23 Eylül 2024 Pazartesi

Alman Meclisinde Kürdistan konferansı düzenlendi

Alman Federal Meclisi, "Orta Doğu'da Kürt sorununun çözümünde güncel fırsatlar ve perspektifler" başlıklı konferans düzenlendi.

Alman Federal Meclisi, Sol Parti ve Rosa Lüksemburg Vakfı'nın organizasyonuyla "Orta Doğu'da Kürt sorununun çözümünde güncel fırsatlar ve perspektifler" başlıklı konferansa evsahipliği yaptı. Meclisin "Marie-Elisabeth-Lüders-Haus" binasında gerçekleşen konferans, çok sayıda siyasetçiyi ve uzmanı buluşturdu.

Konferansın açılış konuşmasını Sol Parti Milletvekili Helin Evrim Sommer yaptı. 1. Dünya Savaşı sonrası bölgede yaşanan gelişmeleri özetleyen Sommer, "Konferansımızda Türkiye, Suriye ve Irak'tan gelen katılımcılarla tarihi bir perspektifle sorunun nasıl çözülmesi konusunda sunumlar ile tartışmalara yer vereceğiz" dedi. Konferansın organizatörlerinden Rosa Lüksemburg Vakfı'ndan Gabriele Kickut ise böyle bir buluşmaya öncülük yaptıklarından dolayı memnuniyetlerini dile getirdi. Kickut, uzun bir süredir konferansa hazırlandıklarını belirterek, verimli bir çalışma umduklarını ifade etti. Mahatma Gandhi'nin torunu Ela Gandhi ve İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin'in yolladığı mesajların okunmasının ardından tarihçi İsmail Küpeli 1. Dünya Savaşı sonrası Orta Doğu'daki gelişmeleri, Kürdistan'ın parçalanmışlığını ve yaşanan soykırımlara ilişkin sunumu yaptı.

TÜRKİYE'YE SİLAH VERİLMEMELİDİR
Konferansın temel oturumlarından birisi olan "Alman politikası ve Kürt sorunu" başlıklı oturuma Yeşiller Meclis Başkanvekilli Claudia Roth, SPD Dışilişkiler Komisyon Sözcüsü Daniela de Ridder ve Solparti Dışilişkiler Sözcüsü Stefan Liebich katıldı. Bölgedeki devletlerin artık Kürtlerin demokratik, siyasi ve kültürel haklarının tanınması gerektiğini belirten Roth, Türk devletinin inkarcı siyasetine dikkat çekti. Roth, Türk devletinin Suriye'nin Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik işgalinin uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirtti. Roth, Türkiye'ye silah verilmemesi çağrısı yaptı. Sol Partili Liebich, Alman devletinin sadece Türk devletini değil aynı zamanda daha önceki yıllarda Suriye ve Irak rejimlerini de desteklediğini, Kürtlerin bu ülkelerdeki mücadelesine sessiz kaldığını hatırlattı. "Almanya rahatlıkla Kürt sorununun çözümüne öncülük edebilir" diyen Liebich Angela Merkel'in başbakanlığındaki hükümetin çelişkili siyasetine sert eleştiriler yöneltti.

SANCAR: KÜRT SORUNU ÇÖZÜLMEDEN DEMOKRASI OLMAZ
Konferansın son oturumu ise "Baskı ve demokrasi mücadelesi arasında Erdoğan Türkiyesi" başlığıyla gerçekleşti. Bu oturumda HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP eski Milletvekili Ahmet Yıldırım ve Dr. Dilek Kurban, Türkiye'nin demokratikleşmesi ve Kürt sorunun çözümü çerçevesinde sunumlar yaptı. HDP olarak Kürtler arası birlik çalışmalarını önemli bulduklarını bildiren HDP Eş Genel Başkanı Sancar "Kürtler arası ilişki istikrarlı olarak sürmeli, kendi aralarındaki sorunların çözümünü sağlayacak mekanizmalar oluşturmalı. HDP olarak gerekli katkıyı verdik ve vermeye devam edeceğiz" diye konuştu. Türkiye'nin demokratikleşmesinin Kürt sorunun çözümüyle iç içe geçtiğine dikkat çeken Sancar "Türkiye'de bütün sorunların geniş bir demokrasi programıyla çözülebilir. Kürt sorunu çözülmeden demokrasi olmaz, demokrasi olmadan da Kürt sorunu çözülemez" dedi.

Almanya'nın Erdoğan rejimi arasındaki ilişkiyi de değinen Sancar şu görüşleri dile getirdi:
"Türkiye ile mülteci anlaşması yapıldığında Alman yetkilileri uyardığımızda bize 'mülteci akışı durdurulamazsa aşırı sağcılar daha da güçlenecek' diye kendilerini savundular. Biz de kendilerine tam tersine 'Verdiğiniz destekle savaş daha da derinleşecek ve daha fazla mülteci akışıyla karşı karşıya kalacaksınız' dedik, geldiğimiz tablo bizi haklı çıkarmış durumda. Artık Avrupa açık kapı siyaseti uygulamalı, bütün göçmenler ve mültecilere istedikleri yerde yaşam şartları sağlanmalı. İnsanlığımızı sürdürmek istiyoruz, mültecileri şantaj aracı olmaktan çıkarmalıyız."

MSD EŞBAŞKANI EHMED: DEMOGRAFİK YAPININ YÜZDE 80'İ DEĞİŞTİ
"Tehlike altındaki öz yönetim ve Esad rejiminin restorasyonu arasında Kuzeydoğu Suriye" başlıklı oturumda konuşan Suriye Demokratik Konseyi (MSD) Eşbaşkanı İlham Ehmed, "Türk devletinin işgal ettiği bölgelerde demografik yapının yüzde 80'i değişti, bölgede sadece yüzde 20 oranında yerli halk kalmış durumdu. Maalesef bu etnik temizlik bütün dünyanın gözü önünde gerçekleşti" diye belirtti.

Mültecilerin yerleştirilmesi amacıyla Türk devletinin "güvenli bölge" adı altında hazırladığı plana Almanya'nın destekleyebileceği yönündeki açıklamalarını ise Ehmed şu sözlerle değerlendirdi: "Almanya'nın böyle bir plana destek vermesi büyük bir utanç olur."

IŞİD'lilerin tutulduğu kampların durumunun hiç de iç açıcı olmadığını aktaran Ehmed "Çetelerin ailelerinin tutulduğu kamplarda çocuklar bu vahşi örgütün fikriyle büyüyor, IŞİD'lilerin kamplarda yeniden örgütlendiğini görüyoruz. Ayrıca elimizde bulunan çete üyeleri insanlığa ve kadınlara karşı büyük suçlar işlemişler, bunların yargılanıp cezalar alması gerekiyor" diye konuştu. Savaştan kaçan İdlibli mültecilerin durumuna ilişkin yöneltilen bir soruya Ehmed, Kuzey ve Doğu Suriye yönetiminin her türlü yardımda bulunmaya hazır olduğunu bildirdi.