24 Kasım 2024 Pazar

Arzu Demir yazdı | Bir politika dersi: Gökhan Zan ve TİP popülizmi

Gökhan Zan hakkındaki iddiaların doğruluğu ya da yanlışlığı bir yana, burada asıl üzerinde durulması gereken TİP'in bir politika dersi niteliğindeki popülizmi. "Türk seçmenler bize oy versin" diyerek HDP'den ve elbette Kürt halkından uzaklaşmanın, "genişleme" adına nabza göre şerbet vermenin sonuçlarından biriyle karşı karşıyayız. Bunun halk dilindeki adı, dalkavukluk, siyasetteki adı popülizm.

Geçen yıl ki, 14 Mayıs genel seçimlerinde, Emek ve Özgürlük İttifakı bileşeni TİP, ittifak çatısı altında ancak ayrı bir liste ve kendi amblemi ile seçimlere girmek istemiş, HDP de bunu kabul etmişti. TİP, bu ısrarlı kararını, HDP'ye oy vermeyecek olanların, özellikle de Batı'daki Türk seçmenlerin oylarını almak olarak açıklamıştı. Sonuçta TİP, HDP'nin sayesinde 4 milletvekiliyle Meclis'e girdi. 2018 seçimlerinde de Erkan Baş ve Barış Atay, HDP listesinden milletvekili olarak Meclis'e taşınmıştı. Sonra HDP'den ayrılınca da "Anlaşmamız böyleydi" demişlerdi.

Son genel seçim sürecinde sosyalistlerin, TİP ve HDP'ye getirdiği eleştirilerin merkezinde duran, HDP fikriyatının ayırt edici özelliğinin çiğnenmiş olmasıydı. Çünkü HDP, Kürt özgürlük hareketi ile Türkiye'nin devrimci, sosyalist, antifaşist kuvvetlerinin mücadele birliğiydi. Kürt ve Türk halklarının kader birliğiydi. Kürdistan'da inkarcı sömürgeci, Türkiye'de faşist olan, faşist şeflik rejimine karşı birleşik demokratik cepheydi. TİP'in o günkü seçim taktiğini kabul etmek, HDP'yi kuruluş misyonundan uzaklaştıran ve üçüncü cepheyi güçlendirmek yerine zayıflatan bir unsurdu. Çünkü bu taktik, "Kürtler HDP'ye, Türkler TİP'e" diyordu, bu da adında "halkların" ifadesini taşıyan HDP'nin ve 3. cephenin mezarını kazıyordu.

31 Mart yerel seçimlerinde de genel seçimler kadar ittifaklar gündem olurken, genel seçimler sonrasında sessizliğe gömülen Emek ve Özgürlük İttifakı'ndan herhangi bir ses çıkmadı. Herkes kendi yolunda yürüdü. CHP faktörü nedeniyle İstanbul ve İzmir gibi büyük kentlerin dışında en çok tartışılan kentler, Dersim ve Antakya oldu. Uzun tartışmaların sonunda Dersim'de merkezde bir ittifak oluşturuldu ve hemen hemen herkesin desteklediği adaylar çıktı. Antakya'da ise, CHP, deprem suçlusu olan mevcut belediye başkanı Lütfü Savaş'la "yola devam" kararı aldı. TİP de "Hatay İttifakı" adıyla, özellikle depremin birinci yıldönümündeki anmada hem AKP hem de CHP'lilere gösterdiği tepkiyle "gündem" olan eski futbolcu Gökhan Zan'ı aday gösterdi. Zan'ın adaylığının açıklandığı 12 Şubat günü, TİP Milletvekili Sera Kadıgil, "CHP, Lütfü Savaş'ı değiştirirse adayınızı geri çeker misiniz?" sorusuna, "CHP'li dostlarımız üstlerine düşeni yaparsa biz de üzerimize düşeni yaparız" yanıtını vermişti. CHP üzerine düşeni yapmayınca, Gökhan Zan ile yürünmesi hesap edildi. Ancak o hesap da tutmadı.

Çünkü, Gökhan Zan, TİP'in çuvalına bile sığacak türden değil. AKP'den 5 milyon dolar rüşvet, Spor Bakanlığı, TRT'te spor yorumculuğu, Hatayspor başkanlığı gibi pazarlıklar yaptığı birkaç gündür iddia ediliyor. Ortalıkta ses kayıtları dolaşıyor. Tüm bunlar için "kumpas, montaj" diyen Gökhan Zan, futbolculuğu bırakmasının ardından siyasette bir "koltuk sahibi", siyaset esnafı olmak isteyen kifayetsiz muhteris kişilik izlenimini zaten veriyordu. Belkemiği yok, zira, bir yıllık "politik yaşamı"ndaki yelpaze baş döndürücü. Ancak özünde, en genel haliyle solcu olmadığı çok net. 22 Mart 2023 tarihinde İYİP'e katıldı. 14 Mayıs genel seçimlerinde Antakya'dan milletvekili adayı gösterildi, ancak seçilemedi. Bunun üzerine 27 Aralık 2023'te İYİP'ten istifa etti. Bu kez karşısına 31 Mart'ta TİP alternatifi çıktı. Ancak bu "seçim beraberliği" de uzun sürmedi. Bu arada, Efrîn işgaline destek vermek için Erdoğan'ın uçağına binenlerden de biri.

Ses kayıtlarının deşifre olmasının ardından TİP, "Hatay İttifakı'nın adayı olarak önerdiği Gökhan Zan'ın partimizin asla tasvip etmeyeceği ilişkilere girdiğine dair çeşitli iddialar tarafımıza ulaşmıştır" dedi, Gökhan Zan'ın adayları olmadığını açıkladı. Erkan Baş da kimi açıklamalar yaptı. Gökhan Zan ise "TİP Genel Merkezi'nin beni adaylıktan çekme konusundaki açıklamasının yasal ve siyasal karşılığı yoktur" dedi, kılıçları çekti, adaylıktan çekilmedi.

Gökhan Zan hakkındaki iddiaların doğruluğu ya da yanlışlığı bir yana, burada asıl üzerinde durulması gereken TİP'in bir politika dersi niteliğindeki popülizmi. "Türk seçmenler bize oy versin" diyerek HDP'den ve elbette Kürt halkından uzaklaşmanın, "genişleme" adına nabza göre şerbet vermenin sonuçlarından biriyle karşı karşıyayız. Bunun halk dilindeki adı, dalkavukluk, siyasetteki adı popülizm. Tarihte de bu yola girenlerin batağa saplandığı örnekler çok. Genişleme adına Meral Akşener hayranı Gökhan Zan'ı, Antakya halkının karşısına alternatif olarak çıkartmak, TİP popülizminin geldiği noktalardan biri. Elbette son nokta değil. "Türkler bize, Kürtler HDP'ye oy versin" şeklindeki seçim taktiği, Türk egemen ulus kibrini de içinde barındırıyordu. Bizim memlekette, Kürt'ten uzaklaştığın her durumda, Türk emekçilere değil, Türk devletine yanaşıyorsun.

TİP, Gökhan Zan gibi ne olduğu başından belli bir kişiyi, Antakya halkının karşısına çıkartarak, halkı alternatifsiz bıraktığı ve sonuç olarak yine CHP'ye ve onun deprem suçlusu Lütfü Savaş'a mahkum ettiği için, öncelikle Antakya halkına bir özür ve açıklama borçlu. Mesele öyle, Erkan Baş'ın laf gevelemesi ise izah edilecek bir durum kesinlikle değildir.