabaşı ise Fikirtepe'de yaşanan kentsel dönüşümün facia olduğunun altını çizdi ve devam etti: "Bu faciayı yapanlar kimlerse, hangi akılla bu proje hazırlanmış ise biz onun hesabını sormadan Kadıköy'de bir taşı kaldırıp başka bir taş koyma şansımız yok. Fikirtepe bugün buraya geldiyse bunun tek bir sorumlusu yok. Bu talebi getirenler de sorumlu, 3 tane çocuğuna ev için aç gözlülük yapanlar da sorumlu, daha fazla para kazanmak için çalışma yapan müteahhitler de, ona göz yuman siyasiler de sorumlu."

'BİZİM DEPREM PLANINA İHTİYACIMIZ VAR'
Çalıştayın 1. Oturumu başlamasıyla konuşan TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi'nden Nur Kardelen Öztürk, Birleşmiş Milletlerin afeti insan hayatını kesintiye uğratan ve insan kaynaklarını durduran olay olarak tanımladığını belirtti ve "İstanbul'da afet nedir deyince depremi görüyoruz. Depremle birlikte tsunami riski yer almaktadır. 1930 ve 1999 depremlerini yaşadı. 1999 depreminden sonra lojistik destek yetersiz kaldı, arama kurtarma plansız olduğu için 2 gün kadar başlayamadı" diye kaydetti.

Öztürk, yabancı ülkelerin geçmişten beri bütünleşik afet planlarının olduğunu aktardı ve ekledi: "Türkiye'de 99 depremine kadar idari çalışma yok denecek kadar azken, İstanbul afet riski önleme planı yapıldığını görüyoruz. AFAD'ın çalışmalarını görüyoruz. Bu çalışmalar değerli ama uygulama aşamasında yetersiz kalan çalışmalardır. Beklenen deprem İstanbul'da konutların 3'te 1'i yıkacak. 500 bin hanenin acil barınma ihtiyacı doğacak. 30 bin can kaybı 39 bin ağır yaralı gibi rakamlar bekleniyor. Üstelik bu rakamlar iyimser. Bizim afet planına, deprem master planına ihtiyacımız var."

'KİM KAPATMA GÜCÜNE SAHİPSE KAPATMASIN'
TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi'nden Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, son dönemde üniversitelerin jeofizik alanlarının kapatıldığını söyledi. Eyidoğan, "60 tane öğrencisi olan İstanbul Üniversitesinin jeofizik bölümünün kapatılması konuşuluyor. Lütfen kapatmayın. Kim bunu kapatma gücüne sahipse o kapatmasın. Yer kürenin incelenmesinden bina duvarlarındaki çatlakların incelenmesine kadar çok geniş bir inceleme alanı var. Son 50 yıldır kanıtlanmış birçok yönteme katkısı ortada" cümlelerini kullandı.

'99'DAN BU YANA BAKMADIKLARI BİNALARIN MAKYAJLARI BOZULDU'
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Yönetim Kurulu (YK) Başkanı Nusret Suna, 17 Ağustos depreminde binlerce insanın öldüğünü, 1 milyon insanın evinden ve işyerinden olduğunu hatırlattı ve konuşmasına şöyle devam etti: "12 Kasım Düzce depreminde 710 vatandaşımız yaşamını yitirdi. Tabi ki bu deprem ekonomide telafi edilemez sonuçlara yol açtı. Otomotiv, kağıt, plastik, petrol vb üretim fabrikaları vardı ve deprem sonucunda durdu. O günkü hesaplamalara göre depremin maliyeti 7 milyar dolara yükseldi. Bu süreçte İstanbul'da İl Afet Koordinasyon kurulu kuruldu. Şimdiki adıyla 492 adet deprem toplanma alanı tespit etti. Bu sayılar yetersizdi ve arttırılması için çalışmaların devam etmesi gerekiyordu. Bunlar yapılırken İBB yöneticileri deprem master planını hazırlattı. Bizler bu planı önemsedik ve katkı sunduk. O güne göre master planı dünyada sayılı bir plandı. Yurt dışında araştırma yapan akademisyenler bu rapordan faydalanıyorlar ama bizim yöneticilerimiz 1 sayfasını bile açmadılar. Geride bıraktığımız 20 yılda ancak bir arpa boyu yol kat edilmiştir."

Suna, 2017 yılında Çevre Şehircilik Bakanı'nın yaptığı basın toplantısında yapı stokunun düzeltilmesi için 15 yıl ihtiyaç var dediğini aktardı ve devam etti: "İstanbul'da 1135 okul binası, 26 Eylül'deki İstanbul depreminin rakamlarına göre depreme karşı güvenlikli hale getirilmiş.  İstanbul'da kaç okul var: 6127 okul binası bulunuyor. 26 Eylül'den sonra yetkililer ne dedi, okul binalarının yüzde 80'i güçlendirildi dedi. Bu tablo yüzde 20 diyor. Hastanelerin büyük bir miktarı elden geçmemiş durumda. Depremden sonra perşembe günü oldu, pazartesi günü 29 okulumuz kapatıldı. 99 depreminden sonra güçlendirilen ve 2000 yılından sonra yapılan okullarımız ağır hasar aldı. Tamamen algı yönetimidir. Yaptıkları hataların üzerini örtmek için söylenen sözlerdir. Bu yapılar ağır hasar alçak şekilde deprem şiddeti yoktur. Beklediğimizin kaçta kaçını yaşadı da ağır hasarlı bina oldu. 99'dan bu yana hiç bakmadıkları binaların makyajları bozulmuş, korozyon hasarları ortaya çıkmıştır."

Çalıştay, diğer oturumla devam ediyor.