6 Ekim 2024 Pazar

Demirtaş'ın davası Kobanê davasıyla birleştirildi

Selahattin Demirtaş'ın 19 Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargıladığı davası Kobanê davasıyla birleştirildi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında tahliye kararı verilen ve tutuksuz yargılandığı dava Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlandı. Sincan Cezaevi Kampüsü'nde görülen duruşmaya Demirtaş, Edirne F Tipi Kapalı HApishanesi'nden SEGBİS ile katıldı. Demirtaş'ın avukatlarının hazır bulunduğu duruşmaya HDP milletvekilleri Hişyar Özsoy, Hüda Kaya ve Zeynel Özen izledi.

Duruşmada mahkeme başkanı, Kobanê davasına bakan Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nin dosyanın 19. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki dosyayla birleştirilmesi yönünde karar verilmesini istediğini belirtti.

Ardından savcı mütalaasını açıkladı. Savcı, dosyanın 22. Ağır Ceza Mahkemesi'yle birleştirilmesine karar verilmesini istedi.

SAVCI KUMPASIN İÇİNDE
Savcı mütalaasına karşı Demirtaş söz aldı. Mütalaaya katılmadığını belirten Demirtaş, "Dosyanın 19. Ağır Ceza Mahkemesi'yle birleştirilerek sürdürülmesi gerektiği kanaatindeyim. Avukatlarımızın tüm duruşma tutanaklarını incelemesiyle birlikte bir gerçek ortaya çıktı. Şu anda 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılamamızı sağlayan savcı öncesinde bizim duruşma savcısıymış. Anayasa Mahkemesi (AYM) ve AİHM kararıyla birlikte ele alındığında heyetinizin de savcıyla birlikte siyasi kumpasın açıkça içinde olduğunu gösteren bir delil olduğu çıktı. Duruşmanızda savcı olarak devam eden Ahmet bey, bizim yargılamamız esasında yargılamaya dahil olarak savunmalarımızı dinleyerek, duruşmanın parçası olmuşken, aynı tarihlerde başka dosyada savcı olarak benim hakkımda soruşturma yürütmüş" dedi.

2018 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tahliye talep ettiğini hatırlatan Demirtaş, "Türkiye'nin en önemli seçimi gerçekleşirken ben de bir aday olarak tutukluyken ve diğer cumhurbaşkanı adayı Erdoğan beni terörist ilan ederken, mahkemenizden tahliye talep ediyordum. 11 Haziran 2018'de bulunduğum cezaevinden bir sosyal medya mesajı yayınlattım. Ve orada, 'Ey Erdoğan benim sokağa çıkma çağrısı yaptığıma dair bir delil varsa, yayınla senin lehine adaylıktan çekileceğim' dedim. O tarihlerde duruşmaya çıkıyordum, savcı Ahmet bey de duruşma savcısı olarak yer alıyordu. Mesajımın yayınlandığı gün Ahmet bey adlı savcı odasında yeni bir soruşturmaya beni dahil etmiş. Mahkemenize bir müzakere yazmış. Duruşma sırasında yaptığım savunmanın SEGBİS kaydını istemiş. Mahkemeniz de sanki savcı duruşmada yokmuş gibi, hiçbir şey olmamış gibi cevap vermiş ona" ifadelerini kullandı.

AYNI DOSYAYA İKİ SORUŞTURMA
Mahkeme heyetinin savcıya "Soruşturma ihlali yapıyorsun" demeden müzekkere cevap verdiğine dikkat çeken Demirtaş, "Demek ki heyetin benimle ilgili kurulan ikinci kumpas davasından haberdardı. Ortaya çıktı. Savcı Ahmet Altun ikinci soruşturmada benimle ilgili yeni bir soruşturma yapıyormuş gibi yapmış ama o soruşturma dosyasında ben zaten şüpheliydim ve iddianameye dönüştü ve ben huzurunuza geldim. Yani aynı soruşturma dosyası üzerinden benimle ilgili yeni bir soruşturmanın yürütülmesine siz izin verdiniz, evrak gönderdiniz" diye belirtti.

Evrakın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istendiğini dile getiren mahkeme başkanı ise, "Savunma istenmiş biz de gönderdik. Kiminle ilgili olduğunu da bilmiyoruz zaten. Duruşma savcılarını biz ayarlamıyoruz" dedi.

AİHM'DEN 3 AY SONRA KARAR
Evrak isteyen savcının duruşma savcısı olduğunun 19. Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin de bildiğini kaydeden Selahattin Demirtaş, "Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı değil, savcı Ahmet Altun istedi. Müzakere size bu imzayla gelmiş, siz de ona göndermişsiniz. Siz deneyimlisiniz. Soruşturma ve duruşma savcılarının ayrı olduğunu bilmeyecek kadar deneyimsiz değilsiniz. Çok iyi biliyorsunuz. İddia olmaktan çıkmış bir şey var, o da AİHM Büyük Daire kararı. AİHM kararını dosyaya aldınız ama karardan 3 ay sonra aldınız. Oysa kararın açıklandığı gün dosyaya koyması gereken heyet sizdiniz. İfade özgürlüğü, seçme seçilme hakkı ihlal edilmiş, tutukluluk kararı haksız verilmiş, 18. madde ihlali yapılmış. Yani siyasi saiklerle hareket edilmiş. AİHM kararı Erdoğan'ı, Bahçeli'yi, Soylu'yu bağlamaz doğrudur ama sizi bağlar. Yargısal bir karar var. Ama yargının vereceği kararların her türlüsü yürütmeyi bağlar" şeklinde konuştu.

'AİHM KARARINI UYGULAYIN'
AİHM kararını hatırlatan Demirtaş, "Her şeyi eski hale getireceksiniz diyor bu karar. Bu nedenle yargılamayı durduracaksınız. 'Siyaset yapma hakkını elinden aldınız. Hiçbir konuşmasının siyaset yapma hakkını engellemeyecek hale getireceksiniz' diyor karar. 'Bu karar bizi bağlamaz' diyemezsiniz. Eğer bağlıyorsa da birleştirme kararını vermeden önce AİHM kararının tüm gereklerini yerine getirmek sizin boynunuzun borcudur. Bu celse AİHM kararında belirtilen ihlallere dayanarak, beraatıma karar vermektir. Bugün bunu uygulayacak bir yargı yok, bugün gün Süleyman Soyluların devri. Onların borusu ötüyor. Görünen o. Soylu'yla ilgili bir şeyler söyleniyor. Ankara Adliyesi'nden tık yok. Ama aynı Süleyman Soylu'nun emniyet müdürlüğü tarafından dinlenen gizli tanıkların beyanlarına dayanarak, benim de içinde bulunduğum HDP'li siyasetçiler yargılanabiliyor" ifadelerini kullandı.

'SEN BU ADAMA KORUMA VERDİN'
Mahkeme heyetine, "5 yıldır sizi görüyorum. Hukuki yönünüz kötüydü ama insani yönünüzü gördüm" diyen Demirtaş, şöyle devam etti: "Kişi olarak beni, ailemi, partimi mağdur ettiniz. Yasama organının bir üyesiydim. Dokunulmazlığımız varken evimizden kaçırıldık. Geldiğimiz noktayı gördünüz. Türkiye'yi bizi tutuklayarak bunlara emanet ettiniz. Bugün mafya liderleri çıkmış, devleti esir almış. Mahkemelerinizin kararlarının etkisi de vardır bunda. 'Ülkeyi batırdınız kardeşim, hala yargıya baskı uyguluyorsunuz' demelisiniz. Ama siz şimdi bunu 22. Ağır Ceza Mahkemesi'ne devredeceksiniz. Adam mafya lideri olduğunu itiraf ediyor. Bana kumpas kuran İçişleri Bakanı çıktığı programda, 'Bu adam tecavüzcüydü, Bylock yazışmaları vardı, köfteciye çöktü, rezil pespaye bir mafyaydı' diyor. Kimse de 'Sen bu adama koruma verdin, miting yapmasına izin verdin, pasaport verdin' demiyor" diye belirtti.

MAFTA POSTA KOYUYOR
Devlet bağlantılı çete yöneticisi Sedat Peker'in açıklamalarına ilişkin konuşmasını sürdüren Selahattin Demirtaş, şunları söyledi: "Bu adam şimdi sistemin, rejimin tüm pisliklerini ortaya dökerken biz tutukluyuz, Süleyman Soylu İçişleri Bakanı, mafya posta koyuyor. Ama aynı Soylu iki tanığın beyanına dayanarak, televizyon televizyon gezip bizi suçladı, 'terörist' dedi. Ey Soylu iki itirafçının hakkımızda verdiği beyanlar, bizim 'terörist' olmamıza yetiyorsa, senin koruduğun, miting yapmasına izin verdiğin kişi, çıkıp ifşada bulununca boş işler mi oluyor. Yapmayın, etmeyin. Bunlar hukuk önünde hesap verene kadar direneceğim. Bu ülkeyi ele geçirenler bizi içeri atıp, milyar dolarlar götürürken bize zulüm ettiniz."

'DEMOKRASİ İSTİYORUZ'
Muhalefetin HDP'ye bakanlık sözü verdiğine ilişkin tartışmalara dair de konuşan Demirtaş, "Gün gelecek HDP ülkeyi yönetecek. Ne bakanlığı biz sadece Türkiye'de barış ve demokrasi istiyoruz. Akan kan dursun. Bakanlığa namuslu düzgün insanlar gelsin. HDP de bu ülkenin insanıdır, tabi ki bakan olacak. Ama bu ülkeye demokrasi ve barışı hep beraber getireceğiz. Bizim talebimiz şudur; HDP'nin oyunu isteyen her cumhurbaşkanı adayı bize uygulanan kumpasların hesabını sorma sözünü vermezse tek bir HDP'li ona oy vermeyecek. Faili meçhuller, köy yakmalar Meclis'te kurulan komisyonda araştırılacak. Kim ki suça bulaşmışsa kim olursa olsun, geçmişle hakikatle yüzleşmesini istiyoruz. Siz de bugün bununla yüzleşerek, AİHM kararına uyarak, beraat kararı verip, çok yakın gelecekte Türkiye demokrasisine katkı sunmuş olursunuz. Bugüne kadar yaptığınız tüm hukuksuz işlemlere rağmen Türkiye yargısının düzelmesine katkı sunacaksınız" ifadelerini kullandı.

MİLYAR DOLARLARI ÇALINDI
Sedat Peker'in bu kadar açıklamasına rağmen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın soruşturma açamadığına vurgu yapan Demirtaş, "Savcı harekete geçmiyor. Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin evlerine sabah baskın yapıldı ama suç örgütü lideriyle iş birliği yapılıyor. Rezaleti, kokuşmuşluğu izliyoruz. Bunları 5 yıldır haksız, hukuksuz tutulduğum yerde izliyorum. Milyar dolarları çalındı bu ülkenin. Adam AKP Genel Merkezi'nde çalışan danışman arabada kokain çekip paylaşıyor, bu noktaya geldik. Çok büyük paralar dönüyor. Toplumun geri kalanı umutsuz, mutsuz" dedi.

CUMHURBAŞKANI ADAYI
Dosyanın 22. Ağır Ceza Mahkemesi'yle değil, 19. Ağır Ceza Mahkemesi'yle birleştirilmesini isteyen Demirtaş, "22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ciddi iddia falan yok. Delil yok. Bir tane sahte Twitter hesabı, iki tane tanık. Duruşmanızda savunma delili olarak kullandığım Kobanê'ye neden gidip geldiğime yönelik yaptığım savunma beyanları Ahmet Altun tarafından Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde suçlama delili olarak konuluyor. Bu nasıl bir pervasızlık. Buna izin vermeyin. Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, 'AİHM kararı beni bağlamaz' diyor. Ben kimden isteyeceğim adaleti. 'Adalet mülkün temeldir' yazıyor altında da 3 hakim olarak siz varsınız adaleti kimden isteyeceğim. Sizden alamadığım adaleti ben bir siyasetçi olarak halktan istiyorum. Bu nasıl olacak, seçimle bunları yapanlardan hesabı soracağız, sandıktan soracağız. Kim ki cumhurbaşkanı adayı olmak istiyorsa bugünden çıkıp açıklama yapacak, Kürt sorununun çözümünü nasıl yapacak, geçmişle nasıl yüzleşecek, yargı bağımsızlığını nasıl sağlayacak bunu açıklamalı" diye belirtti.

Kendisinin tutuklu olma durumunun artık AKP'ye yaramadığını belirten Demirtaş, "Artık beni değil tüm muhalefet liderlerini içeri alsanız bile kaybettiniz" dedi.

ER GEÇ BERAAT
Yargılamanın er geç beraatla sonuçlanacağını dile getiren Selahattin Demirtaş, "AİHM kararı elimizdeyken kimse bize ceza veremez. Bu kararı uygulayacak bir bağımsız heyeti bir gün mutlaka bulacağız. Biz suçluyuz, bir de elimizde hukuki karar var. Türkiye'ye bunu yaşatanlara dair bir temizliğe gidilmek zorunda. Toplumun yüzde 70'inden fazlası bunu istiyor. Geriye kalan yüzde 30'un da fikri değişecek. Seçimde bunu göreceğiz. Toplum artık illallah etti. İnsanlar açlıktan kendisini yakıyor. Bir yandan milyar dolarlar götüren bir yandan açlıkla boğuşanlar" ifadelerini kullandı.

DEMİRTAŞ'TAN İKİ TALEP
İki talebinin olduğunu belirten Demirtaş, şöyle sıraladı: "AİHM kararı doğrultusunda beraat kararını verin. Mahkemenizin dosyasında gelinen aşama itibariyle savunmalarımı tamamlamak üzereyim, dosya mütalaaya çıkacak. 22. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki iddialarla ilgili kısım uzun değil, oradan isteyin, tefrik etsinler beni, bununla bileştirin, savunmamı yapayım, birkaç ay içinde karara çıkar. Ama 22. Ağır Ceza Mahkemesi birkaç yıl sürer."

Mahkeme heyetinin kendilerine zulüm ettiğini dile getiren Demirtaş, "Hukukçusunuz, hakimsiniz bu nedenle size hakkımı helal etmiyorum. Bunun peşini de bırakmayacağım" dedi.

Duruşma avukatların savunmalarıyla devam ediyor. 

NE OLMUŞTU?
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Dairesi, 20 Kasım 2018 tarihinde, Demirtaş'ın Ankara 19. Ağır ceza Mahkemesi'nde görülen davada siyasi gerekçelerle tutuklu olduğunu tespit ederek Demirtaş'ın derhal serbest bırakılmasına karar verdi.

AİHM'in kararından bir gün sonra 21 Kasım 2018 tarihinde Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, "AİHM'nin verdiği karar bizi bağlamaz. Karşı hamlemizi yapar, işi bitiririz" demiş, bunun üzerine, Demirtaş'a bir düşünce açıklaması nedeniyle daha önce verilen 4 yıl 8 aylık hapis cezası, 7 Aralık 2018 tarihinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesince onanarak kesinleştirildi.

Demirtaş 2 Eylül 2019 tarihinde, Demirtaş'ın ilk tutuklandığı ana davasının görüldüğü Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından avukatların ve Demirtaş'ın dahi hazır olmadığı duruşmada tahliye kararı verildi

Demirtaş'ın ardından duruşma avukatların savunmasıyla devam etti. Duruşmaya İstanbul'dan SEGBİS ile bağlanan avukat Fırat Epözdemir, "Ceza Muhakemesi (CMK) kurallarına uyulmuyor. Dosyaların birleştirilmesi konusunda CMK'de uygun maddeler var.  6-8 Ekim olaylarıyla ilgili mahkemenizde bir dava var. CMK'ye göre Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nin aynı suçtan yargılama olduğu için bunu reddetmesi gerekirdi. Şimdi size nasıl birleştirme kararı verirsiniz. Bu dava 4 yıl önce açıldı siz 4 yıl sonra açılan dava dosyasıyla birleştirilsin diyorsunuz. Öncelikle AİHM büyük dair kararını gözeterek beraat kararı vermeniz aksi taktirde birleştirme kararı verilecekse de 19. Ağır Ceza Mahkemesi üzerinden birleştirilmeli" diye belirtti.

'ANTİ HUKUKİ SÜREÇ'
Ardından duruşmada hazır bulunan avukat Levent Kanat söz aldı. Kanat şunları söyledi: "Mahkemenizdeki bu yargılama ve 22. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki yargılama soruşturması yaşadığımız bu sürecin tipik bir anti hukuki süreç olduğunun delildir. Bunun birçok verisini Demirtaş çok net bir biçimde dile getirdi. Bu yargılamalar ne yazık ki hakim siyasalar anlayışın isteklerine göre şekil aldı. Bu ağır bir itam ama elimizde deliller var. 'AİHM kararını boşa çıkaracağız' diyen bir siyasal iktidar var. Avukatların olmadığı bir duruşmada tahliye kararı verdiniz. Savcılık bir soruşturma yürütüyor iddianamede yer alan fillerin bu yargılamada söz konusu olmuş, bir yargılama yürütmüşsünüz. Şimdi dosyayı 22. Ağır Ceza Mahkemesi'yle birleştirmeniz hukuksuzluktur. 22. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki mükerrerdir" dedi.

'ADALETİ İNSANLIĞIN TEMELİ YAPALIM'
Duruşmada hazır bulunan bir değir avukat Aydın Erdoğan da "Biz adaleti, hukuku arıyoruz. Bu topraklar üzerinde faili meçhule uğrayan hukuk ve adaleti arıyoruz. Bu bir adalet çığlıyı ister dinleyin ister dinlemeyin. Tarih olarak sorumluluğumuz var avukat olarak söylemezsen vebal altında kalırız. Siz de uygulamazsanız vebal altında kalırsınız. Arkanızda 'adalet mülkün temelidir' yazıyor. Mülk devlet demek. Devlet bir sürü mazlumun canı kanı üzerine kurulan bir yapıdır ama asıl olan insanlıktır. Gelin adaleti insanlığın temeli yapalım onun üzerinde konuşalım" diye konuştu. 
 
'TOPLUMA KARŞI SUÇ İŞLENDİ'
Kobanê davasının hukuksuz bir şekilde açıldığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti: "O davada buradan farklı bir fiil yok. 'AİHM kararından sonra suç işliyorsunuz' dedik. Elinizdeki davayı özel teşkil ediliş başka bir mahkemeye göndermekle zorlanıyorsunuz. Bunu durdurabilirsiniz. Kanun maddelerinin hiçbir kıymeti kalmadı. Demirtaş'ı mahkum etmediğiniz için davayı göndermek zorunda bırakılıyorsunuz. Bu davanın Yassıada, Deniz Gezmiş'lerin yargılandığı davalardan zerre kadar artı bir haklılık payı yok. Topluma karşı suç işlendi. Bugün aynı yargılamaları sürdürmek zorunda değilsiniz bu çağda."

KOBANÊ DAVASIYLA BİRLEŞTİRME KARARI
Avukatların savunmasının ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen dava ile arasında sevk maddeleri ve suç tarihi dikkate alındığında hukuki ve fiili bağlantı olduğu anlaşıldığından 19.Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davayla birleştirilmesine karar verdi.

Mahkeme dosyanın Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verdi.