24 Kasım 2024 Pazar

Aydın Akyüz yazdı | Eğitimde bazı yöntem sorunları

Marksist yöntem, toplumsal gerçekliğin üzerindeki örtüyü kaldırır, yanılsamaları dağıtır. Olguyu iç ve dış bağlantılarıyla, geçmiş, bugün ve gelecek perspektifiyle hareket halinde kavranmasını sağlar. Sürekli biçimde değişip dönüşmekte olan toplumda aynı zamanda diyalektik materyalist yöntem olan marksist yöntem, teorinin geliştirilip, çağın sorunlarına çözüm olan yeni formülasyonların üretilmesinin anahtarıdır. Bu da bizi marksist yöntemin önemi önceliğine vardırır.

Türkiye'de eğitim sistemi, özellikle ilköğretim ve liselerde yöntemsiz, amaçsız ve yaşamdan kopuk bilgi birikimine dayanıyor. Tabii ki burjuva sınıf için tercih edilmiş bir yöntem ve amaçtır. İşçi sınıfı ve ezilenler için yöntemsizlik ve amaçsızlık üretir. Bunun yöntemi ezberci eğitim sistemidir. Buna göre başarının ölçüsü, beceri ve yöntem kazandırmak değil sınavlarda alınan notlardan ibarettir. Bu yöntem, amaç-araç ilişkisinin yer değiştirmesine yol açarak, amaç olması gereken öğrenmek, kendini ve yaşamını dönüştürmek yerine, araç olması gereken sınavları vermek ön plana çıkar.

Bilinç ve motivasyon da sınavı verme amacına göre şekillenir. Düzenli, disiplinli çalışmayı alışkanlık haline getirmek yerine sınavlara hazırlanmak tarz halini alır. Daha da ötesi sınavlara kısa süre kala gecesini gündüzüne katıp çalışarak yığınla bilgi düşünmeden, sorgulamadan, yeni sentezlere varmadan, bilgi ile yaşam arasında köprüler kurmadan üst üste yığıp hap gibi alınır. Bu tarz, bilinç ve motivasyonla ancak bilgiler ezberlenir, sonrasında da çabucak unutulur. Küçük bir bölümü belki kalır.

Bilgiyle kurulan bu tarz ilişki, devrimci bireylerde de yansısını bulur. Bu tarzla mücadele etmek önemli bir sorun haline gelir.

EZBERCİLİĞE KARŞI BİLGİYİ KENDİNE MAL ETMEK
Eğitimde esas olan anlayarak ve kavrayarak öğrenmektir. Bilgiyi düşünce sistematiğinden geçirip, kendi düşünce sistematiği içinde bir yere koyarak kendine mal etmektir. Dahası, düşünce sistematiğini sürekli biçimde geliştirmektir. Kendini ve yaşamı değiştirmenin aracı haline getirmektir. Ezberciliğe düşülmeden bu tarzda olabildiğince çok bilgiyi öğrenmek, bu konudaki kapasiteyi büyütmek, bilgiyi maddi bir güce dönüştürerek kişinin özne bilinci ve pratiğini geliştirir.

Düşüncenin aracı bilgidir; nesnel bilgiye dayanmayan fikir, yaşamdan ve gerçeklikten kopuk bir kurgudur. O yüzden bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak eleştirilir. Mao, araştırma, inceleme ve nesnel bilgiye dayanmayan fikirleri şüpheyle karşıladığını söyler. Geniş ve derinlikli bilgi diyalektik, materyalizm yoluyla düşünce süzgecinden geçirilerek zengin fikirler üretilebilir.

O yüzden bilgi biriktirmeyi küçümsemek yanlıştır. Ne kadar doğru bir mantığa sahip olunursa olunsun bilgiye dayanmıyorsa sadece bir potansiyeldir, yaşamda bir karşılığı yoktur. Burada eleştirilen ezberciliktir, bilgi biriktirmek değil. Rus halkı "tekrar öğrenmenin anasıdır" der. Bu da bizi gerekli bilgiyi belli aralıklarla, yeniden edinmeye çalışmanın, gözden geçirmenin kendine mal etmede gerekli olduğu sonucuna vardırır.

Bunun yöntemi, şiir ezberlemek gibi yapılırsa ezberciliğe düşülür. Kaldı ki şiir bile imgeleri, metaforları ve duygusu ne kadar iyi kavranırsa o kadar kolay ezberlenir. Ezbercilikte, düşünmek ve kavramak devre dışı kalır, düşünce tembelliğine yol açar.

Bundan kaçınmanın yolu, ilk olarak aynı konuyla ilgili farklı kaynaklar okumak, ikincisi temel kaynakları ihtiyaç duyulduğunda yeniden okumak ya da gözden geçirmektir; ihtiyaç duyulan bölüme veya başlığa yeniden bakmaktır.

Aynı konuyla ilgili farklı kaynaklar okumak, sadece öğrenilen şeyleri pekiştirmeye hizmet etmez; farklı bakış açıları ve yöntemlerle yüzleştirerek, bakış açısını ve sunum tekniğini zenginleştirir.

İnsan hafızası her öğrenileni kaydetmez. En temel olanı, dikkat çekeni veya kişiyi o an ilgilendireni kaydeder. O yüzden sadece hafızaya dayalı bir bilgiyi biriktirmek yetersiz kalır. Kaldı ki bu öğrenilenlerin de bir kısmı zamanla unutulur. Not almak, bu sorunu önemli ölçüde giderir.

Lenin unutmamak için not aldığını söyler. Sadece öğrendiklerini değil, her bilgisinin kendisinde uyandırdığı "ham" fikirleri de not alır. Bu notlarını el altında tutar; ihtiyaç duyduğunda notlarına yeniden ve yeniden bakar. Lenin aldığı notlara hafızasının bir uzantısı gözüyle bakar. O yüzden Lenin'in defterleri önemini korur. Felsefe Defterleri ve Emperyalizm Defterleri önemli başvuru kaynağı olmaya devam ediyor.

BİLGİ VE YÖNTEMİN ORGANİK BİRLİĞİ
Eğitimde bilgi biriktirmekle yöntem becerisi kazanmak arasında organik bir birlik vardır. Bilgisiz yöntem olmaz. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmaya çalışmanın arızaları benzer sonuçlar doğurur. Bağımsız bir yön tayini için toplumsal tarihin ve çağın genel bilgisine sahip olmak gereklidir. Bu nitelikte bir birikim büyük avantajlar sağlar.

Ama görüngülerin ardındaki gerçeği açığa çıkarmak için ezberci bir tarzda edinilmiş bilgi hiçbir işe yaramaz. Ancak yön kaybına, yalpalamalara, tutarsızlıklara, ukalalık ve kendini beğenmişliğe yol açar.

Bunlardan kaçınmak için gerçeği görünür kılan marksist teori ve yöntem gereklidir. Marksist teorinin her bir formülasyonu, önceki çağların birikiminden süzülerek oluşturulmuştur. Geçmişi anlamak için eşsiz bir kılavuz, bugünü anlamak için sağlam bir temeldir. Bugünü anlamak ve gelecek perspektifi oluşturmak için, bu temele ayaklarımızı sağlam basarak, teoriyi günün değişen ve dönüşen koşullarını çözümleyerek teoriyi geliştirmek mümkün olur.

Bu teoriyi doğru anlamak, iç bağlantılarını sağlamca kurmak için marksist yöntem olmazsa olmaz bir öneme sahiptir. Marksist teori oluştuğu çağın ve içinden geçtiği konjonktürün bağlamı içinde gerçeği on ikiden vurur. Belli bir çağ ve konjonktür için üretilen teori, konjonktür ve çağ değiştikçe isabetlilik oranı düşer, bu anlamda eskir.

Eski formülasyonları somut durum ve koşullardaki farklılaşmayı göz ardı ederek tekrarlamak, bizi gerçekliği anlamaktan uzaklaştıran ezberciliktir. Oysa konjonktür ve çağın değişmesi, toplumsal gerçekliğin niteliksel dönüşüme uğraması demektir. Yeni gerçeklerle karşı karşıya olduğumuz anlamına gelir. Bu durumda bugünkü gerçekliği anlamada yetersiz kalan eski teorilerin yerine, bugünkü gerçekliği anlaşılır kılan yeni teoriler üretilir. Bu bizi yöntemin gerekliliğine vardırır.

Marksist yöntem toplumsal gerçekliğin üzerindeki örtüyü kaldırır, yanılsamaları dağıtır. Olguyu iç ve dış bağlantılarıyla, geçmiş, bugün ve gelecek perspektifiyle hareket halinde kavranmasını sağlar. Sürekli biçimde değişip dönüşmekte olan toplumda aynı zamanda diyalektik materyalist yöntem olan marksist yöntem, teorinin geliştirilip, çağın sorunlarına çözüm olan yeni formülasyonların üretilmesinin anahtarıdır. Bu da bizi marksist yöntemin önemi önceliğine vardırır.

YÖNTEMİN ÖNEMİ VE ÖNCELİĞİ
Marksist yöntemi uygulama becerisi, salt yöntem bilgisini bilmekle elde edilmez. Çevremizde diyalektik ve tarihsel materyalizmin yasalarını, marksist yöntemin temel formülasyonlarını ezbere bir çırpıda sayan ama iş uygulamaya gelince, başkaca etkenlerle birlikte dogmatik, oportünist ve reformcu düşünüş biçiminin değişik tonlarını bolca bulabiliriz.

Burada yine bilgiyi düşünüş biçimini geliştirip yetkinleştirmek, yeni sentezler yoluyla bilgiyi yeniden üretmek yerine ezberci öğrenme yöntemiyle karşılaşıyoruz. Dogmatikleşmiş bir 'marksizm'le ve bilgiyle ilişkilenme yöntem sorunu ve düşünce tembelliğiyle karşı karşıyayız. Yöntemsel ve derinlikli araştırma-inceleme ve düşünme yerine, işin kolayına kaçma eğilimi ilk göze çarpan şey. En genel ve kaba hatlarıyla ifade edecek olursak; bir taraftan eski marksist literatüre adeta kutsal kitap muamelesi yapılır; orada ifade edilen her şey, söylendiği çağ, konjonktür ve amaç bağlamından koparılarak her zaman her yerde geçerli evrensel ve mutlak 'gerçek' haline getirilir. Belli bir zaman ve yere ilişkin olan bu formülasyonlar; her zaman, her yerde, her kilidi açan anahtar muamelesi görür.

Sorgulanmadığı için hem çağ bağlamı hem konjonktür bağlamı hem de somut iktisadi toplumsal bağlam ıskalanır. Tarihsel dönüşüm ve farklı ülke ve bölgelerde teorinin önceki formülasyonları referans alınarak yenilenmesi gerektiği olgusu kaçırılır. Daha da ötesi her bilimsel çalışmada olduğu gibi soru sorarak ve çeşitli yönlerden sorgulayarak marksist teori tam, derinlikli ve doğru dürüst kavranabilir.

BAZI YÖNTEM SORUNLARINA DAİR
Bilgi, sonsuz bir deryadır. Bu deryanın hepsine vakıf olmak mümkün olmadığı gibi gerekli de değildir. Önemli olan çok şey bilip bilmemek değildir. İhtiyaç duyduğun bilgiye zamanında ulaşmak, onu doğru bir biçimde elde etmenin ve zihinsel süreçten geçirmenin yol ve yöntemlerini öğrenmektir. Yanı sıra bilgiyi öğrenme/okuma/araştırma/çalışma disiplini ve tarzı edinebilmektir. Bu da yetmez, bilgiyi zihinsel süreçten nasıl geçirileceğinin becerisi ve kavrayışı kazanmaktır. Bu da marksist yöntem ve teoriye hakimiyeti gerektirir.

Burada mükemmeliyetçi bir yaklaşımdan uzak durmak gerekir. Her durumda marksizmin tümüne hakim olmak gerekmiyor. Ele alınan konu bağlamında hakimiyet veya akim olma çabası başlangıç için yeterlidir. Hatta, somut ihtiyaç ve amaç çerçevesinde ulaşılması gereken hakimiyet alanı daha da daraltılabilir.

Mesela öncelikli ihtiyaç politik önderlikse buradan başlanabilir; bir başka zaman veya başka biri ekonomi politik veya bilimsel sosyalizmden başlayabilir. Ya da ihtiyaçlar doğrultusunda kesimsel ve bireysel ihtiyaç doğrultusunda hakim olunması hedeflenen alan daha da daraltılabilir. İş temposu da hazırlık zamanının azlığı-çokluğu da bu daraltmaya gitmeyi zorunlu kılabilir. Böylece, zaman içinde her konuya geri dönüldüğünde çıta biraz daha yükseltilerek bütüne hakim olmaya doğru ilerlemek bir yöntemdir.

Bütün bunlar, yöntem bilgisinin ve onu kendine mal etmekle başarılabilir. Bunlardan düzenli ve sistemli bilgi biriktirmenin yadsınması sonucu çıkarılmamalıdır. Çünkü insanlığın birikimine ve yaşadığı çağın bilgisine hakim olmak her devrimci öznenin hedefi olmak zorundadır. Aksi halde devrimcilik iddiası zayıflar.

Ele aldığınız konuyla ilgili marksist yönteme hakim olunduğunda, bu konuyla ilgili edinilen her bilgiyi doğru bir tarzda işleme olanağı yakalanır. Mesela toplumsal tarih konusunda genel geçer okumalar ve duyumlar dışında bir bilgiye sahip olunmayabilir. Yaşam böyle bir ihtiyaç hissettirmemiş olabilir. Ama marksist yönteme ve onun tarih anlayışına hakimiyet varsa, pekala bu alanda değişik tarihi kaynakları inceleyerek marksist görüş açısıyla üretim yapılabilir. Aynı şekilde bu alanda derinleşmek isteniyorsa salt tarih okunarak yol alınamaz. Marksist tarih yöntemi ve anlayışı üzerinde yoğunlaşmak kaçınılmazdır. Bu konudaki teorik araştırma ve incelemelere bakmak, buradan kendine bir yön tayin etmek yapılması gerekendir.

Bu alanda yetkinleşmek isteniyorsa ve marksist yönteme belli bir hakimiyet sağlanmışsa; okuma, araştırma ve öğrenme alışkanlığı ve disiplini varsa başarılı olmak sürpriz olmayacaktır.

ZİHİNSEL ÇALIŞMA TARZI VE DİSİPLİNİ EDİNMEK
Çalışma tarz ve disiplini edinmek de önemli ilerlemedir. Eğitimde amaç bilgi edinme ve onu düşünsel süreçten geçirme olduğu kadar, aralıksız saatlerce okuma, not alma ve yazma disiplini ve alışkanlığı edinmek de gereklidir.

Okuma, araştırma ve zihinsel çalışma disiplini ve alışkanlığı olmayan birinin ihtiyaç duyduğu bilgileri hızla okuma ve inceleme olanağı olmaz. Düşünsel tembelliği aşamamışsa, bir soruna saatlerce sistemli düşünüp kafa yoramaz. Sürekli biçimde sıkılır, bunalır, dikkati dağılır, başka bir uğraşa yönelme isteği duyar.

Eğer çocukluğunda bu alışkanlıkları edinememişse zihinsel emek isteyen işlerde zorlanma normaldir. Ki işçi ve emekçilerin normali budur. Ancak bunlar sadece seçkinlerin yapabildiği işler değildir. Herkes için öğrenilebilir şeylerdir. Okumaya kendini vermek, öğrendikleri üzerinde sistemli düşünmek, yeni sentezlere ve soyutlamalara ulaşmak başlangıçta zorlar. Bu zorlanma kimi niteliklerin oluşması için ayları, kimileri için ise yılları alır. Zaman zaman bir ilerleme kaydedilmediği, yerinde saydığı hissi oluşur. Sonuçta hiç kimse bir anda ustalaşmıyor. Nasıl ki zanaatçı, çıraklık ve kalfalıkla geçen yıllara yayılan emeğin ürünü olarak ustalaşıyorsa; zihinsel emek isteyen işler için de öyledir. Püf noktası pes etmemek, inatla çalışmaya devam etmek, mükemmelliğe düşmeden her aşamada varılan sonuçları kolektifleştirmeye çalışmaktır. Her zaman her işin daha iyisi yapılabilinir, önemli olan daha iyisini yapmaya çalışarak gelişip yetkinleşmektir.

Nasıl ki fiziksel güç kazanmak, sağlıklı bir vücuda sahip olmak için düzenli spor ve kültürfizik yapmak gerekliyse; zihinsel becerileri geliştirmek, bilimsel düşünme alışkanlığı edinmek için de düzenli çalışmak gerekir. Kimi niteliksel farklar aylar içinde kimisi yıllar içinde meydana gelir. Nasıl ki spor yoluyla kasları geliştirip güçlendirirken oluşan kas ağrılarına katlanmak kaçınılmazsa; bilgi birikimi ve zihinsel beceriler geliştirirken, bunalma, sıkılma ve hatta baş ağrılarına rağmen yürüme kararlılığını yitirmemek gerekir. Her işte olduğu gibi heves ancak iyi bir başlangıç motivasyonu sağlar ve gelip geçicidir. Daha fazlası için bilinç, irade, kararlılık, emek ve ısrar zorunludur.

YÜZEYSELLİĞE KARŞI DERİNLEŞMEYİ SÜREKLİLEŞTİRMEK
Devrimcilerin kendilerini adadıkları bir amaçları vardır. Dolayısıyla, politik ve kolektif ihtiyaçlardan ayrı, pratik faaliyette karşılığı olmayan bir okuma ve eğitsel faaliyet olamaz. Biriktirmek için biriktirmek liberal ve küçükburjuva aydın sapmasıdır.

Okuma deyince zengin bir literatür çıkar karşımıza. İnsanlık tarihinin bütün biriktirdiklerini okumanın kimseye zararı olmaz, aksine yararı olur. Ancak bir insanın bütün işi gücü okumak olsa ömrü yetmez biriktirmeye. Sıradan bir insanın böyle bir eğilim taşıması sadece bir yanılgı olur. Bir devrimci içinse okumak için okumak sadece bir yanılgı olmaz, amaç yitimi ve sapmaya tekabül eder. Çünkü onun kendinden başlayarak dünyayı değiştirme amacı vardır. Ele aldığı her konuyu olduğu gibi okumayı, araştırmayı ve öğrenmeyi de bu amaca bağlı olarak ele almak zorundadır.

Kolektifin yayınları zengin ve derinlikli bir içeriğe sahiptir. Bunları titizce okuyan, üzerinde düşünüp kendine görevler çıkaran; çağımızın, içinden geçtiğimiz tarihsel konjonktürün ve coğrafyamızın marksist yorumuna, yöntemine, kendinden başlayarak çevresini değiştirip dönüştürmenin donanımına ve araçlarına asgari düzeyde sahip olur.

Dünyayı tanıma, anlama ve değiştirip dönüştürmenin bilimi olarak marksizme bütünlüklü ve derinlikli hakim olmak isteniyorsa daha fazlasını yapmak gerekir. Marksizmin doğrudan kaynaklarını düzenli bir biçimde okumak ve incelemek şarttır.

Daha fazlası için bu da yetmez; ülke, bölge ve dünya mücadele deneyimlerini incelemek bakış açısını genişletir; daha yaratıcı yol ve yöntemler üretilmesine yardımcı olur. Farklı araç ve yöntemleri tanıma, hangi bağlamda nasıl bir rol oynadığının anlaşılmasını sağlar. Dolayısıyla mücadele araç ve yöntemlerini alışkanlığın gücüyle değil de neden, nasıl ve olası sonuçları üzerinden ele almak, gerekirse revize etmeyi veya daha verimli olanlarla değiştirmenin düşünsel hazırlığı anlamına gelir.

Tarih okumak, diyalektik ve tarihsel materyalist kavrayışı geliştirmenin, bugünü anlamanın ve gelecek perspektifini geliştirmenin önemli araçlarından biridir. Aynı zamanda, diyalektik materyalizmi zengin bağ ve bağlantılarıyla öğrenmek ve anlamak demektir. Toplumun gelişim dinamikleri arasındaki karşılıklı etkileşimi, ilişkileri, dengeyi ve dinamizmi anlamanın ötesine geçip öngörüleri ve sezgileri güçlendirir. Marksizmi anlama ve uygulama kavrayış ve becerisini geliştirir.

Bütün bunlar devrimi, sosyalizmi ve marksizmi sadece bilimsel olarak anlamaya ve kavramaya hizmet etmez; dava bilinci ve inancını da geliştirir.