'Çıplak arama işkencesine boyun eğmeyeceğiz'
Komployla tutuklanan ve gözaltında çıplak arama işkencesine maruz kalan SKM MYK üyeleri Deniz Aktaş ve Ebru Yiğit için işkenceci polisler hakkında suç duyurusunda bulunan sosyalist kadınlar, adliye önünde yaptıkları açıklamada erkek egemen faşist rejimin kadın mücadelesine, devrimci kadınlara dönük saldırılarını boşa çıkaracaklarının altını çizdi.
Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM), komployla gözaltına alınarak tutuklanan ve gözaltında çıplak arama işkencesi uygulanan Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri Deniz Aktaş ve Ebru Yiğit için işkenceci polisler hakkında suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusu öncesinde Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi önünde açıklama yapan SKM'ye, Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Oya Ersoy ve Züleyha Gülüm, Özgür Genç Kadın (ÖGK), Yeni Demokrat Kadın (YDK), Emekçi Kadınlar (EKA), Yeşil Sol Parti Kadın Meclisi, Kadınların Kurtuluşu, bağımsız feministler ve çok sayıda kişi eşlik etti. "Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz" pankartı açılan eylemde, "Çıplak arama işkencedir" dövizleri taşındı.
OTLU: ÇIPLAK ARAMA İŞKENCESİNİ BOŞA ÇIKARACAĞIZ
İlk sözü alan SKM Sözcüsü Çiçek Otlu, Deniz Aktaş ve Ebru Yiğit'in 90'lı yıllarda Vatan Emniyet Müdürlüğünde yaygın olan taciz, tecavüz işkencesinin bir benzeri olarak çıplak arama işkencesine maruz kaldığını belirtti. "Bizler sosyalist kadınlar olarak, feminist kadınlar olarak, kadın hareketi olarak AKP rejiminin kadınlara yönelik politikalarını her zaman boşa çıkardık. Bu çıplak aramanın işkence olduğunu, itaat etmediğimizi örgütlü kadınlar olarak sürekli gösterdik" diyen Otlu, tacizci ve işkenceci polis amiri Hanifi Zengin'in provokasyonları boşa çıkardıklarını hatırlattı.
"Bugün de Vatan Emniyet Müdürlüğündeki çıplak arama işkencesini boşa çıkaracağız ve boyun eğmediğimizi bir kez daha göstereceğiz" diyen Otlu, erkek egemen faşist AKP rejiminin emniyetteki, hapishanedeki, sokaktaki, işyerindeki saldırılarına karşı 8 Mart'ta, 25 Kasım'da, 1 Temmuz'da direndikleri gibi direnmeye devam edeceklerini söyledi. AKP rejiminin komplolarına, tutuklamalarına karşı Aktaş ve Yiğit serbest kalana dek mücadele edeceklerinin altını çizen Otlu, kadınlar olarak erkek egemen faşist rejime yenilmeyeceklerini vurguladı.
GÜLÜM: KADIN ÖZGÜRLÜK MÜCADELEMİZDEN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ
HDP Milletvekili Züleyha Gülüm, her gün kadınların kazanımlarına ve bedenlerine dönük saldırıların yoğunlaştığı bir dönemden geçtiklerini belirtti ve "İstanbul Sözleşmesi'nden geri çekilerek kadınların daha fazla şiddete maruz kalmasına, bütün koruyucu mekanizmaların ortadan kalkmasına yol açan iktidar aynı zamanda erkek devlet şiddetine karşı mücadele eden kadınlara da her türlü yöntemle saldırmaya devam ediyor" ifadelerini kullandı.
Kadınların gözaltı, tutuklama ve hapis cezalarıyla susturulmak istendiğini dile getiren Gülüm, şöyle devam etti: "Kadınların susmayacağını hala öğrenememişler anlaşılan. Kadınların yıllardır emekle, binbir mücadeleyle kazandıkları kazanımlardan, yaşamlarından vazgeçmeyeceğini öğrenememişlerse bir kez daha hatırlatalım: Hayatlarımızdan da, haklarımızdan da, kadın özgürlük mücadelemizden de, feminist mücadelemizden de asla vazgeçmeyeceğiz."
Kadın katillerini cezasızlıkla ödüllendiren iktidarın mücadele eden kadınları işkenceyle susturmak istediğini kaydeden Gülüm, devletin çıplak arama işkencesini de örtbas etmeye çalıştığına dikkat çekti. Gülüm, "Ne komplolarınız, ne işkenceniz, ne çıplak aramanız biz kadınları mücadeleden geri koymayacak" dedi.
KAYA: BU SALDIRILAR TÜM KADINLARA VE KADIN MÜCADELESİNE DÖNÜK
Yeni Demokrat Kadın'dan (YDK) Elif Kaya, Deniz Aktaş ve Ebru Yiğit'in erkek egemen devletin hedef alarak çıplak arama işkencesi uyguladığı çok sayıda kadından biri olduğuna dikkat çekerek, "Kadınların mücadelesi topraklarımızda her geçen gün biraz daha yükseliyor ve bedenlerimizi hedef alarak bizi bu mücadeleden geri düşürmeye çalışan erkek egemen devlet artık kabul etmeli: Bu saldırılar bizi mücadeleden geri düşürmeye yetmeyecek" dedi.
Direniş ve dayanışmayı sürdüreceklerinin altını çizen Kaya, şöyle devam etti: "Ebru ve Deniz aramıza katılıncaya dek onlarla dayanışma içerisinde olmaya, onlara dönük bu saldırıların hepimize, bütün kadınlara ve kadın mücadelesine dönük olduğunun bilinciyle mücadelemize daha sıkı sıkı sarılmaya devam edeceğiz."
EROL: YAŞASIN ÖRGÜTLÜ KADIN MÜCADELEMİZ
Emekçi Kadınlar'dan (EKA) Delal Erol, AKP rejiminin tüm topluma dönük saldırılarında ilk hedef alınanların devrimci, sosyalist kadınlar olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti: "Bizler bugüne kadar kadın mücadelesi vererek kazandığımız ne varsa, geri adım atmaya hiç niyetimiz olmadığını tekrarlıyoruz. Bugün Sosyalist Kadın Meclisleri'nden arkadaşlarımıza yapılan çıplak arama işkencesi ve devlet saldırısı karşısında örgütlü kadın mücadelemizi yükseltecek ve cezaevinde Ebru ve Deniz şahsında bütün devrimci tutsak kadınların özgürlüğe kavuşmasını, hasta tutsakların özgürleşmesini sağlayacak mücadeleyi de yine birlikte vereceğiz. Yaşasın örgütlü kadın mücadelemiz."
ÖZBAŞ: CİNSEL ŞİDDET BİR SAVAŞ TAKTİĞİ
Yeşil Sol Kadın Meclisi adına konuşan Çiğdem Özbaş, cinsel şiddetin mücadele eden kadınları felç etmek için kullanılan bir savaş taktiği olduğunu vurgulayarak, "Bunu boşa çıkarmak üzere insanlık tarihi boyunca mücadelemiz çok yoğun. Hem komploları, hem taciz, tecavüz, şiddet tehditleriyle muhalefetin felç edilme çabasını boşa çıkartacağımızdan emin olabilirsiniz" dedi.
Eylem boyunca, "Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz", "Yaşasın kadın dayanışması", "Çıplak arama işkencedir" sloganları atıldı.
Kadınlar ve avukatlar daha sonrasında suç duyurusunda bulunmak için adliyeye geçti.