DEM Parti Hukuk Komisyonu: Kobanê kumpas davası çökmelidir
Kobanê kumpas davasının karar duruşması öncesi basın toplantısı düzenleyen DEM Parti Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu, "Gerçekten Türkiye normalleşecekse, gerçekten sorunlarımızı siyasetle çözeceksek, diyalog ve müzakere yolunu açacaksak, konuşarak sorunlarımızı çözeceksek işte yarın bir fırsattır; Kobanê kumpas davası yarın çökmelidir, tutuklu arkadaşlarımızın tamamı serbest bırakılmalıdır" ifadelerini kullandı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Eş Sözcüleri Sevda Çelik Özgbingöl ve Öztürk Türkdoğan, partilerinin Ankara'da bulunan genel merkezinde Kobanê kumpas davasına ilişkin basın toplantısı düzenledi.
TÜRKDOĞAN: ÇÖZÜM SÜRECİNİN SONA ERMESİYLE KÜRT SİYASETİ TASFİYE EDİLMEK İSTENDİ
Kobanê kumpas davasında yarın karar çıkmasını beklediklerini belirten Öztürk Türkdoğan, bu davada bir bütün olarak Kürt siyaseti ve HDP siyasetinin yargılandığını kaydetti.
Ekim 2014'te DAİŞ'in Kobanê sınırlarına dayandığını, Kobanê halkının yardım istediğini hatırlatan Türkdoğan, "BM Genel Sekreteri 6 Ekim'de tüm dünyaya Kobanê'yle dayanışın diye çağrı yaptı. Aynı gün Türkiye'de HDP MYK'sı da sosyal medya hesaplarından dayanışmayla ilgili olarak demokratik gösteri hakkının kullanılmasını istedi. Birçok çevre açıklama yaptı. Fakat bir gün sonra Varto'da bir Kürt göstericinin güvenlik görevlileri tarafından öldürülmesiyle birlikte devlet içindeki çeteler aktif hale geldi. Çok sayıda yerde olaylar oldu" dedi.
Uzun zaman sonra sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini anımsatan Türkdoğan, "Ekim sonunda MGK'nin bir bildirisi vardı ve bu olayları 'Çözüm sürecini sabote etmeye dönük girişimler' olarak değerlendiriyordu" ifadelerini kullandı. Sürecin sona ermesiyle Kürt siyasetinin tasfiyesine yönelik gelişmeler olduğunu ve Mayıs 2016'da dokunulmazlıkların kaldırıldığını hatırlatan Türkdoğan, 4 Kasım 2016'da HDP'li siyasetçilerin evleri basılarak gözaltına alındığını ve tutuklandığını belirtti.
'ÇOK SAYIDA HUKUKA AYKIRILIK VAR'
Davanın soruşturma ve kovuşturma aşamasında çok sayıda hukuka aykırılık olduğunu vurgulayan Türkdoğan, "Soruşturma aşamasında 2014'teki soruşturmadan sonuç alınmayınca 2017'deki rejim değişikliğinden sonra, 2018'de Ankara TEM Şube'de ilginç bir belge hazırlanıyor. Öyle bir belge ki HDP'nin nasıl kapatılacağı, HDP'li siyasetçilerin, sosyalist arkadaşlarımızın nasıl yargılanacağı, hangi suçla suçlanacağı düşünülmüş. Yeni tip şemalar oluşturulmuş" dedi.
Dosyadaki iddiaların 2014 yılına ait olduğunu ve o dönem Türkiye ile PYD arasında ilişkilerin yasal olduğunu vurgulayan Türkdoğan, savcılığın bu durumu dikkate almadığını ifade etti. Özel bir ekibin emniyette ve savcılıkta bu kumpası hazırladığını belirten Türkdoğan, sipariş üzerine tanık oluşturulduğunu dile getirdi.
'HER ŞEY SİPARİŞ USULÜ'
İddianameyi kabul eden mahkeme heyeti başkanının bir suç örgütü lideri olarak yargılandığına ve artık hakim olmadığına dikkat çeken Türkdoğan, "2676 mağdur müşteki eklenmiş iddianameye, 37 mağdur eklenmiş. Bunların soruşturma aşamasında hiçbir şekilde beyanlarına başvurulmamış. Sipariş usulü her şey. Savcılık kumpası kurmuş, iddianameyi hazırlamış, davayı açmış, mahkeme incelemeden kabul etmiş. Sonra mahkeme ne yapmış? CMK'ya açık aykırı olacak şekilde sanık aleyhine delil toplamaya başlamış" dedi.
Davada tam bir düşman ceza yargılaması pratiği uygulandığını belirten Türkdoğan, şöyle devam etti: "Davanın siyasi boyutunu göstere göstere bu yargılamayı gerçekleştirdiler. Bu yargılama boyunca AİHM 3 önemli karar verdi. Demirtaş Büyük Daire kararı: HDP'nin sosyal medya hesabından yapılan paylaşımların suç olmadığına ve tutuklamanın hukuka aykırı olduğuna dair açık bu karar uygulanmadı. Demirtaş ve Yüksekdağ Türkiye kararı: Her ikisinin haksız bir şekilde tutuklandığına dair karar uygulanmadı. Encü ve diğerleri Türkiye kararı: 40 milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılmasının AİHS'e aykırılığı ile ilgili bu karar da uygulanmadı. Bu kararlar uygulansaydı bu dava çökmüş olurdu."
'TUTUKLU ARKADAŞLARIMIZIN TAMAMI SERBEST BIRAKILMALI'
82 duruşma olduğunu ve bu duruşmaların yüzlerce gün sürdüğünü ifade eden Türkdoğan, "Bir sanığın bu davada kendini sağlıklı bir şekilde savunabilmesi için tahminen bir sene boyunca dava dosyasını incelemesi gerekecek. Bu süre tanınmadı arkadaşlarımıza. Savunmalar daha bitmeden mütalaa verildi. Mütalaanın kendisi 5 bin 268 sayfa. İddianamenin neredeyse 2 katı. Nasıl oluyor? Böyle garip bir şey olabilir mi" diye sordu.
Türkdoğan, "Gerçekten Türkiye normalleşecekse, gerçekten sorunlarımızı siyasetle çözeceksek, diyalog ve müzakere yolunu açacaksak, konuşarak sorunlarımızı çözeceksek işte yarın bir fırsattır; Kobanê kumpas davası yarın çökmelidir, tutuklu arkadaşlarımızın tamamı serbest bırakılmalıdır" dedi.
ÖZBİNGÖL: HDP'NİN TASFİYESİ İÇİN DEVREYE KONULDU
Sevda Çelik Özbingöl ise, "Kobanê kumpas davasında sadece HDP Eş Genel Başkanları, MYK üyeleri ve siyasetçiler yargılanmıyor; ülkemizin tamamına dair, demokratik geleceğimize dair bir yargılama sürecine hepimiz tanıklık ediyoruz. Bu temelde Kobanê kumpas davası hepimizin davası, bu hassasiyetle de yaklaşmak gerekiyor" dedi.
Kobanê kumpas davasının HDP'nin tasfiyesi için devreye konduğunu vurgulayan Özbingöl, "Kamuoyundan hakikatin kaçırılması amacıyla duruşmalar Sincan Ceza İnfaz Kurulu Kampüsünde görüldü, yalnızca bu dava için özel olarak talimatlı mahkeme heyeti oluşturuldu. Kesintisiz duruşma periyotlarıyla, savunmaların kısıtlanmasıyla; yargılamanın başından beri adil yargılanma hakkı, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin askıya alınmasıyla, AİHM kararlarının tanınmamasıyla ve tabii olduğumuz ceza yargılamasının bütün ilkelerinin yok sayılacak şekilde ihlaliyle beraber siyasi saiklerle yapılan bir yargılanmadan bahsediyoruz" dedi.
'HERKESİ DAYANIŞMAYA DAVET EDİYORUZ'
Kobanê kumpas davasında verilecek kararın siyasi olacağına işaret eden Özbingöl, "Kobanê kumpas davası savunma avukatları olarak bizler bu süreçte gösterilen duyarlılığı çok önemsiyor ve çok kıymetli buluyoruz. Bu temelde de Türkiye kamuoyunun tamamını ilgilendiren bu siyasi kumpası boşa çıkarmak ve eşitlik, özgürlük, emek mücadelesinden yana güçlü bir tavır koymak adına da yarın saat 10:00'da Sincan Ceza İnfaz Kurumunda gerçekleştirilecek olan duruşmada herkesi dayanışmaya ve yanımızda olmaya davet ediyoruz" dedi.