24 Kasım 2024 Pazar

13. Karaburun Bilim Kongresi sona erdi

13'üncü Karaburun Bilim Kongresi'nin son gününde "Nasıl Yapmalı" başlığı altında birçok tartışma yürütüldü. Yerel seçimlere ilişkin konuşan Günay Kubilay, "Tarihte hiçbir faşist rejimin sandıkta yenildiği görülmemiştir. Kurumsallaşmış faşizminden bahsediyorsak bunu ancak ve ancak örgütlü güçle yenebiliriz" dedi.
Bu yıl 13'üncüsü düzenlenen ve 5 Eylül'de İzmir'de başlayan Karaburun Bilim Kongresi bugün yapılan son oturumla sona erdi. Kongrede, eğitimden siyasete, cinsiyet eşitsizliğinden Ortadoğu'ya toplumsal muhalefetin odağında yer alan birçok farklı konu başlığı ile ilgili V. İ. Lenin'in 1892'de yazdığı kitaba atıfta bulunarak "Ne yapmalı?" sorusu etrafında tartışmalar yürütüldü.
 
KUBİLAY: İKTİDARIN AMAÇLARI KENDİNİ KORUYOR
 
Son günün ilk oturumunda Halkların Köprüsü Derneği Başkanı Prof. Dr. Cem Terzi'nin başkanlığını yaptığı "Yerel seçimlere doğru" başlığı altında Yazar H. Tarık Şengül, HDP Emek, Ekonomi ve Sosyal Politikalardan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Günay Kubilay sunumlar yaptı. Erken seçim tartışmalarının sürdüğü son günlerde ilk konuşmayı yapan Günay Kubilay, 24 Haziran seçimleri dahil olmak üzere ortada gayri meşru bir rejimin olduğunu belirtti. Doğanın talanı üzerine kendini sürdüren bir AKP yönetiminin olduğunu ifade eden Kubilay, yaşanan ekonomik krizle mevcut yönetimin çöktüğünü kaydetti. 
 
'KURUMSALLAŞMIŞ FAŞİZMİ ÖRGÜTLÜ GÜÇLE YENEBİLİRİZ'
 
Türkiye'nin borçlanma kriziyle karşı karşıya olduğunu belirten Kubilay, "Bölgedeki bu yayılmacı politikalar gösteriyor ki, yönetimin tek elde toplanması beraberinde çok fazla sorunu getiriyor. Ülke AKP ve MHP ortaklığıyla yönetilirken, ranta dayalı bir belediyecilik önümüzde duruyor. Tek adam rejiminde neden demokrasi, çoğulculuğa dayalı bir yerel yönetimler istesinler ki? Bana göre; bu yeni seçimlerde Erdoğan ve Bahçeli doğrudan demokrasinin çok gerisinde, mevcut sistemi tamamen bitirecekler. Bu noktada, toplumsal muhalefeti bir araya getirmenin yollarını da konuşmak gerekiyor. 16 Nisan, 24 Haziran'daki hedef neyse yerel seçimlerde de bu hedef iktidar açısından kendini koruyor. Tarihte hiçbir faşist rejimin sandıkta yenildiği görülmemiştir. Karşımızdaki kurumsallaşmış bir faşizminden bahsediyorsak bunu ancak ve ancak örgütlü güçle yenebiliriz. Yerel seçimler kaybettiklerimiz noktasında tekrar bir başlangıç olabilir" ifadelerini kullandı. 
 
'24 HAZİRAN SONUÇLARI YEREL SEÇİMLERİN GİDİŞATINI GÖSTEREBİLİR'
 
Tarık Şengül ise 2007 yılından bu yana yapılan seçimlerden çıkan sonuçları ele aldıklarını belirtti. Hangi partiye neden oy geldiğinin yapılan anketlerde ortaya çıktığını kaydeden Şengül, 24 Haziran seçimlerinin sonuçlarının yerel seçimlerde seçmen davranışlarını ortaya koyacağına vurgu yaptı. 24 Haziran seçimlerinde ortaya çıkan toplumsal kutuplaşmanın yerel seçimlerde kendini göstereceğini ifade eden Şengül, sağ partilerin ittifaklar açısından daha hazır olduğunu belirtti. Şengül, "CHP ile HDP arasında kurulacak bir ittifak içinse ciddi sorunlar gözüküyor. Bu sorunlar hala karşılarında duruyor çözülmemiş. Yine CHP yönetiminin geçmişte özellikle Kürt sorununa yaklaşımı kendi tabanında yarattığı huzursuzluktan dolayı sandığa gitmeyecek bir fay hattının olduğunu seçmen davranışlarında görebiliyoruz. Yine uzun zamandır yerel seçim deneyimleri olan muhalefet partilerinin kimlik siyasetindeki netliklerini yerel yönetim anlayışında ortaya koyamadığını görüyoruz" şeklinde konuştu.
 
'İNŞAAT SEKTÖRÜNDE KÜRT İŞÇİLER AKLA GELİYOR'
 
Kapanış oturumunun başkanlığını ise HDK Eş Sözcüsü Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu yaptı. İnşaat işçilerinin yaşadığı sorunları anlatan Devrimci Yapı-İş Sendikası Genel Başkanı Özgür Karabulut, "Ne yapmalı" başlığı altında inşaat emekçilerinin yaşadığı iş cinayetleri başta olmak üzere rant ve sömürüye dikkat çekti.
 
Karabulut, "İnşaat sektörü deyince aklımıza Kürt inşaat işçileri geliyor. Biz bu alanı örgütlerken, işçilerin ciddi oranda sendikalara güvensizliğini gördük. Mevcut sendikaların da bu algıyı ve yönetimi değiştirmek için bir çabaları olmadığını görüyoruz. Bizim sendikamızın bu lüksten daha uzak olduğunu söyleyebiliriz. İşçi haklarını daha fazla gündemimize alıyoruz. Toplumsal alandaki kutuplaşmanın inşaat alanında çalışan emekçilere de sıçradığını görebiliyoruz" dedi. Karabulut, inşaat alanında çalışan emekçileri bekleyen sorunları, işçi ölümlerinin önüne geçme yollarını anlattı.
 
İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri de "Ne yapmalı" başlığı altında insan hakları açısından yaşananları değerlendirdi. Yoleri, İnsan Hakları Derneği'nin uzun yıllardır bu alanda mücadele sürdürdüğünü söyledi. Türkiye'deki ağır hak ihlallerinin son süreçte arttığını dile getiren Yoleri, ne yapılması gerektiği noktasında ise toplumdaki inançsızlık ve umutsuzluğun öncelikli olarak ortadan kaldırılması gerektiğini vurguladı.
 
'21. YÜZYIL FEMİNİST MÜCADELE AÇISINDAN ÇOK ÖNEMLİ'
 
Feminist kadın mücadelesine ilişkin konuşan akademisyen Aynur Özoğurlu da "Hayatın bütün saldırganlığına karşı dünyanın her yerinde biz kadınlar göğüs gererken, ne yapmalı sorusunu bence her kadın kendine sorup tartışmalıdır. Militarizminden tutun, kadın çocuk haklarına yönelik birçok saldırının, ayrımcı dilin artık günlük hayatımızda sıradanlaştığını görüyoruz. Kapitalizmi bir hedef olarak kendine belirlemeden artık feminizmin mümkün olmadığını görüyoruz. Feminist mücadele açısından 21'inci yüzyıl çok önemlidir. Bu gün bizler 'kadınlar da insandır' sınırına kadar geriledik. Siz düşünün o kadar gerilere gittik. Durum bu kadar vahimken bizler ne yapmalıyız konularını tartışıp hayata geçirmeliyiz" şeklinde konuştu.
 
Soru cevap kısmının ardından Onur Hamzaoğlu programın kapanışını yaptı.