3 Ekim 2024 Perşembe

Çepni: Askıda kira değil, ücretsiz barınma hakkı sağlansın

HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni, İzmir'de de depremin "geliyorum" dediğini belirtti ve daha fazla kar için insanların ölüme gönderildiğini söyledi. "Askıda kira" kampanyasını eleştiren Çepni, devletin en temel insan hakkı olan barınma hakkını ücretsiz karşılamakla yükümlü olduğunu vurguladı.

İzmir'de 30 Ekim'de yaşanan depremde 17 bina yerle bir oldu, 114 kişi yaşamını yitirdi, yüzlerce kişi yaralandı.

Türkiye bir deprem ülkesi, İzmir'in birçok ilçesi de deprem bölgesi. Depremin en çok yıkıma neden olduğu bölgeler ise Bornova, Bayraklı ve Buca ilçeleri.

En çok can kaybının yaşandığı yer ise Bayraklı. Bayraklı'nın zemini balçık ve alüvyon. Bu nedenle yıllarca bilim insanları, buranın yerleşime uygun olmadığına dikkat çekti ve devleti uyardı. Ancak, bu uyarılar dikkate alınmadı. Daha fazla kar ve rant için risk bölgelerine kentler inşa edildi.

İzmir'deki deprem de, daha önce Düzce'de ve Van'da olduğu gibi "ben geliyorum" dedi ve yüzlerce cana mal oldu.

HDP İzmir Milletvekili ve Meclis Çevre Komisyonu üyesi Murat Çepni, depremin nedenleri, ortaya çıkan sonuç sonuçlar ve iktidarın pratiğine ilişkin ETHA'ya değerlendirmelerde bulundu. 

'BİR KEZ DAHA DEPREMİN DEĞİL KAPİTALİST SİSTEMİN ÖLDÜRDÜĞÜNÜ GÖRDÜK'
"İzmir depremi bir kez daha, depremin, doğal afetin değil, kardan başka hiçbir kuralı olmayan kapitalist sistemin öldürdüğünü bize gösterdi" diyen Çepni, Düzce ve Van'da yaşanan depremlerde, Karadeniz'in birçok ilinde yaşanan sel felaketlerinde de bunun çok net görüldüğünü söyledi. Çepni, "Bunlar doğa olayları diye tarif ediliyor ama aslında doğanın vahşice talan edilmesinin sonucu felakete dönüşüyor" şeklinde konuştu.

'İZMİR'DE DEPREM 'BEN GELİYORUM' DEDİ'
Çepni, şunları söyledi: "İzmir depremi 'ben geliyorum' dedi. Ortada beklenmeyen bir durum, bir sürpriz yok. En büyük yıkım, zaten deprem riskinin büyük olduğu zemine sahip olan Bayraklı'da yaşandı. Bayraklı'nın zemini tamamen balçık, alüvyon. Dolayısıyla buranın inşaata açılmış olması zaten cinayete teşebbüstür. Bu nedenle İzmir bağıra bağıra geliyorum diyen bir depremin yıkımını yaşadı."

'AKP İNSANLARI DİRİ DİRİ MEZARA GÖMEN BİR PRATİK ORTAYA KOYDU'
Çepni, bilim insanlarının ve kendilerinin başından beri Türkiye'nin deprem ülkesi olduğu gerçeğinden hareketle, başta yerleşim olmak üzere tüm kent planlamasının buna göre yapılması gerektiğine dikkat çekti. Ancak, bundan önceki iktidarlar gibi AKP iktidarının da bunu dikkate almadığını söyleyen Çepni, "AKP, 18 yıllık iktidarında, bırakalım böyle bir fikriyatı dikkate almasını, tersine beton ekonomisiyle insanlarımızı mezarlara diri diri gömen bir pratiği ortaya koydu" şeklinde konuştu.

Erdoğan'ın dün yaptığı açıklamada, "Depremin hemen ardından insanlarımızın ihtiyaçlarını karşıladık" şeklindeki sözlerini hatırlatan Çepni, şöyle devam etti: "İhtiyaçları karşılamaktan kastettikleri; çadırları kurmak ve dağıtılan yemek. Zaten bu insanlara sağlıklı bir barınma imkanı sağlamadığınız için bu insanlar bu haldeler. İhtiyaçların karşılanması demek en başta onların can güvenliğini sağlamak demektir. Siz insanların can güvenliğini tehlikeye atmışsınız, ölümüne sebep olmuşsunuz, şimdi kalkıyorsunuz 'biz bu insanların ihtiyaçlarını karşıladık' diyorsunuz. Bu insanların ihtiyacı bir tas çorba, bir battaniye, bir çadır değil. Bu insanların sağlıklı ve güvenli bir biçimde barınmaya ihtiyacı var."

İktidarın İzmir depreminden de ders çıkarmadığına dikkat çeken HDP Milletvekili Çepni, Erdoğan’ın "Acilen buralar yeniden inşa edilecek" sözlerini anımsatarak, şu değerlendirmelerde bulundu: "Tersine buralar yeniden inşa edilmemeli. Yapılan imar affı nedeniyle İzmir'in neredeyse iki dairesinden biri yaşamaya elverişsiz. Öncelikle bu düzeltilmeli ve imar affı iptal edilmelidir. TMMOB başta olmak üzere tüm muhatapları ile bir araya gelerek, İzmir'in risk haritası çıkarılmalı ve kent planlaması buna uygun yapılmalıdır.”

'ASKIDA KİRA, ASKIDA EKMEK KAMPANYASININ BENZERİDİR'
HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin başlattığı "askıda kira" kampanyasına ilişkin de değerlendirme yaptı.

"'Askıda kira' kampanyası 'askıda ekmek' kampanyasının benzeridir" diyen Çepni, sözlerini şöyle sürdürdü: "İnsanların ücretsiz barınma hakkının sağlanması iktidarların, devletin en temel görevidir. Ücretsiz barınma hakkı da en temel insan hakkıdır. Bu kampanya ile devletin, yerel yönetimlerin yapması gerekenler, insanların omuzlarına yükleniyor.

"İnsanlar zaten duyarlı ve dayanışma içerisinde. Depremin yaşandığı andan itibaren İzmir'de yaşayan ve İzmir dışından gelenlerle oluşturulan dayanışma ağları ile depremden etkilenenlerin ihtiyaçları temin ediliyor. Ama iktidar ve belediye, 'dayanışıyoruz' diyerek aslında bu yükü yine insanların sırtına yıkıyor. Bu bir kampanya değil, bir kez daha gerçeğin üzerini örtmek, sorumluluğu almamak demektir."

Devlet ve yerel yönetimlerin, halkın güvenli ve ücretsiz barınma hakkını sağlaması gerektiğini bir kez daha vurgulayan Çepni, "Barınma hakkı en temel haktır, ücretsiz olmalıdır. Barınma hakkı bir rantın konusu olmamalıdır."