25 Kasım 2024 Pazartesi

Buldan: Tek seçeneğe mahkum değiliz

Diyarbakır'daki "Ortadoğu krizi ve çözümler" konulu konferansın açılışında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, "Halklar artık birinci seçeneğe mahkûm değildir. İkinci seçenek kurtuluşun reçetesidir. İkinci demokratik seçenek, kurtuluşun reçetesidir" dedi.
Diyarbakır'da demokratik kitle örgütleri ve siyasi partileirn katılımı ile "Ortadoğu krizi ve çözümler" konulu konferansı düzenlemiyor. Konferansa Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli ile milletvekilleri, HDK Eş Sözcüleri Gülistan Koçyiğit ve Onur Hamzaoğlu, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) MYK Üyesi Deniz Aktaş, Mardin Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Ahmet Türk, Barış Anneleri ile çok sayıda aydın, yazar katıldı.
 
Konferansın açılış konuşmasını HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan yaptı. İnsanlığın ve medeniyetlerin beşiği olan Ortadoğu'nun halkların savaşların, halkları tekleştirme politikalarının merkezi haline dönüştürülmeye çalışıldığını vurgulayan Buldan, "Bir yandan otoriter devletler diğer yandan ise radikal gruplar aracılığıyla Ortadoğu'nun kültürü ve hafızası yok edilmek istenmekte, insanlığa ait ne varsa yıkılmaya çalışılmaktadır. Bir nevi insanlığı doğduğu yerde, topraklarda boğmaya çalışıyorlar. Halklar ve inançlar arasına çizilen sınırlar sadece fiziksel ayrılığı değil toplumsal, mezhepsel, siyasal, kültürel ayrılığı da körüklemiştir" dedi.
 
Tüm rejimlerin Kürt politikasının ezme ve bastırma üzerine kurulduğunu belirten Buldan, "Türkiye'nin izlediği ret ve inkar politikası Türkiye sınırları ile sınırlı kalmamış, buradaki çatışmayı Irak'a, Suriye'ye, Rojava'ya, Güney'e taşımıştır. Hep dediğimiz, 'Amed'in kaderi ne ise Mahabad'ın kaderi, Erbil'in, Süleymaniye'nin, Kobanê'nin, Şam'ın, Bağdat'ın, Kerkük'ün kaderi de odur' cümlesini doğrularcasına saldırılar genişlemiş ve derinleşmiştir. Kürt halkının yaşadığı bütün topraklarda gerçekleştirdiği demokratik çıkış ve verdiği mücadele Ortadoğu'daki planları bir bir bozmaktadır" diye konuştu.
 
BARIŞ VE MÜZAKERE SÜRECİ TEKRAR BAŞLAMALI
 
Barış ve çözüm sürecinin sınırları aşan bölgesel çözüm meselesi olarak ele alınması gerektiğini ifade eden Buldan, "Çözüm süreci ile birlikte Türkiye'nin geldiği noktanın Türkiye'nin geleceği açısından ne kadar önemli olduğunu gördük. Bu süreç barışın da önünü açıyordu ve bu süreç ilerleseydi egemen güçlerin bölgeye yığılması da imkânsız hale gelecekti. Barış ve müzakerelerde yer alan insanlar olarak barış ve demokrasinin ülkemize gelebilmesi için bir kez daha ifade etmek isteriz ki o sürece geri dönülmelidir. Barış ve müzakere süreci bir kez daha başlamalı, Sayın Öcalan üzerindeki tecrit kaldırılmalı ve bu sürece dahil edilmelidir" diye kaydetti.
 
Kürtlerin ulusal birlik oluşturmalarının önemine değinen Buldan, Ortadoğu'nun kaderinin Kürtlerin kaderinden farklı ele alınamayacağını belirterek "Türkiye'yi de içine alan Ortadoğu krizinden çıkışın esaslı iki yolu vardır. Ya bu krizin müsebbipleri, hegemon güçler, tekçi sistem daha fazla güçlenerek bu coğrafyayı daha fazla talan etmek üzere kazanacak. Ya da demokratik ulus anlayışımızla demokratik cumhuriyet, demokratik konfederalizm ve demokratik özerkliği hâkim kılacağız" dedi.
 
Kürtler, Ermeniler, Süryaniler, Keldaniler, Araplar, Türkler, Aleviler olarak coğrafyanın kaderini taşıyan ve yüzyıl boyunca bu kaderin kederli olaylarını yaşayan halkların direnişi büyüteceğini vurgulayan Buldan, "Halklar artık birinci seçeneğe mahkûm değildir. İkinci seçenek kurtuluşun reçetesidir. İkinci demokratik seçenek, kurtuluşun reçetesidir. İnsanlığın beşiği olan coğrafyada zafere ulaşarak yine insanlığa yeni yaşamın müjdesini vereceğiz" diye ifade etti.
 
Buldan son olarak, "Ortadoğu özelinde insanlığın yaşadığı krizleri, insanlık adına fırsata çevirmek ve insanlığın doğduğu yerde boğulmasına izin vermemek sadece ulusal ve bölgesel görevimiz değil, aynı zamanda insanlık görevimizdir" dedi.