23 Eylül 2024 Pazartesi

Aldar Xelîl: Erdoğan 2023'ten önce bölgeyi işgali tamamlamak istiyor

TEV-DEM Yürütme Kurulu Üyesi Aldar Xelîl, "İdlib ve Halep askeri olarak teslim edilmeden önce siyasi olarak teslim edilmişti. Erdoğan'ın bölgeye yaptığı sevkiyat çetelerini korumaktan ziyade 2023 öncesi Suriye'yi işgal planını güvenceye almak içindir" dedi.

Halep'in güneybatısı ile İdlib'in güneydoğusunda 24 Ocak'ta Türkiye'ye bağlı çetelere karşı operasyon başlatan Suriye ordusu, Maaret El Numan ve Serakib ile M-4 ve M-5 otoyollarının Halep-Şam güzergahı gibi önemli noktaları ele geçirdi. Operasyonun başından bu yana yaklaşık 1500 kilometrekarelik bir alan Suriye rejiminin denetimine geçti.

Rejimin kontrol ettiği yerlerin hepsi, Rusya, İran ve Türkiye arasında varılan Astana anlaşmasına göre Şam, Halep ve Guta'dan yeşil otobüslerle İdlib'e getirilen Türkiye'ye bağlı çetelerden alındı. Bu çeteler ise bir dönem İdlib'in yüzde 90'ını elinde tutan Heyet Tahrir El Şam (HTŞ), 2017'de HTŞ'den kopan El Bediye ve El Melahim çeteleri, Türkistan İslam Partisi, Ehrar El Şam, Nureddin El Zenki, El Ehrar, El Iz, Suriye Milli Ordusu (SMO) ve IŞİD artığı çeteler.

İdlib ve Halep'de yaşanan gelişmelere ilişkin Demokratik Toplum Hareketi (TEV-DEM) Yürütme Kurulu Üyesi Aldar Xelîl, ANHA'ya konuştu. Tüm yaşananların Suriye sahasında çıkar çelişkisi yaşayan devletlerin anlaşmalarının sonucu olduğunu kaydeden Xelîl, tüm sonuçların bedelini Suriye halklarının ödediğini söyledi. Xelîl, kendisinden istediği görevleri tamamladığı için Türkiye'nin HTŞ'yi tasfiye edebileceğine dikkat çekti.

Astana ve Soçi anlaşmalarıyla İdlib'e çeteler yerleştirildi ve Suriye ordusu bu bölgeye operasyon başlattı. Bu gelişmeleri değerlendiren Xelîl, Suriye'de bulunan çetelerin Suriye'de demokratik bir çözümü ısrarla kabul etmediğini, demokratik adımlar atmadığını ve çoğulcu bir Suriye'nin ortaya çıkmasına izin vermediğini söyledi.

Xelîl, "Bahsettiğimiz ve etmediğimiz birçok sebep, Suriye krizinin 2011'den bu yana devam etmesine neden oluyor ve bunun faturasını Suriye halkları ödüyor. Burada şu örneği verebilirim; işgalci Türk ordusunun Efrîn'e yönelik saldırılarında Türkiye ile Suriye rejimini temsil eden Rusya arasında, Türk devletine bağlı silahlı grupların Şam çevresini (Guta) boşaltması üzerine anlaşma yapıldı. Böylece Türkiye'nin Efrîn'i işgal etmesinin önü açıldı" diye belirtti.

'EFRÎN PAZARLIKLARIN KURBANI OLDU'
Efrîn, Türkiye ve Rusya arasındaki anlaşmanın kurbanı olduğunu vurgulayan Xelîl, "Türkiye'nin desteklediği Şam'ı kuşatan çeteler İdlib'e sevk edildi. Peşi sıra bir anlaşmayla da Tedmur, Humus ve Halep'teki çeteler de İdlib'e gönderildi. Suriye rejimi ülkenin bazı bölgelerinin çetelerden temizlenmesi için taviz verdi ve Suriye'nin kuzeyindeki bazı (Efrîn ve benzeri) bölgeleri gözden çıkardı. Erdoğan prensipleri olan bir şahıs değil. Suriye devrimi ve halklarının değerlerini değil Türkiye'nin tarihi değerlerini de satmaya hazır bir kişilik. Ülkesinin bütün değerlerini satışa çıkardı ve Türkiye'deki kültürel ve diğer tüm alanlardaki değerlerini, iktidarını sürdürmek için sattı" diye belirtti.

'PLAN GEÇEN YIL DEVREYE GİRECEKTİ'
İdlib'de yaşananların planlı olduğunu söyleyen Xelîl, "Hatta planın geçen sene gerçekleşmesi bekleniyordu. Fakat Türkiye bazı hesaplarını tamamlamamıştı. ABD, İdlib operasyonunda başat rol oynadı. Şimdi de İdlib ve çevresinde bazı gruplar olmasına rağmen muhalefetin tabutuna son çiviyi çaktı. Suriye rejimi birçok stratejik noktayı ele geçirdi. M-4, M-5 yollarında kontrolü sağladı, Halep'i temizledi. Bu bölgelerin yüzde 80'i, İhvancılar ve onlara bağlı çete gruplarının başlıca merkeziydi. Rejimin operasyonuyla birlikte İhvancıların kalesi de yıkıldı" dedi.

ERDOĞAN LİBYA'DA DA DENEYECEK
İdlib ve çevresindeki bazı bölgelerin kaldığını ifade eden Xelîl, "Bu esas üzerine bölgelerin Suriye rejimine teslim edilmesinde anlaşıldı. Erdoğan, Suriyeli muhalifleri sattı. Bu gruplar da muhalif olduğunu iddia etsede gerçekte böyle değiller, Suriye halkını temsil etmeyen gruplardı. Söz konusu bu muhalefet, dış güçlerin siyasal İslam planlarının parçasıdır. Sadece Suriye'de değil, Mısır'da da bu tür girişleri oldu ama kaybettiler. Şimdi de aynı girişimleri Libya'da yapmak istiyorlar" diye konuştu.

'BMGK KARARI HALKLARIN TALEBİNE GÖRE UYGULANMADI'
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 2254 sayılı kararının uygulanışı, Suriye halklarının taleplerine göre olmadığını söyleyen Xelîl, "Bu konuda muhatap alınan kişiler rejimle diyalog kurulması için seçilmişti. Ki zaten bunlar da Suriye halklarının değil çetelerin temsilcileriydiler. Üstelik bahsi geçen kişileri BM değil Türkiye seçmişti. Suriye anayasa hazırlık komitesine seçilen kişiler de Türkiye tarafından seçilenlerdi ve hepsi çete üyesiydi. Bunları yapmakla kalmayan Türkiye, BMGK kararını da kontrol ediyordu. Nihayetinde Kuzey ve Doğu Suriye'nin temsilcileri Suriye'ye ilişkin görüşmelere, demokrat ve yurtsever kişiler de anayasa komitesine dahil edilmedi" dedi.

'ERDOĞAN 2023’TEN ÖNCE BÖLGEYİ İŞGALİ TAMAMLAMAK İSTİYOR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Suriye rejiminin İdlib'deki operasyonlarını Şubat sonuna kadar sonlandırması için tehdit etmesini değerlendiren Xelîl, "Erdoğan, bölgeye güç sevkiyatını çetelerini korumak için değil, 'Suriye topraklarını nasıl işgal ederim?' hesabıyla yaptı. Çünkü zaten anlaşma çetelerin Suriye'den çıkarılması üzerineydi. Erdoğan'ın tüm çabası Suriye işgalini gerçekleştirmek ve böylece esas planını, Osmanlı devleti kisvesi altındaki Türkiye cumhuriyetini dizayn planını hayata geçirmektir. 2023'ten önce bölgeyi işgal edip Musul ve Kerkük'e kadar işgalini yaymak istiyor. Sürekli ve tekrar tekrar açıklamalarla çetelere ihanetini gizlemeye çalışıyor. Çeteler de bu iddialara inanmıyor. Çetelerin yarattığı baskıyı azaltmak için onları Libya'ya gönderen Erdoğan şimdi de orada işgal girişimlerini sürdürecek" diye belirtti.

"Türkiye, HTŞ'yi tasfiye eder mi?" sorusunu yanıtlayan TEV-DEM Yürütme Kurulu Üyesi Aldar Xelîl, "Evet. Türkiye El Nusra ya da diğer adıyla HTŞ'yi ortadan kaldırabilir. Çünkü zaten kendisi kurmuştu. İsmini değiştirebilir ya da başka bir çete grubu kurabilir. Çünkü El Nusra, Türkiye'nin istediği görevleri tamamladı. Türkiye, çıkarlarını gerçekleştirmek, işgalini kalıcılaştırmak adına başka isimler adı altında yeni çete grupları kurabilir" diye kaydetti.