22 Eylül 2024 Pazar

Ayşe Efendi: Direnmekten başka seçeneğimiz yok

Kuzey Suriye'de yaşayan halklara yönelik katliam saldırılarına karşı direnmekten başka seçeneklerinin olmadığını söyleyen PYD Yöneticisi Ayşe Efendi, "Sonuna kadar direneceğiz. Dört parça Kürdistan, Kobane'de IŞİD çetelerine karşı birleşti ve kazandı. Şimdi yeniden Rojava devrimi etrafından kendinizi siper edin" dedi.

Türkiye ve desteklediği çetelerin Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik saldırılar devam ediyor. Saldırılara karşı direnişte. Demokratik Birlik Partisi (PYD) Yöneticisi Ayşe Efendi, Kobane'de 2012 yılında ortaya çıkan Demokratik Özerk Yönetim sisteminin mimarlarından biri. Bir çocuğunu IŞİD çetelerine karşı mücadelede ölümsüzlüğe uğurlayan Efendi, dün çetelere karşı savaştığı sokaklarda, bugün de halklar birlikte işgal saldırısına karşı direniyor.

Son günlerde saldırılar Eyn İsa bölgesinde yoğunlaşsa da Kobane halkı olası işgal saldırısına karşı hazırlıklı. Kobane'de yaşam olağan akışı ile devam ediyor.

İşgal saldırıları ve Kürt halkının uzun zamandan beri büyük bir fırsat olarak değerlendirdiği ulusal birliğe ilişkin ETHA'ya değerlendirmelerde bulunan PYD Yöneticisi Ayşe Efendi; "Bize karşı yapılan soykırım saldırılarına karşı direnmekten başka bir seçeneğimiz yok" diye belirtti.

Türkiye'nin desteklediği çetelere karşı eylemlerini sürdüreceklerini ifade eden Efendi, "Türk devleti ve çeteleri kendilerini Kuzey ve Doğu Suriye'de tekrarlamak istiyorlar. Bunu da Serekaniye ve Gire Spi'yi işgal ederek gerçekleştirmeyi amaçlıyorlar. IŞİD gibi halka saldıran evleri yağmalayan çetelerden kurtulmaya çalışan Serekaniye ve Gire Spi'li 300 bin göçmen kamplarda ve okullarda yaşamak zorunda bırakıldı. Halk bütün bu saldırılara rağmen kazanımlarını koruma ve bu duruma karşı mücadele etme kararını aldı. Halkımız ile birlikte eylemlerimizi direnişimizi artırarak sürdüreceğiz" dedi.

Soykırım saldırılarının Kuzey ve Doğu Suriye'de başta Kürt halkı olmak üzere bütün uluslardan halklara yönelik yapıldığını belirten Efendi, şunları söyledi: "Kürt halkına yönelik bir soykırım saldırısı var. Halepçe gibi, Enfal gibi, Dersim gibi Roboski gibi yeniden soykırımlar yaşatılmak isteniyor. Geçtiğimiz gün Til Rifat'ta 8 çocuk 10 kişi katledildi. Bu çocuklar ne cephedelerdi ne de silah vardı ellerinde. Vicdansız ve inançsız bir düşman ile karşı karşıyayız. Türk devleti önüne gelen Kürt halkına ait ne varsa saldırıyor. Türk devletinin yanında ne savaş kanunu var, ne siyaset kanunu, nede insanlık var. Til Rifat'ta ki çocuklar ona ne yaptı? Çocuklarımızdan korkuyorlar. Şehitlerimizden korkuyorlar."

'IŞİD ÇETELERİ BUGÜN BAŞKA KILIKLARLA SALDIRIYOR'
Halkın IŞİD çetelerine karşı verilen mücadelede Kobane'yi savunma kararı verdiğini vurgulayan Efendi, "Baxoz'da yenilen IŞİD çeteleri bugün başka kılıklarda Gire Spi ve Serekaniye'ye saldırıyor. Bunlar IŞİD çeteleri, fakat şimdi isimlerini El Nusra, ÖSO ve farklı örgütler olarak değiştirdiler. Bunlar sadece kıyafet değiştiriyorlar. Kimisi sakalını kesiyor, kimisi bırakıyor. Bu çeteler tıpkı Kobane'de olduğu gibi aynı insanlık dışı yöntemlerle halka saldırıyorlar. Bunların hepsi Erdoğan ile IŞİD çeteleri arasındaki anlaşmaların bir parçası. Erdoğan çeteleri kurtarmak için İdlib'te söz verdi. Rakka'da söz verdi. Kobane'de söz verdi. Bu sözleri tutamadı ve Erdoğan'ın desteklediği çeteler her yerde yenildi. Bu yenilgiler karşısında Erdoğan yenilen çetelerinin intikamını Kuzey Suriye'ye saldırarak almaya çalışıyor" diye kaydetti. 

'DİRENMEKTEN BAŞKA BİR SEÇENEĞİMİZ YOK'
Türkiye'nin Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik ortaya koyduğu siyasetin başarısız olacağını söyleyen PYD Yöneticisi Ayşe Efendi, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Gire Spi ve Serekaniye'ye saldırı başlamadan önce ABD ve Türkiye görüştü, 32 km üzerinde anlaşmaya vardılar. Bu anlaşmalar gereği bizden istenen her şey yerine getirildi. Fakat bütün bunlara rağmen Erdoğan topraklarımıza saldırdı. Bize karşı yapılan soykırım saldırılarına karşı direnmekten başka bir seçeneğimiz yok. Biz direneceğiz. Bakın bugün Lübnan'da, Irak'ta, Libya'da, İran'da halk direniyor. Bu da şunu gösteriyor ki IŞİD çeteleri kendini yeniden başka araçlar ile var ediyor. Türk devleti ve Erdoğan IŞİD çetelerine ayakta durmaları için güç veriyor. Eyn İsa ve Hol kampında bulunan IŞİD çetelerinin eşlerini ve çocuklarını kaçırarak kampları ateşe verdi. Kamplardan kaçanlar da Türkiye'ye gitti. Neden Türkiye'ye gittiler? Çünkü Türkiye onların yeri. Orada istediklerini yapacaklarını biliyorlar. Türk devleti ve IŞİD çeteleri birbirlerine verdikleri sözü yerine getiriyor."

'VERDİĞİMİZ DİRENİŞ KARARININ ARKASINDA DURALIM'
Kürt ulusal birliğinin önemine vurgu yapan Ayşe Efendi, "Dört parça Kürdistan'da yaşayan halklara çağrı yapıyorum. Kobane direnişinde bir birliktelik ortaya konulmuştu. Bütün Kürt halkının kalbi Kobane'de atıyordu. Çocukları Kobane'de şehit düştü. Bunun için onları selamlıyoruz. Tekrar yineliyoruz, halkların desteği ile Kobane direnişi kazandı. Bugün yine halkların direnişi ile kazanacağız. Bu saldırılar Kürt halkına karşı yeni soykırımdır. Biz anneler birbirimize söz verdik. Kuzey Kürdistan'da bir anne şu şekilde sesleniyor: 'Ben Kürt'üm kaçmıyorum, kaçmayacağım'. Efrin'li bir anne, 'ben çocuksuz yaşarım fakat ülkem ve toprağım olmadan yaşayamam' diyor. Kobane'li anneler 'çocuklarımızı ellerimizle de defnetsek zafer işaretimiz hep havada olacak'. Halk Kobane'de IŞİD çetelerine karşı ortaya koydukları direniş ile bu direnişin büyütüleceği kararını vermişti. Bugünde halkımız bu kararın arkasında" diye kaydetti.

'BİZİM KANIMIZ BİRLİKTE AKTI'
Ulusal birliğin Kobane direnişinde kısa da olsa sağlandığını, fakat bu birlikteliğin kimi hareketlerin çıkarlarından kaynaklı uzun sürmediğini dile getiren Efendi, "Kobane'de uzun yıllar sonra, Kürt halkı askeri anlamda bir araya geldi. O da peşmergenin direniş sırasında Kobane'ye gelmesi ile oldu. YPG, YPJ savaşçıları ile birlikte Kobane'nin düşmesini engellediler. Bu süreç Kürt halkının sevinmesine neden oldu. Bu, Kürt halkının hayaliydi. Maalesef bu süreç çok sürmedi ve bu birliktelik dağıldı. Bu, içerisinden geçtiğimiz süreçte artık Kürt halkı açısından bıçak kemiğe dayanmış durumda. Eğer bugün birleşemezsek, bir kuvvet ortaya çıkartamazsak halka nasıl cevap vereceğiz. Dört parça Kürdistan Kobane'de IŞİD çetelerine karşı birleşti. Bizim kanımız birlikte aktı. Çocuklarımızın akan kanları ile birleştik. Bunun için acil bir birlikteliğe, bir kongreye ve konferansa ihtiyaç var. Kürt halkının geleceğinin çözümü için bu kongre acil gerçekleştirilmeli. Bu kongrenin yapılmasının altyapısı var. Altyapısı var derken bunu çocuklarımızın direnişi ortaya koydu. Bu zorlu ve karanlık günlerde yine katliamlar soykırımlar gerçekleştiriliyor. Siyasetçiler, vicdan sahibi olanlar, Kürt halkının hayallerini ve özlemlerini gerçekleştirsinler. Tekrar yineliyorum halk çocuklarının kanı ile bu birliği sağladı. Siyasetçilerde buna sahip çıkmalıdır" şeklinde konuştu.

'YENİDEN KENDİNİZİ ROJAVA DEVRİMİ ETRAFINDA SİPER EDİN'
Kadınlar başta olmak üzere bütün halkların Rojava devriminin savunulması ve bu devrimin büyütülmesi için direnmesi gerektiğinin altını çizen Efendi, konuşmasını şöyle tamamladı: "IŞİD çetelerinin Kobane'ye saldırısına karşı, yüreği Kobane için atan çok sayıda Avrupalı genç, özgürlük için halkın varlığı için Rojava devriminin gerçeğini Kobane'de gördükleri için bu topraklara geçtiler ve şehit düştüler. Birçoğunun mezarı halen burada. Biz yine sesleniyoruz. O gün nasıl dünya Kobane günü ilan ettiyseniz şimdi de bu devrimin sönümlenmemesi ve yenilmemesi için Rojava halkına desteğinizi göstermelisiniz. Birçok ülke başkanı, yetkilileri açıklamalar yapıyor. Sözler söylüyor. Fakat pratikte hiç kimse bir şey ortaya koymuyor. Halkımıza yine sesleniyorum. Maddi veya manevi ne olursa olsun yeniden kendinizi Rojava devrimi etrafında siper edin. İnsanlık ve özgürlük için yeniden IŞİD çetelerinin fikirlerine karşı mücadele edelim. Kobane halkı çetelere karşı sadece kendisi için değil bütün dünya halkları adına savaştı. Özellikle kadınlar Rojava devrimine sahip çıksınlar. Rojava kadın devrimi olarak ortaya çıktı. Biz YPG, YPJ ve DSG etrafında kenetlenmeliyiz ve Rojava devrimini halklar olarak daha güçlü sahiplenmeliyiz."