GÜNCEL
Cumartesi Anneleri Süleyman Soylu hakkında suç duyurusunda bulundu
23 yıldır, gözaltında kaybedilen yakınlarını bulmak amacıyla oturma eylemi düzenleyen Cumartesi Anneleri, üç haftadır eylemlerinin yasaklanmasına tepki gösterirken, kendilerine hakaret eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında suç duyurusunda bulundu.
Kayıp yakınları, her Cumartesi Galatasaray'da gerçekleştirdikleri oturma eylemini yasaklayan, kendilerine hakaret eden, gözaltına alarak kötü muamelede bulunan yetkililer hakkında suç duyurusunda bulundu.
Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi önünde toplanan kayıp yakınları “Kayıplarımızı aramaktan vazgeçmeyeceğiz” yazılı pankart açtı. Cumartesi annelerinin avukatı İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri, suç duyurularının içeriğiyle ilgili basını bilgilendirdi.
Yoleri, “Süleyman Soylu yaptığı açıklamada hem gerçekleri çarpıttı, hem Cumartesi Anneleri'ne açıkça hakaret etti. Onların mücadelesine zarar vermek anlamında da gurur zedeleyici, asılsız söylemlerde bulundu” dedi ve “Bizler bu yanlıştan dönüleceğine dair umudumuzu dile getirdik açıklamalarımızda, çünkü uygulanan yasak ve uygulanan bu muamele, bu yaklaşım, bu ülkenin Anayasasına aykırı, bu ülkenin taraf olduğu, uygulamak zorunda olduğu uluslararası sözleşmelere aykırı” diye belirtti.
Üç ayrı suç duyurusu gerçekleştirdiklerini ifade eden Yoleri, bunlardan ilkinin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında, 700. haftanın ertesi günü yaptığı açıklamayla ilgili, annelere yönlendirdiği hakaret ve gerçek dışı açıklamalarına yönelik olduğunu söyledi. Yoleri bu suç duyurusunu Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdiklerini belirtti.
Yoleri, Soylu'nun açıklamalarında, basit hakaret meselesini aşan bir yön olduğunu dilekçede bildirdiklerini, ifade ederken Soylu'nun sarf ettiği sözlerle ilgili “Cumartesi Anneleri'ni terörizmle yan yana getirerek halk arasında düşmanlık ve kin yaratan, tahrik eden bir sonuç yarattığını görüyoruz” dedi. Yoleri, halkı kin ve düşmanlığa tahrik, iftira, suç uydurma, kişinin hatırasına hakaret suçlarının işlendiğini vurguladı.
İkinci suç duyurusunun 25 Ağustos tarihinde gerçekleşen şiddet olaylarına ilişkin olduğunu ifade eden Yoleri, “Yasak kararının Anayasa başta olmak üzere hukuka aykırı olduğunu biliyoruz. Bu uygulama aynı zamanda şiddet, bir hakkın kullanımının engellenmesi, işkence, haksız gözaltı gibi değişik bir noktaya kayıyor. Bu olayla ilgisi olan ve direk bu suçu işleyenler hakkında. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul Valisi Vasip Şahin, Beyoğlu Kaymakamı Savaş Ünlü ve o sırada insanlara müdahale ederek işkence eden kolluk görevlileri hakkında; haksız yakalama, işkence, darp, yaralama, görevi kötüye kullanma ve suça teşvik suçlamalarıyla suç duyurusunda bulunduk” diye belertti. Yoleri ayrıca gözaltına alınarak darp edilen kişilerin bireysel olarak suç duyurusunda bulunacağını bildirdi.
DAVAMIZIN DA KAYIPLARIMIZIN DA ARKASINDAYIZ
Kayıp yakınları Emine Ocak, Hanife Yıldız, İkbal Eren, Hanım Tosun ve Mikail Kırbayır yetkililere tepkilerini dile getirdiler. Son Cumartesi eyleminde rahatsızlık geçiren ve polisin hakaretine uğrayan Hanife Yıldız, “Bizim haklı bir davamız var. Ne kimse bunu yalanlayabilir ne de bize 'biz unuttuk siz de unutun' deme hakkı yoktur. Biz davamızın da kayıplarımızın da arkasındayız. Aynı zamanda duyarlı, vicdanlı insanların yanımızda olmasını yine bekliyoruz” dedi.
Emine Ocak ise 23 senedir süren eylemlerinde kimseyi rahatsız etmediklerini, kendilerine yöneltilen suçlamaların haksız olduğu ifade etti. Fatma Kırbayır yaptığı konuşmada, “Bu anneleri yerlerde sürükleyinceye kadar benim ağabeyimi bulsun Cemil Kırbayır'ı bulsun” dedi. “Ağabeyimi işkencede öldürenlerden de davacıyım, Bakandan da davacıyım” diyen Kırbayır, Cumhurbaşkanının kendileriyle görüşmesini talep etti.
Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi önünde toplanan kayıp yakınları “Kayıplarımızı aramaktan vazgeçmeyeceğiz” yazılı pankart açtı. Cumartesi annelerinin avukatı İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri, suç duyurularının içeriğiyle ilgili basını bilgilendirdi.
Yoleri, “Süleyman Soylu yaptığı açıklamada hem gerçekleri çarpıttı, hem Cumartesi Anneleri'ne açıkça hakaret etti. Onların mücadelesine zarar vermek anlamında da gurur zedeleyici, asılsız söylemlerde bulundu” dedi ve “Bizler bu yanlıştan dönüleceğine dair umudumuzu dile getirdik açıklamalarımızda, çünkü uygulanan yasak ve uygulanan bu muamele, bu yaklaşım, bu ülkenin Anayasasına aykırı, bu ülkenin taraf olduğu, uygulamak zorunda olduğu uluslararası sözleşmelere aykırı” diye belirtti.
Üç ayrı suç duyurusu gerçekleştirdiklerini ifade eden Yoleri, bunlardan ilkinin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında, 700. haftanın ertesi günü yaptığı açıklamayla ilgili, annelere yönlendirdiği hakaret ve gerçek dışı açıklamalarına yönelik olduğunu söyledi. Yoleri bu suç duyurusunu Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdiklerini belirtti.
Yoleri, Soylu'nun açıklamalarında, basit hakaret meselesini aşan bir yön olduğunu dilekçede bildirdiklerini, ifade ederken Soylu'nun sarf ettiği sözlerle ilgili “Cumartesi Anneleri'ni terörizmle yan yana getirerek halk arasında düşmanlık ve kin yaratan, tahrik eden bir sonuç yarattığını görüyoruz” dedi. Yoleri, halkı kin ve düşmanlığa tahrik, iftira, suç uydurma, kişinin hatırasına hakaret suçlarının işlendiğini vurguladı.
İkinci suç duyurusunun 25 Ağustos tarihinde gerçekleşen şiddet olaylarına ilişkin olduğunu ifade eden Yoleri, “Yasak kararının Anayasa başta olmak üzere hukuka aykırı olduğunu biliyoruz. Bu uygulama aynı zamanda şiddet, bir hakkın kullanımının engellenmesi, işkence, haksız gözaltı gibi değişik bir noktaya kayıyor. Bu olayla ilgisi olan ve direk bu suçu işleyenler hakkında. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul Valisi Vasip Şahin, Beyoğlu Kaymakamı Savaş Ünlü ve o sırada insanlara müdahale ederek işkence eden kolluk görevlileri hakkında; haksız yakalama, işkence, darp, yaralama, görevi kötüye kullanma ve suça teşvik suçlamalarıyla suç duyurusunda bulunduk” diye belertti. Yoleri ayrıca gözaltına alınarak darp edilen kişilerin bireysel olarak suç duyurusunda bulunacağını bildirdi.
DAVAMIZIN DA KAYIPLARIMIZIN DA ARKASINDAYIZ
Kayıp yakınları Emine Ocak, Hanife Yıldız, İkbal Eren, Hanım Tosun ve Mikail Kırbayır yetkililere tepkilerini dile getirdiler. Son Cumartesi eyleminde rahatsızlık geçiren ve polisin hakaretine uğrayan Hanife Yıldız, “Bizim haklı bir davamız var. Ne kimse bunu yalanlayabilir ne de bize 'biz unuttuk siz de unutun' deme hakkı yoktur. Biz davamızın da kayıplarımızın da arkasındayız. Aynı zamanda duyarlı, vicdanlı insanların yanımızda olmasını yine bekliyoruz” dedi.
Emine Ocak ise 23 senedir süren eylemlerinde kimseyi rahatsız etmediklerini, kendilerine yöneltilen suçlamaların haksız olduğu ifade etti. Fatma Kırbayır yaptığı konuşmada, “Bu anneleri yerlerde sürükleyinceye kadar benim ağabeyimi bulsun Cemil Kırbayır'ı bulsun” dedi. “Ağabeyimi işkencede öldürenlerden de davacıyım, Bakandan da davacıyım” diyen Kırbayır, Cumhurbaşkanının kendileriyle görüşmesini talep etti.