'Anneler Günü'nü kutlarken, Cumartesi Anneleri'ni unutmayın'
Cumartesi Anneleri, 998. hafta eyleminde Halil ve Kasım Alpsoy için adalet istedi. Yarının Anneler Günü olduğunu hatırlatan Cumartesi Anneleri, "Anneler Günü'nü kutlarken Cumartesi Anneleri'ni unutmayın" dedi.
Gözaltında kaybedilen sevdikleri için adalet mücadelesi yürüten, bir mezar taşına hasret kalan Cumartesi Anneleri, yıllardır Anneler Günü'nü kutlamıyor. 998. hafta eyleminde gözaltında kayıplarla buluşma ve hafıza mekanı Galatasaray Meydanı'nı çevreleyen polis barikatları önünde yan yana gelen Cumartesi Anneleri, karanfiller ve sevdiklerinin fotoğraflarıyla bir kez daha adalet istedi.
Açıklamanın ardından meydana karanfil atan anneler adına Hanım Tosun, "Bim için Analar Günü yok. Bütün kayıplarımızı istiyoruz, onlar için çiçek kabul etmiyoruz, ççiçeklerimizi Galatasaray'a atıyoruz. Bu bariyerleri kuranlar utansın" diye tepki gösterdi. Bu sırada duygusal anlar yaşandı.
'BU ANNELER GÜNÜ'NDE CUMARTESİ ANNELERİ'Nİ HATIRLAYIN'
998. haftanın basın metnini okuyan Sebla Arcan, "Yarın Anneler Günü'nü kutlarken Cumartesi Annelerini unutmayın. Bir yandan evlatlarının mezarlarına ulaşmak için ömürlerini tüketirken bir yandan da evlatları her an gelecekmiş gibi giysilerini ütülü, hemen uzanacaklarmış gibi yataklarını temiz tutan anneleri hatırlayın" dedi.
Halil ve Kasım Alpsoy dosyalarını kamuoyuyla paylaşan Sebla Arcan, Halil Alpsoy'un 12 Mayıs 1994 gecesi ailesiyle akraba ziyaretinden dönerken, İstanbul Kanarya'da evinin önünde bekleyen polisler tarafından gözaltına alındığını belirtti. "Eşi itiraz edip bağırıp yardım istediğinde, kimliklerini gösteren polisler, 'Merak etme. Karakola kadar götürüyoruz. Yarım saat sonra gelir' dediler. Beyaz Toros araçla götürülen Halil Alpsoy bir daha evine dönemedi" diyen Arcan, 18 gün sonra Halil Alpsoy'un işkenceden tanınmaz hale gelmiş bedeninin Kırıkkale'de ormanlık bir alanda bulunduğunu söyledi.
'BEDENİ İŞKENCEDEN TANINMAZ HALE GELMİŞTİ'
Halil Alpsoy'un üzerinde kimliğini belirlemeye yarayacak hiçbir şey olmadığını belirten Arcan, "Halil'in gözaltındayken ceketinin astarına gizlice yazdığı anlaşılan evinin telefon numarası, onun cansız bedeninin bulunmasını sağlamıştı. Kardeşleri, tanınmaz hale gelmiş Halil'i, elindeki çocukluktan kalma izden teşhis edebildi" dedi.
Halil Alpsoy'un gözaltına alınmasından bir hafta sonra, 18 Mayıs 1994'te polislerin Alpsoy'un amcasının oğlu Kasım Alpsoy'un Adana'daki evine baskın yaptığını kaydeden Arcan, gözaltına alınan Kasım Alpsoy'un Seyhan İlçe Jandarma Komutanlığı'na götürüldüğünü belirtti.
'30 YILDA HİÇBİR SORUŞTURMA YAPILMADI'
"Gözaltına alındığı günün akşamı Kasım Alpsoy'u serbest bırakıp kimliğine el koydular. 'Yarın gel. Kimliğini al' dediler. Eve döndüğünde işkenceden perişan haldeydi. Ertesi gün, kimliğini almak üzere bir akrabasıyla birlikte Seyhan İlçe Jandarma Komutanlığı'na gitti. Akrabası tüm gün kapıda bekledi, ancak Kasım Alpsoy girdiği o binadan bir daha çıkamadı" diyen Arcan, ailelerin tüm girişimlerine rağmen 30 yıldır Halil ve Kasım Alpsoy'un akıbetini açığa çıkaracak, sorumluların tespit edilip cezalandırılmasını sağlayacak bir soruşturma yapılmadığını vurguladı.
Arcan, şöyle devam etti: "Bugün bir kez daha adli makamları, Halil ve Kasım Alpsoy'un gözaltında kaybedilmesi ile ilgili olarak adil, tarafsız ve etkin bir soruşturma başlatmak için göreve çağırıyoruz. Kaç yıl geçerse geçsin Halil ve Kasım Alpsoy için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz."
Eylem, karanfillerin Galatasaray Meydanı'na bırakılmasıyla son buldu.