22 Eylül 2024 Pazar

Antalya Kadın Platformu: İstanbul Sözleşmesi bizimdir

Antalya Kadın Platformu'nun çağrısıyla Attalos Meydanı'nda toplanan kadınlar, İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılmasına tepki gösterdi, "İstanbul Sözleşmesi bizim" dedi. Polis eylem alanına getirilen gökkuşağı bayrağına kadınlara şiddet uygulayarak el koyarken, kadınlar bayrağı bir süre sonra geri aldı.

Antalya'da kadınlar Attalos Meydanı'nda bir araya gelerek, İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılmasına karşı isyanlarını haykırdı, "İstanbul Sözleşmesi bizim" dedi.

Polisin, alana getirilen gökkuşağı bayrağına kadınlara şiddet uygulayarak el koymasına tepki gösteren kadınlar, bir süre sonra bayrağı geri aldı.

Antalya Kadın Platformu'nun çağrısıyla Attalos Meydanı'nda toplanarak oturma eylemi yapan kadınlar, "Haklarımızdan, hayatlarımızdan vazgeçmiyoruz", "6284'ü uygula", "Kadın cinayetleri politiktir", "İstanbul Sözleşmesi seni niye korkuttu" dövizlerinin yanı sıra katledilen kadınların resimleri taşındı.

"Kadınlara değil, katillere barikat", "İsyan, devrim, özgürlük", "Yaşasın kadın dayanışması", "Jin jiyan azadi", "İstanbul sözleşmesinden vazgeçmiyoruz", "Direne direne kazanacağız", "Dünya yerinden oynar, kadınlar özgür olsa", "Gelsin baba, gelsin koca, gelsin devlet, gelsin cop, inadına isyan, inadına özgürlük", "Erkeklerin sevgisi, her gün üç kadın öldürüyor", "Öldüren sevgi istemiyoruz" sloganlarını attı.

'İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YÜRÜRLÜKTEDİR'
Antalya Kadın Platformu adına açıklama yapan Devrim Mol, İstanbul Sözleşmesi'nin Meclis'te alınan kararla yürürlüğe girdiğini hatırlatarak, aynı usulle sözleşmeden çıkılabileceğini söyledi. Yetki gasbı yaşandığını kaydeden Mol, "TBMM devre dışı bırakılamaz. Dolayısı ile bu kararname hukuken yok hükmündedir. İstanbul Sözleşmesi yürürlüktedir" diye konuştu.

8 Mart eyleminin ardından kadınlara yönelik gözaltılar, HDP'li milletvekillerinin vekilliklerinin düşürülmesi, HDP hakkında açılan kapatma davalarını hatırlatan Mol, "Bunlar aslen faşizmin kurumsallaştığının göstergesidir" dedi.

İstanbul Sözleşmesi'nden çıkma kararının kadınların gözünde hiçbir anlamı olmadığına işaret eden Mol şunları söyledi: "İktidar eliyle yapılan çalışmalarda halkın sadece yüzde 17'sinin İstanbul Sözleşmesine karşı olduğu, karşı olanların da radikal dini gruplar olduğu ortaya çıkmıştır. Halkın yüzde 83'üne rağmen kadınları yaşatacak adımları içeren İstanbul Sözleşmesini tartışmanın ya da reddetmenin kime hizmet ettiği açıktır. Yaşamlarımızı gericiliğe, yobazlığa, bağnazlığa teslim etmeyeceğiz, yaşam haklarımızı kararnamelerle ortadan kaldırmanıza izin vermeyeceğiz."

Mol, kadına yönelik her türlü şiddetin önlenmesi ve şiddete uğrayanın korunması, şiddet uygulayanın soruşturulması ve cezalandırılması sorumluluklarını devlete yükleyen İstanbul Sözleşmesi'ni hedefe alan iktidarın kadınlardan ve kadınların yaşam mücadelesinde sesini yükseltmesinden rahatsız olduğunu hatırlattı.

BEN YAPTIM OLDU ANLAYIŞI
"Halk istiyorsa sözleşmeden çekiliriz" diyen iktidara halkın "İstanbul Sözleşmesi yaşatır" yanıtını verdiğini kaydeden Devrim Mol, "Kadınlar, 'İstanbul Sözleşmesini uygula' dedi, "Haklarımızdan ve hayatlarımızdan vazgeçmiyoruz' dedi. Aylardır bu taleplerimizi bulunduğumuz her mecradan iletmemişiz gibi İstanbul Sözleşmesi'nden asla vazgeçmediğimizi haykırdığımız 8 Mart'ın hemen ardından, bir gece yarısı Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile İstanbul Sözleşmesinden çıkıldığını Resmi Gazete'den öğrendik. Sözleşmeden çekilme kararı Anayasa'ya ve uluslararası insan hakları hukukuna aykırıdır. İnsan haklarına aykırı faaliyette bulunmak devletin yetkisini açıkça kötüye kullanmaktır. İstanbul Sözleşmesi yani kadınların yaşam hakkı kimsenin iki dudağının arasında değildir. Tüm ülkeyi etkileyecek hiçbir karar demokrasi yok sayılarak 'aldım oldu' ile halka dayatılamaz" diye konuştu.

'SÖZLEŞMEDEN VAZGEÇMİYORUZ'
Kadınların yaşamak istediğini söyleyen Mol şöyle konuştu: "Kadınlar yaşamak istiyorum çığlıklarını yükseltirken onların yaşam haklarına bir saldırıdır İstanbul Sözleşmesini feshetmek. Kadına 'öldürsünler seni' demektir. Katilin elindeki silah, gözündeki hınç ve nefret olmaktır. Hep söyledik yine söylüyoruz. Kadın cinayetleri politiktir. İstanbul Sözleşmesini feshetme kararı bu ülkedeki kadınları hiçe saymak, kadın cinayetlerini görmezden gelmektedir. Kızkardeşlerimizi hayatta tutamayan, tecavüzden şiddetten korumayan iktidarın ülkemizin alnına sürdüğü bir kara lekedir. Kadınlar, kadın kazanımlarına hız kesmeden saldırıları süren iktidara ve onun yarattığı gerici odaklara karşı mücadele etmeye devam edecektir. Değil gece yarısı kararnamesi, yeri yarsanız, göğü başımıza geçirseniz haklarımızından da hayatlarımızdan da vazgeçmeyeceğiz. Haklarımızın ve hayatlarımızın teminatı olan İstanbul Sözleşmesini savunacağız. İstanbul Sözleşmesi bizimdir, İstanbul Sözleşmesi bütün kadınlarındır, vazgeçmiyoruz."