25 Kasım 2024 Pazartesi

'1 Mayıs'a, Taksim'e, tutsaklara özgürlük'

İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Mayıs'ta Taksim iradesinden vazgeçmediği için işkenceyle gözalıtna alınan ve tutsak edilen elli devrimcinin tutuklanmasına tepki gösterdi ve "Hepimiz oradaydık" dedi. 

İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Mayıs'ta Taksim'e yürüme iradesi gösterdiği için tutsak edilen 50 devrimcinin serbest bırakılması için eylem düzenledi. "1 Mayıs'a Taksim'e, tutsaklara özgürlük" pankartı açılan eylemde, "1 Mayıs'a, Taksim'e, tutsaklara özgürlük", "Her yer Taksim, her yer direniş", "Filistin de, Kaypakkaya da bizimdir" dövizleri taşındı.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri Özgül Saki, Kezban Konukçu ve Cengiz Çiçek'in yanı sıra çok sayıda kişinin katıldığı eyleme gençlik örgütleri, sloganlarla yürüyerek geldi.

Eylemde, bütün 1 Mayıs tutsaklarını sahiplenme çağrısı yapılarak, Taksim'in ancak birleşik mücadeleyle özgürleştirilebileceği vurgulandı.

'İSTANBUL'DA ADI KONULMAMIŞ BİR OHAL İLAN EDİLDİ'
Basın açıklamasını okuyan Tuğgen Gümüşay, "Ümüklerine çökülmeye çalışılan işçilerden, özgürlüklerini savunan kadınlardan, geleceklerini eline almak isteyen öğrencilerden, inancına ve kültürlerine sahip çıkanlardan, doğasının ranta peşkeş çekilmesine karşı olanlardan, geriye atacak bir adımı kalmamış emeklilerden, iktidarın soykırımcı İsrail'le iş birliğine karşı Filistin halkının yanında olanlardan korkanlar; İstanbul'da adı konulmamış bir OHAL ilan etmiştir" dedi.

Taksim'de kentin ablukaya alındığına dikkat çeken Gümüşay, "O gün, Bozdoğan Kemeri'nin altında kurulan barikat, Saray'ın bu halktan, onun ayağa kalkma ihtimalinden duyduğu korkuyu örtemez. Bu korku; son on günde 50 arkadaşımızı, 1 Mayıs'a katıldığı için, Taksim'e yürüdüğü için tutuklamıştır. Ama nafiledir" dedi.

'KURULAN HER BARİKAT DİRENİŞLE KARŞILAŞTI'
Kurulan her barikatın önüne işçilerin, emekçilerin, öğrencilerin, kadınların gündemlerinin taşındığını belirten Gümüşay, insanca ve onurlu bir yaşam mücadelesine kurulan her barikatın karşısında direnişi bulduğunu söyledi. 1 Mayıs'ta sergilenen direnişin pek çok kente yayıldığını kaydeden Gümüşay, tutuklanan 50 devrimci için diğer kentlerde yapılan eylemlere dikkat çekti.

"1 Mayıs'ın akşamından itibaren, 1 Mayıs'a katılanları; karanlık saçan medyasından Valisine, liberallerden İçişleri Bakanı'na tüm işçi-emekçi düşmanlarının hedef göstermesi bu iradeyi kıramaz. Plastik sopaları, damacanayı hedef gösterenler; binlerce polisi, işçi-emekçilerin karşısına dikmeyi, kentin bütün ana arterlerini kitlemeyi şiddetten saymamaktadır. 1 Mayıs 2010-2011-2012'de tek bir sorun yaşanmadan milyonlarca insanın buluştuğu Taksim Meydanı'nı kapatmayı suçtan saymamaktadır" diyen Gümüşay, asıl suçun halkı her geçen yoksullaştırmak, halkların eşitlik, özgürlük ve barış özlemlerini bastırmak, siyonist İsrail'le ticari ilişkileri sürdürmek olduğunu belirtti.

'TAKSİM'İ DE ARKADAŞLARIMIZI DA ALACAĞIZ'
Gümüşay, şöyle devam etti: "Taksim'e yürümek istediği için gözaltına alınan arkadaşlarımız, milyonların insanca yaşam talebine sahip çıkmıştır, Taksim'e yürümek istediği için gözaltına alınan arkadaşlarımız eşit, özgür ve kardeşçe yaşanacak yarınlar talebine sahip çıkmıştır. Tutuklanan arkadaşlarımızın talepleri hepimizin talepleridir, milyonların talepleridir. Milyonları yargılayamazsınız. Taksim'i de arkadaşlarımızı da alacağız."

BİTER: HEPİMİZ ORADAYDIK
Ardından tutuklanan 50 devrimciden 25'inin üniversite öğrencisi olduğuna dikkat çekildi. Üniversiteli gençler adına söz alan Irmak Biter, "Bizler üniversiteliler olarak kayyum rektörlere, geleceksizliğe, güvencesiz ve yetersiz yurtlara, kariyerizme karşı, tüm ezilenlerin mücadele alanı olan Taksim'e özgürlüğümüz için, bedenlerimiz için, beslenme ve barınma haklarımız için yürüdük. Sadece tutuklanan 50 devrimci değil, hepimiz oradaydık ve hepimiz önümüze konulan barikatların üstüne yürüdük" dedi.

Eylem boyunca "Her yer Taksim, her yer direniş", "1 Mayıs'a, Taksim'e, tutsaklara özgürlük", "Devrimci tutsaklar onurumuzdur", "Bu daha başlangıç, mücadeleye devam", "Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber, ya hiçbirimiz" sloganları atıldı.