23 Eylül 2024 Pazartesi

Cumartesi Anneleri Tanış ve Deniz'in akıbetini sordu

Cumartesi Anneleri 723. haftasında Silopi'de gözaltında kayıp edilen Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz'in akıbetini sordu. Eyleme katılamayan Ebubekir'in kızı Ceylan Deniz gönderdiği mektupta "18 yıldır senden bir haber alabilme umuduyla yaşıyorum. Kaç yıl geçerse geçsin seni aramaktan vazgeçmeyeceğim" dedi.
Cumartesi Anneleri, Galatasaray Meydanı'ndaki 723. buluşmasını polisin engellemesi üzerine Çukurluçeşme Sokak'taki İHD İstanbul Şubesi önünde gerçekleştirdi.
 
Uluslararası Af Örgütü'nden temsilcilerin de katıldığı eylemde gözaltında kaybedilenlerin fotoğrafları ile karanfiller taşındı. Kayıp yakınları üzerinde kayıpların fotoğrafının olduğu tişörtler giydi. Eyleme HDP Milletvekilleri Oya Ersoy, Garo Paylan, CHP Milletvekili SEzgin Tanrıkulu, yazar Aslı Erdoğan'ın annesi Mine Aydostlu, oyuncu Nur Sürer destek verdi.
 
Bu haftaki basın açıklamasını gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun'un kızı Besna Tosun okudu. Sözlerine, devlete geçmişle yüzleşme çağrısı yaparak başlayan Tosun "Geçmişin suçlarının üzerini örtenler, yeni suçların işlenmesinin önünü açarlar" dedi. Ülkenin demokratikleşmesinin yolunun bu yüzleşme ile gerçekleşeceğini kaydeden Tosun, 24 haftadır Galatasaray Meydanı'nın kendilerine kapatılmasını şu sözlerle eleştirdi: "Bizim 24 haftadır Galatasaray'a çıkışımızı polis zoru ile engelleyenler aslında Türkiye'nin demokratikleşmesini engellemektedir."
 
"723. haftamızda 18 yıl önce gözaltında kaybedilen iki Kürt siyasetçi için hakikat ve adalet talebiyle buluştuk" diyen Tosun, Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz'in kaybedilme hikayesini anlattı.
Tosun, 25 yaşındaki Serdar Tanış'ın  2000 yılının Eylül ayında Silopi'de HADEP ilçe teşkilatını açmak üzere parti genel merkezince görevlendirildiğini ve ardından Şırnak İl Jandarma Alay Komutanı General Levent Ersöz ve Silopi İlçe Jandarma Karakol Komutanı Yüzbaşı Süleyman Can tarafından ağır tehditlere maruz kaldığını söyledi.
 
Baskı ve tehditlere rağmen 3 Ocak 2001'de Silopi'de HADEP ilçe teşkilatının açıldığını aktaran Tosun, "Serdar Tanış İlçe Başkanı oldu. Baskı ve tehditlerin giderek artması üzerine Serdar Tanış Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e, Adalet Bakanlığı'na, İçişleri Bakanlığı'na ve bütün resmi makamlara gönderilmek üzere bir yazı hazırladı. Yazısında maruz kaldığı tehditleri anlattı, can güvenliğinin sağlanması ve siyaset yapma hakkının engellenmemesi talebinde bulundu" diye anlattı.
 
Tosun şöyle devam etti: "25 Ocak 2001 tarihinde Astsubay Taşkın Akgün, Serdar Tanış'ı telefonla arayıp Silopi Jandarma Komutanlığı'na gelmesini istedi. Serdar Tanış, ilçe yöneticisi 27 yaşındaki Ebubekir Deniz'le birlikte Silopi Jandarma Komutanlığı'na gitti ve onlardan bir daha haber alınamadı."
 
5 gün boyunca onların Silopi Jandarma Komutanlığı'na getirildikleri  inkar edildiğini kaydeden Besna, "Kamuoyu baskısının artması üzerine Şırnak Valisi Hüseyin Başkaya, Tanış ve Deniz'in 25 Ocak'ta Silopi Jandarma Komutanlığı'na geldiklerini ama yarım saat kalıp tutanak imzaladıktan sonra oradan ayrıldıklarını açıkladı. Baba Şuayip Tanış kamuoyuna yaptığı açıklamada: 'Oğlum, ilçe teşkilatını açmaya çalışırken Levent Ersöz bizi sürekli tehdit ederek 'Oğlun bu işten vazgeçsin, yoksa sizin için iyi olmaz. Oğlun Serdar, Şırnak topraklarına ayak basarsa yaşatmam' dedi. AİHM'e taşınan davada Mahkeme, Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz'in kaybolmasında Devletin sorumluluğunun olduğu tespitini yaparak AİHS'nin maddelerinin ihlal edildiğine oybirliği ile arar vermesine rağmen hiçbir ilerleme sağlanamadı. Savcıları, Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz'in gözaltında kaybedilmesi ile ilgili olarak adil, tarafsız ve etkin bir soruşturma başlatmak için göreve çağırıyoruz" diye belirtti.
 
Açıklamanın ardından kayıp yakını Maside Ocak, Ebubekir'in kızı Ceylan Deniz'in babası için yazdığı mektubu okudu.
"Canım babam" sözleri  ile başlayan mektup şu şekilde: 
 
“Senden ayrılalı tam 18 sene oldu. Seni bizden almadan önce yeni doğmuş kardeşim şimdi kocaman yakışıklı bir erkek oldu. Senin yokluğuna, olmayışına bir türlü ne yüreğimiz nede gözümüz alışıyor. Bazen yemek yerken bilmeden sana da kaşık getiriyoruz. Sonra duvardaki resmine bakıp saatlerce dalıp gidiyoruz.
 
"Seni fazla hatırlamıyorum çünkü sen gittiğinde daha 5 yaşındaydım. Babaannem çocukluğunu, gençliğini anlatıyor. En son anıların, gülüşlerin bize masal gibi geliyor. Bir vardın ve şimdi yoksun. Tatlı bir rüya gibi… Doyasıya yaşamadık ki! Seninle ne sarılabildik ne de öpebildik canım babam!
 
"Düşünün ki bir gün kalkıyorsunuz o günün diğer günlerden hiçbir farkı yok. Ansızın hayatının en kötü günü oluveriyor; alıyorlar seni bizden, ocağımızdan! Geçen her gün bir umut bir bekleyiş ve bir hayal kırıklığıyla gün son buluyor. Öyle günler aylar yıllar geçiveriyor. Belki Bizim masalımızda güzel sonla biter umuduyla yaşıyoruz.
 
"Hiç beklemediğim bir günde bir anda yerin izin belli dediler. Birkaç parça bile o kadar çok mutlu edecekti ki beni saatlerce söylenen mezar başında bekledim. Geldiler, kazdılar, birini çıkardılar. Belki de sağdır dediler. İşte dedim en azından derdimi anlatacağım, ağlayacağım bir mezar olacak. Belki senin kokunu duyacağım dedim. Belki de benim babam...
 
"Günler belkilerle geçti en son baban değildir dediler. Bir yanım ya yaşıyorsa diye umutlanırken diğer yanım izin vermedi çünkü tanıyordu bu bilinmezliği, umutsuzluğu biliyordu. Özlemin içimizde o kadar büyüdü ki sığamıyor içimize canım babam! Ne oldu sana işkence mi ettiler yoksa bir mermiyle mi öldürdüler? Çok canın yandı. Bilseydim son gidişin olduğunu sarılırdım bırakmazdım. Bilseydim seni bizden alacaklar, bende gelirdim! 18 yıldır senden bir haber alabilme umuduyla yaşıyorum. Kaç yıl geçerse geçsin seni aramaktan vazgeçmeyeceğim."
 
'BABAMI ARAMAKTAN VAZGEÇMEYECEĞİM'
Mektubun okunmasının ardından  25 Ocak 2001 yılında Şırnak Silopi'de gözaltında kaybedilen HADEP Silopi İlçe Başkanı Serdar Tanış'ın oğlu olduğunu söyleyerek sözlerine başlayan Diyar Tanış, "Babam Serdar Tanış ve arkadaşı Ebubekir Deniz gözaltında kaybedildiğinde bir yaşında bile değildim. 2001 yılında ailemin bütün çabalarına rağmen ne belli olan failler hakında somut bir işlem yapıldı ne de akıbetleri hakkında bir bilgi alabildik. Umarım bir gün bağımsız bir yargı çıkar ve babam ve onbinlerce faili meçhul aydınlığa kavuşur" dedi. Tanış "Biz yaşadığımız sürece babam ve arkadaşlarının akıbetlerinin açığa çıkartılma mücadelesini sürdüreceğiz. Babamı aramaktan vazgeçmeyeceğim" diye sözlerini sonlandırdı.
 
Ardından söz alan CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Serdar ve Ebubekir'i arama sürecindeki tanıklığını anlattı. 18 yıl sonra geriye dönüp bakıldığında 2001 tarihini bir kez daha hatırlatmak gerektiğini belirterek şöyle devam etti:
"1999'da Öcalan yakalanmış yargılanması devam ediyor. Örgütün kararı ile ve Öcalan'ın çağrısıyla örgütün bütün silahlı üyeleri Türkiye'nin kara sınırı dışına çıkmıştı. Büyük bir barış beklentisi var. Türkiye'nin Kürt meselesini silahsız çatışmasız çözümü konusunda bir beklenti var. Türkiye'nin kara sınırları içerisinde tek bir silahlı örgüt üyesi kalmamış ve bir barış beklentisi, silah bırakma beklentisi var. Türkiye'nin Kürt meselesinin silah dışında siyasetle çözümü konusunda bir irade ortaya koymuştu. Ama Silopi'de Şırnak'ta bu iradeye karşı zorla kayıp edilme vakaları var. 18 yıl sonra yine Türkiye'de aynı derin zihniyet maalesef görevde. 18 yıl sonra sivil siyaseti yok etmeye çalışanlar şimdi de aynı amaçla yine sivil siyaseti öldürmeye çalışıyorlar. Eğer o gün bu faillerin bulunması konusunda başarılı olunsaydı yargı üzerine gidilseydi belki sivil siyasetin Türkiye'nin Kürt meselesinde çözümü konusunda daha irade sahibi olması konusunda adım atıla bilinirdi. Bu günden geriye bakıldığında ortaya çıkan tablo budur. Halen aynı derin zihniyet, devlet maalesef iş başında. Mutlaka ama mutlaka adaleti sağlayacağız."