GÜNCEL
'Cumartesi Anneleri'ne saldırı dayanışmadan duyulan korkunun yansımasıdır'
Diyarbakır'da Cumartesi Anneleri'ne yapılan saldırı protesto edildi. HDP İl binası önünde yapılan basın açıklamasında, "Bu saldırı kayıp yakınlarına destek veren başta HDP vekillerimiz olmak üzere binlerce insanın dayanışma ruhundan duyulan kaygının yansımasıdır" denildi.
HDP, DBP, ESP, TJA, DTK ve Emek ve Demokrasi Platformu, Cumartesi Anneleri'nin 700. hafta eylemine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nu talimatıyla yapılan saldıya ilişkin basın açıklaması yaptı.
HDP İl binası önünde yapılan basın açıklamasını HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Ffiliz Buluttekin okudu. Cumartesi Anneleri'ne yapılan saldırıyı kınayan Buluttekin, direnenleri selamladı. Buluttekin, "Üç kuşak boyunca faili meçhul cinayetlerle evlatlarını kaybeden yakınların anneler öncülüğünde gerçekleştirdiği oturma eylemi faşist zihniyetin bir kez daha saldırısına uğramıştır. Bu saldırı aslında direnen insanlığın inancına, cesaretine, örgütlülüğüne olan korkunun bir yansımasıdır. Bu saldırı evlatlarının bulunması ve faillerinin cezalandırılması için mücadele eden anaların evlatlarının mücadelesine sahip çıkmasına duyulan öfkenin yansımasıdır. Bu saldırı kayıp yakınlarına destek veren başta HDP vekillerimiz olmak üzere binlerce insanın dayanışma ruhundan duyulan kaygının yansımasıdır" diye belirtti.
Tüm dünyada faşist rejimler boyunca kaybettirilen insanların bulunması ve faillerinin zaman aşımına uğramaksızın cezalandırılmasının evrensel bir hak olduğunu kaydeden Buluttekin, "BM İnsan Hakları Komitesi Kararları ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları da bu faşizan uygulamaları mahkum etmiştir. Şili'de Pinochet diktatörlüğü boyunca kaybedilen evlatlarını arayan Arpilleras Anneleri, Arjantin'de faşist sistemden hesap soran Plaza de Mayo anneleri 1995 yılından bu yana evlatlarını arayan Cumartesi Anneleri'ne ilham kaynağı olmuştur" diye hatırlattı.
Buluttekin, "Cumartesi Anneleri Galatasaray Lisesi önünde her hafta oturarak çığlıklarının duyulmasını istediler. Kayıp yakınları elbette üç kuşak boyunca evlatlarını canlı bulamayacaklarını biliyordu. Ancak evlatlarının cellatlarıyla yüzleşmek, onları adalete teslim etmek ve bir daha başka annelerin evlatlarını kaybetmesini engellemek için eylemlerini kesintisiz sürdürüyorlar" dedi.
Buluttekin açıklamanın devamında şunları belirtti:
"Bizler, Kürdistan'da dili, kimliği, kültürü inkar edilmek istenmiş kadınlar olarak 90'lı yıllardan bu yana evlatlarımızı da faili meçhul cinayetlerde kaybettik. Her türlü saldırı, katliam, asimilasyon politikalarına rağmen kendi haklı mücadelesinden vazgeçmeyen, direnişini sürdüren anneler için evlatlarını da yitirmenin acısını bilen erkek egemen faşist zihniyet bir şeyi unutmaktadır. Evlatlarını yitiren kadınların öfkesi bin kat daha artar, barışa, kardeşliğe olan inancı bin kat daha çoğalır, örgütlenmenin, direnmenin, özgürlüğe sevdalı olmanın bedeli neyse bin kat bu bedeli çekmeye hazır olur."
Kayıp yakınlarının direnişine saygı duyduklarını ifade eden Buluttekin, "1 Eylül Dünya Barış Günü'nde bir kez daha tekrarlayacağız. Ve bir kez daha kadınlar olarak haykıracağız bu devran faşizme kalmayacak, kazanan halkların haklı mücadelesi olacaktır" diye vurguladı.