24 Kasım 2024 Pazar

Cumartesi Anneleri: 701. haftada Galatasaray'da buluşuyoruz

AKP/Saray iktidarının Galatasaray Meydanı'nı yasaklanacağına dair yaptığı açıklamaya ilişkin Cumartesi Anneleri'nin cevabı haftaya yine saat 12.00'da Galatasaray Meydanı'nda buluşmak oldu.
Cumartesi Anneleri ve İnsan hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon, AKP Sözcüsü Hüseyin Çelik'in Galatasaray Meydanı'nın yasaklanacağına ilişkin sözleri ile ilgili İHD binasında açıklamaya yaptı.
 
Açıklamaya kayıp ailelerinin yanında HDP Milletvekilleri Murat Çepni, Serpil Kemalbay, Hüda Kaya, Garo Paylan, Züleyha Gülüm, Oya Ersoy, Gülistan Koçyiğit, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, ESP İstanbul İl Başkanı Pınar Türk, HDP PM üyesi Ahmet Ayva, Suruç Aileleri İnisiyatifi katıldı.
 
"Kayıplarımızı aramaktan asla vazgeçmeyeceğiz" diyen kayıp aileleri adına açıklamayı Hasan Ocak'ın kardeşi Maside Ocak okudu. Ocak, "Bizler devletin güvenlik güçleri tarafından gözaltına alınarak kaybedilenlerin anneleri, babaları, eşleri, evlatları, kardeşleri ve insan hakları savunucuları olarak 27 Mayıs 1995 tarihinde kayıplarımızı istiyoruz diyerek Galatasaray'a çıktık" dedi.
 
GALATASARAY'I DEVLET BİZE MESKEN ETTİ
 
Galatasaray'a çıkma nedenlerinin ilişkin Ocak "Galatasaray'a çıktık çünkü: yakınlarımızın gözaltına alındığına ve gözaltındayken görüldüğüne dair görgü tanıkları olmasına rağmen, bütün resmi makamlar 'Bizde yok! Biz almadık!' cevabını veriyordu. Savcılar 'Türk polisi işkence yapmaz. İnsan kaybetmez!' diyerek dosyalarımızı soruşturma dahi başlatmadan kapatıp, yakınlarını arayan biz aileler için hak aramanın bütün yollarını tıkıyordu. Kayıplarımıza ve adalete ulaşamamanın bir sonucu olarak, aramızdan ayrılan Kiraz Şahin'in deyimiyle 'Galatasaray'ı kendimize mekân ettik" diye belirtti.
 
16 HÜKÜMET GEÇTİ POLİTİKA DEĞİŞMEDİ
 
"700. hafta boyunca gözaltında kaybedilenlerin akıbeti açıklansın. Gözaltında kaybetme suçunun faillerini koruyan cezasızlığa son verilsin; ceza adaleti sağlansın. Bir daha hiç kimse gözaltında kaybedilmesin. Türkiye, imzalamaktan kaçındığı Birleşmiş Milletler Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme'yi imzalasın, onaylasın ve uygulasın! Talebimizi tekrarladık" diyen Ocak, aradan geçen 23 yılda 16 hükümet değiştiğini ancak kayıplarının kendilerine teslim edilmediğine dikkat çekti.
 
DEVLET SÖZÜNÜ TUTMAZ
 
Ocak, 5 Şubat 2011'de dönemin başbakanı Erdoğan ile yaptıkları görüşmede kendilerine ve Berfo Ana'ya verilen sözlerin tutulmadığını hatırlattı ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde Başbakanın talimatıyla oluşturulan Cemil Kırbayır Komisyonu'nun araştırma ve soruşturması sonucunda hazırladığı 2011 tarihli 350 sayfalık raporda, Cemil Kırbayır'ın gözaltında işkenceyle öldürüldüğü tespiti yer almasına rağmen hala dosyanın açılmadığını vurguladı.
 
Ocak, "O günden bu güne gözaltında kaybedilen yakınlarımızı sağ olarak bulma umudumuz tükendi ama yakınlarımıza ait bir mezara da hala ulaşamadık. Gözaltında kaybetme suçunu işleyenlerin yargılanması, hakikatlerin açığa çıkarılması ve ceza adaletinin sağlanmasına dönük bir ilerlemeye tanık olamadık. 700. kez Galatasaray'da buluşmamızın engellenmesi, annelerimizin sürüklenerek darp edilmesi ve ailelerimizin gözaltına alınması, adalete olan inancımızı bir kez daha sarstı. Adalet talepli barışçıl buluşmalarımıza yapılan bu müdahale ve arkasından İçişleri Bakanı'nın hakaret içeren açıklamaları biz kayıp yakınlarını derinden yaraladı" dedi.
 
HAFTAYA YİNE GALATASARAY'DAYIZ
 
700 hafta boyunca "bitmedi bekleyişim, eksilmedi özlemim, tükenmedi umudum, kaybolmadı inancım, azalmadı direncim, solmadı karanfilim" diyerek Galatasaray'da olduklarını hatırlatan Ocak, "Hakikati inkar eden, failleri hukukun üstünde tutarak cezasız bırakan devlet politikası, ülkenin demokrasiye, hukukun üstünlüğüne ve barışa gidecek yol üzerinde barikat kuruyor. Bu barikatı aşmak için mücadele etmek yurttaşlık görevidir" diyerek 701. haftada yine Galatasaray'da olacaklarını söyledi. Son olarak "Kayıpların muhatabı Erdoğan'dır" diyen Ocak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan randevu talep ettiklerini ifade etti.
 
Açıklamanın ardından kayıp aileleri tek tek söz alarak yakınlarının kaybedilme öyküsünü anlattı.
 
ANNELİK HAKKIMI ELİMDEN ALDILAR
 
Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız, karakola gidip ifade vermesi için oğlunu kendisinin ikna ettiğini ve oğlunun geri gelmediğini belirtti. Yıldız "Bize kandırmaca diyenlere sözüm şudur: Kandırmak güvenlik güçlerinin işidir. Evladımı elimden alarak benim de annelik hakkımı elimden aldılar" dedi.
 
Fehmi Tosun'un eşi Hanım Tosun'da eşinin tüm mahallenin gözü önünde kaçırılma hikayesini anlattı. Tosun, "Biz haklıyız ve halklılığımızdan da mücadelemizden de vazgeçmeyeceğiz" dedi.
 
HASAN'IN MEZARINA BİLE SALDIRDILAR
 
Hasan Ocak'ın annesi Emine Ocak, Hasan'ın kaybedilmesi sürecini ve Gazi Mezarlığı'ndaki mezarına yapılan saldırıyı anlattı. Öfkesi ve acısı hala diri olan Emine Ana zaman zaman nefes almakta zorlandı.
 
Cemil Kırbayır'ın kardeşi ise "Eğer bizi orda görmekten memnun değillerse bize kayıplarımızı versinler. Ne zaman adalet yerini bulur biz o zaman o meydandan kalkarız" diye belirtti.
 
1981 yılında gözaltına alınan Süleyman Cihan'ın kardeşi Hüseyin Taşkaya, kardeşinin Bayram Kartal, Tayyar Sever, Mehmet Ağar ve ekibi tarafından nasıl kaybedildiğini anlattı. Bayram Kartal ve Mehmet Ağar başta olmak üzere adı geçen herkesin "canavarca hislerle ve işkence ile öldürme" suçunun mahkemece kanıtlandığını ifade etti.
 
KAYIPLAR BULUNMADAN TEMİZE ÇIKAMAZSINIZ
 
Rıdvan Karakoç'un abisi Hasan Karakoç ise kardeşi gözaltına alınmadan önce evlerine gelen ve "Rıdvan'ı bulduğumuz yerde öldüreceğiz" diyen polisler tarafından kaybedilme hikayesini anlatarak hükümete seslenen Karakoç, "Devletinizi, adınızı ancak Berfo Ana'ya verdiğiniz sözü tutarak temize çıkarırsınız" dedi.
 
Hasan Ocak'ın kardeşi Ali Ocak, "23 yıldır adalet istemekten bıkmadık. 23 yıldır olduğu gibi Hasan'ın akıbetini sormaya devam edeceğiz" diye konuştu.
 
Maside Ocak, 701. haftada Mehmet Ertek'in akibetini sormak için Galatasaray'da olacaklarını söyledi.