Batman'da 635. kayıp eylemi
Batman'da 635. kez yan yana gelen İHD ve kayıp yakınları JİTEM'in 1994 yılında kaybettiği İsmail Ağaya'nın akıbetini sordu. Eylemde, kaybedilenlerin unutulmasına izin verilmeyeceğinin altı çizildi.
İnsan Hakları Derneği (İHD Batman Şubesi ve kayıp yakınları, Batman Gülistan Caddesindeki İnsan Hakları Anıtı önünde 635. kez bir araya geldi. "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" eyleminde bu hafta JİTEM tarafından kaçırılan ve kaybedilen İsmail Ağaya'nın akıbetini sordu. Gözaltında kaybedilenlerin fotoğraflarının taşındığı ve "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" pankartının açıldığı eylemin metnini Melek Atalay okudu.
'3 KİŞİ TARAFINDAN ZORLA OTOMOBİLE BİNDİRİLDİ'
Ağaya'nın 29 Mayıs '94 tarihinde kaçırıldığını belirten Atalay, Ağaya'nın kaybediliş hikayesini şöyle aktardı: "Ağaya 90'lı yıllarda yaşanan ağır hak ihlallerini kamuoyuna taşıyan Özgür Ülke gazetesinin dağıtımını yapıyor, ayrıca inşaat işçisi olarak da çalışıyordu. 29 Mayıs 1994 akşamı bir akrabasına uğramak üzere evden ayrıldı. Ancak ne akrabasının evine gitti ne de kendi evine geri döndü. Oğlunu arayan anne Müfide Ağaya, civarda yaşayan kadınlardan bir gencin sivil giyimli ve silahlı 3 kişi tarafından zorla otomobile bindirilerek kaçırıldığını öğrendi. Kadınlar, hava karardığı için yüzünü net olarak göremeseler de kaçırılan kişinin kot pantolon ve kot ceket giyen biri olduğunu belirttiler. İsmail evden çıktığında üzerinde kot pantolon ve ceket olduğu için annesi telaşlandı.
'KAYBEDİLEN İNSANLARIMIZIN UNUTULMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ'
"Ailesi ve arkadaşları Merkez Polis Karakolu'na başvurdu. İsmail'i kaçıranların tespit edilmesini ve onun can güvenliğinin sağlanmasını talep etti. Ancak ailenin ilgili kurumlara yaptığı tüm başvurular sonuçsuz bırakıldı. İsmail'den bir daha haber alınamadı. Anne Ağaya arayışını 'ömrüm oğlumu sormak için gittiğim karakollarda geçti' diyerek özetledi. Bizler hak savunucuları olarak geçmişte olduğu gibi, bugün de siyasal iktidarın kim olduğuna bakmaksızın, sorularımızı sormaya ve haksızlıkların karşısında hakikatin sesi olmaya devam edeceğiz! Kaybedilen insanlarımızın unutulmasına asla izin vermeyeceğiz. Uluslararası hukuka göre gözaltında kaybetme insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. Her devlet, bu suçu önlemeye ve gerçekleşmesi halinde suçun mahiyetine göre cezalandırmakla yükümlüdür. Devletin bu yükümlülüğünü yerine getirmesini istemek suç değil, en doğal hakkımızdır. Bizler; gözaltında kaybetmenin, savaş politikalarının insanlık dışı uygulaması ve sonucu olduğunu biliyoruz. Hukukun işlemesini ve adaletin sağlanmasını talep ediyoruz."
Basın metninin ardından açıklama oturma eylemiyle sona erdi.