6 Ekim 2024 Pazar

Covid-19 Pandemisinde Türkiye'de ekolojik yıkım: Bilimsel, hukuksal ve toplumsal düzeyde direnilmeli

Doğanın talan edildiğine dikkat çeken TTB, düzenlediği çevrimiçi toplantıda tüm zorluk ve baskılara rağmen bilimsel, hukuksal ve toplumsal düzeyde direnilmesi ve tabip odalarını da bu direnişte yer alması gerektiği kaydedildi. 

Türk Tabipleri Birliği (TTB), 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nde sağlıklı bir doğada yaşam hakkını savunmak ve yürütülen mücadeleleri görünür kılmak amacıyla çevrimiçi bir basın toplantısı düzenledi.

Basın toplantısının açılışını yapan TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, günümüzde ekosisteme ilişkin sorunların ne kadar içtenlikle ele alındığını sorguladı. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre; bir yılda yaşanan ölümlerin dörtte birinin doğa tahribatıyla ilişkili olduğunu ve her yıl 8 milyon insanın hava kirliliği ile doğrudan ilişkili biçimde yaşamını yitirdiğini aktaran Korur Fincancı, "Küresel salgını fırsat gören iktidarlar ekosisteme daha derinden saldırmakta hiçbir kaygı gütmüyorlar. Türkiye'nin dört bir yanında da ciddi sonuçlarla karşı karşıyayız" diye konuştu.

'BİLİMSEL, HUKUKSAL VE TOPLUMSAL DÜZEYDE DİRENİLMELİ'
Dr. Ahmet Soysal da COVID-19 pandemisini doğuran çevresel nedenlerden bahsederek sunumuna başladı. Pandeminin çevreye etkilerini anlık, orta vadeli ve uzun vadeli olarak ele alan Soysal, özellikle ağır sanayi, ulaşım ve konaklama işletmelerinin aniden sınırlandırılmasının olumlu etkiler doğurduğuna dikkat çekti. Türkiye'de ise iktidarın çevresel etkileri tartışmalı projelere hız vermek için pandemiyi bir fırsat olarak gördüğünü ifade eden Soysal; Kanal İstanbul, İkizdere'de taş ocağı, Cerattepe ve Kaz Dağları maden, yeni kömürlü termik santraller, İzmir-Çeşme Turizm Projesi, yeni otoyollar, plastik atık ithalatı gibi örnekler sıraladı. Soysal, şöyle devam etti: "Ülkemizde çevreyi sadece ucuz bir hammadde kaynağı olarak görüp yağmalayan kesim, bu dönemin olağandışı koşullarından faydalanarak eskisinden daha hızlı ve acımasızca yağmalarını sürdürmek istiyor. Tüm zorluk ve baskılara rağmen bilimsel, hukuksal ve toplumsal düzeyde direnilmesi ve tabip odalarının bu direnişlere sahip çıkması her zamankinden daha önemli."

Basın toplantısının ikinci bölümünde Mersin, Ankara, Aydın, Bursa, Denizli, Samsun, Eskişehir-Bilecik, İstanbul, İzmir, Kocaeli, Tekirdağ ve Van-Hakkari tabip odalarının yöneticileri söz aldı. Tabip odalarının yöneticileri sunumlarında hem kendi bölgelerinde kenti ve doğayı tahrip eden projeleri hem de karşısında yürütülen mücadeleleri aktardı.

'SALDIRI DALGASI KARŞISINDA MÜCADELEYİ ISRARLA SÜRDÜRMELİYİZ'
TTB Halk Sağlığı Kolu Başkanı Dr. Nasır Nesanır da Covid-19 pandemisinin insanları doğal yaşam ile ilişkisini gözden geçirmek zorunda bıraktığını dile getirdi. Türkiye'de iktidarın ülkeyi tüm canlılar için yaşanılmaz bir yere dönüştürdüğünü ifade eden Nesanır, bu saldırı dalgası karşısında bilimsel, hukuksal ve toplumsal mücadeleyi ısrarla sürdürmek gerektiğini vurguladı.