GÜNCEL
Cumartesi Anneleri'nin 704. buluşması polis tarafından engellendi
İHD Şube binası önünde 704. buluşma için toplanan Cumartesi Anneleri'ne polis saldırdı.
İçişleri Bakanlığı tarafından 700. haftadan beri oturma eylemleri yasaklanan Cumartesi Anneleri'ne 704. haftada Galatasaray Meydanı'nda eylemlerini yapmalarına izin verilmeyerek polisin saldırısına uğradı.
Polis ses aracından yaptığı anonsla, önce sokağın yaya ve araç trafiğine açılması için uyarıda bulundu. Sokağı yaya ve insan trafiğine açan Cumartesi Annelerine bu kez de ses aracından yapılan, "Eyleminiz Kaymakamlık tarafından yasaklanmıştır" anonsuyla engellendi. Kalkanlar ile Cumartesi Anneleri iten polis, gazetecilerin görüntü almasını engelledi. Gazetecileri alandan tamamen çıkarmak isteyen polis sokaktaki kafeleri göstererek, "Geçin içeride oturun. Çıkarsanız yine aynısını yapacağız" diye tehdit etti. İçeri girmeyen gazeteciler sokaktaki kafelerin kaldırıma konulan masalarında oturdu. Polis bu kez mekan sahiplerini tehdit ederek masaları içeri almalarını söyledi.
BESNA TOSUN'DAN TEPKİ
Polisin saldırısına tepki gösteren 1995 yılında evinin önünden polisler tarafından kaçırılıp gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun'un kızı Besna Tosun polislere seslenerek "Anayasal hakkımız olan açıklama yapmamız engelleniyor. Verin mezarlarımızı, adaleti sağlayın biz de vazgeçelim buraya gelmekten" dedi.
Polisin saldırısının ardından Cumartesi Annelerinden İkbal Eren 704. hafta basın açıklamasını okudu. 704. haftasında da engellenen eylemde gözaltında kaybedilen Hüseyin Morsümbül için adalet istendi. "Galatasaray bizim kayıplarımızla buluşma mekanımızdır. Galatasaray'dan vazgeçmiyoruz" diyen Eren, hak arama mücadelelerinin polis ablukasıyla dağıtılmak istendiğini söyledi. Meclis kürsüsünden "Yavrularını kaybeden anaların dertlerine sahip çıkacağız" diyerek AKP/Saray iktidarına seslenen Eren, "Bütün bunlara neden maruz kalıyoruz? Bize vicdanla, hukukla verecek bir cevabınız var mı?" diye sordu.
DÖVÜLEREK ÖLDÜRÜLDÜ, EK KOVUŞTURMA AÇILMADI
Eren, 25 Aralık 2016'da yaşamını yitiren ve mezartaşında "Yıllarca Galatasaray'a oğlum Hüseyin ile buluşmanın hayaliyle geldim. Bizi söküp atmak istediler, copladılar, yerlerde sürükleyip gözaltına aldılar, vazgeçmedik" yazan Fatma Morsümbül'ün oğlu Hüseyin Morsümbül'ün akıbetini sordu.
Lise öğrencisi Hüseyin Morsümbül, 12 Eylül askeri darbesinin ardından 18 Eylül 1980 akşamı Bingöl'deki evine asker ve polisler tarafından yapılan baskınla gözaltına alınarak Bingöl Askeri Tugay Komutanlığı'na götürüldü. Çocuklarını arayan Morsümbül ailesine, Hüseyin Morsümbül'ün taburdan kaçtığı söylendi.
Anne Fatma ve baba Hanife Morsümbül'ün şikayetlerine rağmen 2011 yılına kadar hiçbir işlem yapılmadı. İHD avukatlarının 2011 yılında yaptığı suç duyurusu ile Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı yeni bir soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında savcıya ifade veren dönemin Bingöl İl Merkez Jandarma Bölük Komutanı Durmuş Kıvrak o dönem masasına isimsiz bir ihbar mektubu bırakıldığını söyledi. Mektupta Hüseyin Morsümbül'ün gözaltında dövülerek öldürüldüğünü, sonrasında alay komutanı ve astsubaylar tarafından arabaya konularak götürüldüğünün yazılı olduğunu açıkladı. Ancak Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturmayı derinleştirmek yerine, "ek kovuşturmaya yer olmadığına" karar verdi. Karar ilişkim Bingöl Sulh Ceza Hakimliğine yapılan itiraz henüz sonuçlanmadı. Morsümbül'ün kaybedilmesinde, dönemin Bingöl İl Merkez Jandarma Bölük Komutanı Durmuş Kıvrak ve Bingöl İl Alay Komutanı Beşir Akın ile 12 Eylül Darbesi'nin tüm aktörlerinin sorumlu olduğunu söyleyen Eren, Hüseyin Morsümbül için adalet istedi.
CUMARTESİ ANNELERİ GALATASARAY'A KARANFİL BIRAKTI
Öte yandan Cumartesi Anneleri'nden Hanım Tosun ve Hanife Yıldız Galatasaray Meydanı'na girerek karanfil bırakmak istedi. Ancak meydanı bariyerlerle ablukaya alan polis annelerin geçişine izin vermedi. Bunun üzerine anneler yanlarında getirdikleri karanfilleri Galatasaray Meydanı'na attılar. Atılan karanfilleri polis hemen topladı.