24 Kasım 2024 Pazar

DEM Parti'nin Ekmek ve Adalet Buluşmaları 19 Temmuz'da başlıyor

DEM Parti'nin Ekmek ve Adalet kampanyasına ilişkin açıklamalarda bulunan İbrahim Akın ve Sevtap Akdağ Karahalı, iktidarın sermaye ve savaş yanlısı ekonomi politikalarıyla halkı sefalete sürüklediğini belirterek, herkesi mücadeleye çağırdı.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Ekmek ve Adalet Buluşmaları Koordinasyonu üyeleri Sevtap Akdağ Karahalı ve İbrahim Akın, partinin Ankara'da bulunan genel merkezinde basın toplantısı düzenleyerek 19 Temmuz'da başlayacak "Ekmek ve Adalet" kampanyasına ilişkin bilgi verdi.

AKIN: YIKIM POLİTİKASI SÜRÜYOR
Türkiye ve dünyanın çoklu krizlerle karşı karşıya olduğunu ifade eden İbrahim Akın, yerel seçimlerin iktidar açısından büyük bir yenilgiyle sonuçlandığını söyledi. İktidarın kendi meşruiyetinin tartışma konusu haline geldiğini ifade eden Akın, yoksullara, emekçilere, ezilenlere, emeklilere yönelik her konuda büyük bir yıkım politikasının sürdüğünü söyledi. Yoksullaşma krizinin faturasının halka ödetilmek istendiğini dile getiren Akın, bu duruma itiraz eden insanların mücadelesini örgütlemeye çalışacaklarını kaydetti.

'BİRLEŞİK BİR MÜCADELEDE KARARLIYIZ'
Van ve Hakkari'de hayata geçirilmeye çalışılan kayyum politikalarına karşı adalet mücadelesinin sürdüğüne işaret eden Akın, kayyumlara karşı birleşik bir mücadele yürütmekte kararlı olduklarını vurguladı. "Emeklilerle, emekçilerle, tarımda yoksullaşan köylülerle ve aynı zamanda tasfiye etmeye çalışılan esnaflarla beraber bir mücadele hattını örgütleme kararlılığındayız" diyen Akın, bu sürecin bütün muhalefetin ortak mücadelesiyle başarılı olacağını söyledi.

"24 Ocak Kararları"nı hatırlatan Akın, şimdi de "Şimşek kararları"yla karşı karşıya olduklarını söyledi. Bu "Şimşek kararları"nın ülkede adaletsizliği beslediğini ve inanılmaz bir yoksullaşmayla karşı karşıya olduklarını vurgulayan Akın, mevcut asgari ücretle yaşamanın mümkün olmadığını söyledi.

'ADALETSİZLİK HER ALANDA YAŞANIYOR'
"Türkiye'de artık neredeyse yüzde 10'luk nüfusun daha iyi koşullarda, yüzde 90'ın ise en zor koşullarda yaşadığını görüyoruz. İşte bunun karşısında önümüzdeki günlerde, mücadele hattımız çerçevesinde bir birleşik ortak demokratik mücadelemizi ve adalet arayışımızı devam ettireceğiz" diyen Akın, adaletsizliğin her alanda yaşadığını söyledi.

Ekolojik hayatta büyük bir yıkım olduğunu belirten Akın, Akdeniz coğrafyasında giderek artan yangınlara dikkat çekti. Bu yangınlar sonucu ülkedeki ormanların büyük ölçüde kaybedildiğini ifade eden Akın, şöyle devam etti: "Bu yıl içerisinde Erdoğan'ın bir imzasıyla 6 milyon hektarlık alan ormansızlaştırıldı. Geçen on gün içinde tekrar 500 bin hektarlık alan ormansızlaştırıldı. Bu şu anlama geliyor; ormansızlaştırma konusunda neredeyse yangınlar kadar bu iktidar bir talan zihniyetiyle karşı karşıya bırakıyor toplumu. Öte taraftan inanılmaz bir şekilde tarımdaki tasfiyeye bağlı olarak insanlar topraklarından ediliyor. Dolayısıyla şehirlere göç etmek zorunda kalıyor. Kentin kenarlarındaki bütün tarım arazileri ranta tabi tutuluyor ve yaygın inşaatlaştırma yapılıyor."

Hayvanların yaşamının da tehdit altında bırakıldığına işaret eden Akın, iktidarın herkese düşmanlık yaptığını ve bunun karşısında mücadele etmenin herkesin ortak görevi olduğunu ifade etti.

AKDAĞ: TASARRUF DA YOKSULDAN İSTENİYOR
İçinde bulunulan ağır tablonun nedeninin şatafat, sermaye ve savaş ekonomisi olduğunu dile getiren Sevtap Akdağ, "Tasarruf denildiğinde yoksuldan isteniyor; vergi denildiğinde yoksuldan, çalışandan, çiftçiden, esnaftan alınıyor. Ancak Saray'ın şatafatında, sermayenin kazancında en ufak bir azalma gerçekleşmiyor" dedi. 2024 Küresel Sefalet Endeksine göre 157 ülke içinde Türkiye'nin 7. sırada olduğuna işaret eden Akdağ, enflasyonun yükselmesi açısından bakıldığında dünyada 5'inci, OECD ülkeleri arasında birinci sırada olduklarını kaydetti. 2021'den bu yana gıda ve enerji fiyatlarının 3 kat arttığını söyleyen Akdağ, TÜİK verilerine göre bile Ocak'tan Mayıs 2024'e kadar enflasyonun yüzde 22,72 oranında arttığını söyledi. Asgari ücretin açlık sınırının altında kaldığına dikkat çeken Akdağ, emeklilerin 2002'den bu yana alım gücünün 4'te 3'ünü kaybettiğini söyledi.

En büyük 10 bankanın 2023 karının 500 milyarı aştığına, 2024'ün ilk ayında borsada en büyük 10 şirketin yüzde 52 oranında büyüdüğüne dikkat çeken Akdağ, bu ekonomi politikalarının kabul edilemez olduğunu vurguladı.

'OVP HALKIN DAHA FAZLA SOYULMASI PROGRAMIDIR'
Orta Vadeli Programın halkın daha fazla soyulması programı olduğunu belirten Akdağ, "Yoksuldan daha fazla alma ve zengini daha fazla zenginleştirme programıdır. Hükümetin açıkladığı birtakım politikaların net karşısında olduğumuzu söylüyoruz. Biz Ekmek ve Adalet Buluşmalarında bütün bunları ayrıntılandıracağız" dedi. Asgari ücretin yüksek enflasyon devam ettiği sürece her yıl en az dört kez arttırılması gerektiğinin altını çizen Akdağ, asgari ücretin yoksulluk sınırının yarısı, en düşük emekli maaşının da en az asgari ücret kadar olması gerektiğini söyledi.

'ZENGİNLERDEN ALINAN BİR VERGİ YOK'
Vergi paketinin derhal geri çekilmesi gerektiğini ifade eden Akdağ, şöyle devam etti: "Zenginlerden alınan, bankalardan alınan bir vergi yok. Bütün vergilendirme yine KDV ve ÖTV oranları üzerinden, yani işçinin ve emekçinin kazanımı üzerinden gerçekleştiriliyor. Sermayeye sağlanan bütün vergi teşvikleri çeşitli adlar adı altında yapılıyor. Vergi indirimi, KDV istisnası, gümrük vergisi muafiyeti, SGK prim işçi ücreti... Bunların her bir kalemi toplam ürettiğimiz değerden üretiliyor. Sermayenin büyük vergi borçları bir kalemde siliniyor ama yoksulun her gün daha fazla vergi borcuyla karşı karşıya kaldığı bir program önümüze konuluyor."

Kadınların istihdam oranının erkeklerin yarısından daha az olduğuna işaret eden Akdağ, kadınların eşit istihdam ve insanca yaşayabileceği koşulları sağlayacak bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu söyledi.

'SAVAŞ POLİTİKALARIYLA BÖLGESEL EŞİTSİZLİK HAT SAFHADA'
Savaş politikalarında ısrarın sonucu olarak coğrafi ve bölgesel eşitsizliğin hat safhaya çıktığını kaydeden Akdağ, "Gayri Safi Milli Hasıladan en düşük bölümü alan kesimlerin desteklenmesine yönelik olarak bu illerin desteklemesine dönük düzenlemeler yapılmalı. Yine tarımda çiftçinin, küçük üreticinin desteklenmesini sağlayacak programlar ortaya konulmalı. Süspansiyonlar, borçların silinmesi, kooperatiflerle güçlendirilmesi gibi çeşitli düzenleyici ve güçlendirici politikalar hayata geçirilmeli. Doğayı ve yaşamı ortadan kaldıran sözde kalkınma politikaları yerine doğayı ve içinde yaşadığımız koşulları geliştiren, zarar vermeyen bir düzenleme yapılmalıdır" dedi.

Açlık, yoksulluk ve adaletsizliğin Türkiye halkına dayatıldığını söyleyen Akdağ, "Buna asla seyirci kalmayacağız. Dün kabul etmedik, bugün de kabul etmeyecek ve mücadeleyi yükselteceğiz. DEM Parti olarak; emekçilerin, işçilerin, yoksulların, çiftçinin, esnafın, emeklinin, dar gelirlinin içine sürüklenmek istediği bu soygun düzenine karşı mücadeleyi büyüteceğiz. Ekmek ve Adalet Buluşmaları işte bütün bunlara müdahale etme girişimidir" dedi.

'19 TEMMUZ'DA MARDİN'DE TARIM MİTİNGİNDEYİZ'
Kampanya startının 19 Temmuz'da Mardin'de tarım mitingiyle verileceğini aktaran Akdağ, şöyle devam etti: "19 Temmuz'da Mardin'de buluştuktan sonra, 25 Temmuz'da Ağrı'da esnaf ve STK'larla buluşma gerçekleştireceğiz. Sınır kapılarının kapatılmasından dolayı kan ağlayan esnafın sorunlarını dinleyeceğiz, çözüm önerilerini birlikte konuşacağız. 28 Temmuz'da büyük bir işçi kenti olan Batman'da çeşitli kesimlerden işçi ve emekçilerle buluşacağız, onların sorunlarını ve çözüm önerilerini konuşacağız. 29 Temmuz'da Hatay'da olacağız. Depremin açığa çıkardığı sorunları hala büyük oranda yaşayan halkla buluşacağız, rezerv alan olarak ortaya konulan hukuksuz uygulamalara karşı buluşmalar gerçekleştireceğiz."

'EKMEK VE ADALET YOKSA HUZUR DA YOK'
En acil gündemlerinin ekmek ve adalet sorununu çözmek olduğunu söyleyen Akdağ, "Demokrasi güçlerini, mağdur olan kesimleri, sözünü üretecek herkesi yan yana gelerek sosyal eşitlik ve adaletin tesis edilmesi, doğanın özgürleşmesi için bu mücadeleye davet ediyoruz. İktidarın sürdürmek istediği bu soygun ve talan düzenine karşı iktidarı da uyarıyoruz: Ekmek ve adalet yoksa size de sermayeye de savaş politikalarınıza da huzur yok" dedi.