24 Kasım 2024 Pazar

ZORA'ya yönelik saldırılara ilişkin basın toplantısı düzenlendi

ZORA, Filistinli devrimci örgütlerle dayanıştığı için maruz kaldığı baskıya ilişkin basın konferansı düzenledi. Alman hükümetinin göçmen düşmanlığını ve ilerici, sol güçlere saldırdığının altı çizilen basın konferansında, ZORA'nın kurulduğu 2015 yılından bu yana antifaşist, antikapitalist, enternasyonalist bir kadın örgütü olarak mücadele yürüttüğü, baskılar karşısında asla geri adım atmayacağı kaydedildi.

ZORA, Almanya'nın Berlin kentinde Filistin halkı ve Filistinli devrimci örgütlerle dayanışmada bulunduğu için üyelerine yönelik gerçekleşen ev baskınlarına, ZORA'nın kriminalize edilmek istenmesine ve Filistin'le dayanışmanın engellenmeye çalışılmasına ilişkin bir basın konferansı düzenledi. 20 Aralık 2023'te yaşanan ev baskınlarında üyelerine yönelik işkenceye, tüm elektronik cihazlara ve bağışlara el konulduğunu aktaran ZORA; geri adım atmadıklarını 20 Ocak'ta "Baskı ve şiddete  karşı şimdi her zamankinden daha fazla" şiarıyla başlattıkları kampanyanın sürdüğünü, sokakta mücadeleye devam edeceklerini vurguladı.

Basın konferansına, baskına uğrayan Interbüro ve Café Karanfil'in avukatları adına Alexander Gorski ve çok sayıda kurum temsilcisi katıldı.

'DÜNYA ÇAPINDA EZİLEN VE MÜCADELE EDEN KADINLARIN YANINDAYIZ'
Söz alan ZORA temsilcisi ZORA üyelerinin Filistin'in devrimci örgütleriyle dayanışma amacıyla büroşur dağıtmakla suçlandığını aktardı, ZORA'nın antikapitalist, enternasyonalist bir kadın örgütü olarak kurulduğu 2015 yılından bu yana cinselleştirilmiş şiddete karşı okulda, üniversitede, işyerinde ve sokakta mücadele ettiğini hatırlattı. Enternasyonalizmin ZORA'nın çalışma odaklarından olduğunu kaydeden temsilci, "İster Latin Amerika'da, ister Kürdistan'da ya da Filistin'de olsun, dünya çapında ezilen ve mücadele eden kadınların saflarında yer alıyoruz" denildi.

'CAFÉ KARANFİL YILLARDIR SOL VE GÖÇMENLERİN MERKEZİ'
Interbüro ve Café Karanfil'in de baskılarda hedef alındığını aktaran temsilci, sahipleri siyasi sürgün olan Café Karanfil'in yıllardır sol ve göçmen örgütlerin merkezi olduğunun altını çizdi.

Almanya'da artan göçmen düşmanlığına dikkat çeken temsilci, ister yer altında ister yer üstünde Nazilerin yıllardır kendini açıkça örgütlediğine dikkat çekti. Hanau katliamını hatırlatan temsilci, 9 kişinin katledildiği katliamın yıldönümünün yaklaştığını ancak soruşturmanın sürekli engellendiğini de ekledi.

'KARALAMA KAMPANYALARI SON BULSUN'
ZORA temsilcisi, şu talepleri sıraladı: "Lina, Jo, Dy, Ilaria, Gabriele ve Maja için özgürlük. LLL gösterisinde gözaltına alınanlara özgürlük! Tüm siyasi tutuklulara özgürlük! ZORA ve diğer Filistin dayanışma örgütleri ve aktivistlerine karşı yürütülen karalama kampanyasına son verilmesi. Café Karanfil, Interbüro ve özel evlerde tahrip edilen ve el konulan eşyaların bedeli ödensin. Tüm suçlamalar düşürülmelidir! İçişleri Bakanı Iris Spranger istifa etsin! Yoldaşlarımıza baskın sırasında şiddet uygulayan polisler yargılansın."

'CAFÉ KARANFİL'DE BİR ARAYA GELENLERİ KORKUTMAK İSTİYORLAR'
Café Karanfil'in avukatları adına söz alan Alexander Gorski, Alman hükümetinin son dönemde toplantı ve gösteri özgürlüğünü kısıtlayan tutumunun yanı sıra ilerici, sol güçlere karşı saldırılarını artırdığını kaydetti. ZORA'ya yönelik baskının hiçbir hukuki gerekçesi olmadığını vurgulayan Gorski, 170 polisle yapılan ev baskının tek amacının Filistin ile dayanışmanın önüne geçmek olduğunu ekledi. Birçok yerde Filistinle dayanışma eylemlerinin yasaklandığını belirten Av. Gorski, ZORA'nın da Filistinle dayanışmada aktif bir kadın örgütü olmasından dolayı saldırının hedefi olduğunu, basına servis edilen resimlerde polisin çok tehlikeli bir örgüte karşı operasyon yürüttüğü algısı yaratmaya çalıştığını, bu saldırıya karşı hukuki olarak mücadele edeceklerini, polis hakkında dava açmaya hazırlandıklarını söyledi. Gorski ayrıca polis baskınının güç gösterisiyle korkutma ve sindirmeyi hedeflediğini, ZORA'nın sokak mücadelesinde öne çıkmasıyla da hedefe alındığını belirterek, bununla Interbüro ve Cafe Karanfil'de bir araya gelen çok sayıda genci de korkutmak istediklerini belirtti.

Açıklamaların ardından konferans basın emekçilerinin soruları ve serbest kürsüyle devam etti.