Ziya Ulusoy yazdı | Faşizme karşı birlikte bir eksik
İşçilerin, kadınların, gençlerin, Alevilerin, Kürtlerin ve diğer ulusal toplulukların kitlesel mücadelelerini yaygınlaştırmak için her imkanı irdeleyip bulmak, tekil, kesimsel, bölgesel ve ülke çapında yasal ve fiili meşru mücadeleler içinde kitleleri seferber etmek "mücadele kitleleri eğitir ve değiştirir" ilkesinin gereğidir.
Varolan birliklere yeni birlikler ekleniyor. Emek ve Özgürlük İttifakı ile Sosyalist Güç Birliği yeni kurulan siyasal mücadele birlikleri.
Her iki birliğin neden daha önce değil seçim arifesinde kurulabildiği tabii ki esaslı eleştiriyi hak ediyor. Çünkü faşizme karşı mücadele, direniş ve halk mücadelesinin sürekli olması gerekir.
Bu birliklerin seçim arifesinde kurulmaları, kuranların niyetlerinden bağımsız olarak seçim mücadelesi için kurulmuş etkisi bırakıyor. Kitleler tarafından öyle de algılanıyor.
Şimdiye değin faşizme karşı mücadele birleşik direniş tarafından büyük bedellerle omuzlandı. Erdoğan faşizmine karşı demokratik alanda birleşik mücadele iddiasıyla ortaya çıkanların ve bileşenlerin bu direnişi takdir etmeleri, ayrıca direnişin propagandasına katkıda bulunmaları gerekir. Bu, yalnızca hakkaniyet için değil daha çok da faşizme karşı mücadele iradesi ve kararlılığını geliştirmek için zorunludur.
Faşizme karşı olan geniş kitlelerin burjuva muhalefetin seçim zaferiyle faşizmden kurtulunabileceği yanılgısına karşı alternatifi de mücadele birliklerinin pratik mücadeledeki irade ve kararlılığıyla geliştirilebilir. Halk kitleleri bu yanılgıdan mücadeleye çekilebilir.
Faşizme karşı direnişin diğer temel boyutu elbette demokratik alanda kitleleri daha geniş ölçüde mücadeleye seferber etmektir.
Şimdiye değin demokratik alanda birlikler hiç kurulmadı değil. HDP'nin kendisi ve HDK faşizme karşı birliğin örnekleri. Son yıllarda kurulan Birleşik Mücadele Güçleri (BMG) diğer antifaşist birlik. Ayrıca Kadınlar Birlikte Güçlü, 8 Mart Kadın Platformu, İşçi Emekçi Birliği, Birleşik Gençlik Meclisleri vb. gibi kesimsel ve alt birlikler de devam ediyor.
Fakat eksik kalan ve az geliştirilebilen can alıcı yan şu ki, bu birlikler işçi sınıfı ve ezilenlerin geniş kitlelerini bölgesel, kesimsel ve işyeri düzeyinde de ülke çapında da mücadeleye seferber etmede zayıf kalıyor.
Bu zayıflık faşizme karşı mücadelenin iki temel boyutundan ikincisini zayıf bırakıyor. Birincisine akışı zayıflatıcı rol oynuyor. Dahası faşizmin kitle desteğini heyelana uğratamıyor, burjuva muhalefetten beklenti halkın örgütsüz kalmasına katkıda bulunuyor.
O halde faşizme karşı birlikler kurma çabasını devrimci eleştirel süzgeçten geçirerek iki bakımdan güçlendirmek gerekir. Birincisi bu birliklerin varlık nedeni ve birinci şartı faşizmi yıkma amacına bağlılık ve emekçilerin bağımsız hareketini/hegemonyasını geliştirmektir.
Bu hedefe bağlı olarak antifaşist mücadele kararlığı ve iradesi kuşanmak demokratik alandaki birliklerin olmazsa olmaz şartıdır. Bu nedenle yasal ve fiili meşru mücadele iradesini sürekli güçlendirmek gerekir.
İkincisi ve eksiklik olarak yazı konusu ettiğimiz kitleleri mücadelelere seferber etme yeteneğidir.
Kararlılık bu yeteneğin önşartı ise, kitleleri mücadeleye seferber edebilme yeteneği faşizme karşı mücadeleyi zafere ulaştırmanın, faşizmin kudurgan saldırganlığını püskürtmenin ve faşizmin kitle temelini heyelana uğratmanın temel aracıdır.
İşçi sınıfı ve ezilenler geniş kitleleri mücadeleye seferber edilebilirlerse değiştirebilirler. Mücadele içinde bilinç değişimine uğratılabilecekleri gibi örgütlü olma bilinci edinerek sonraki mücadelelerin sürükleyici güçleri, daha geniş halklarla kitlelerin seferber edilmelerinin öncü kitlesi olurlar.
İşçilerin, kadınların, gençlerin, Alevilerin, Kürtlerin ve diğer ulusal toplulukların kitlesel mücadelelerini yaygınlaştırmak için her imkanı irdeleyip bulmak, tekil, kesimsel, bölgesel ve ülke çapında yasal ve fiili meşru mücadeleler içinde kitleleri seferber etmek "mücadele kitleleri eğitir ve değiştirir" ilkesinin gereğidir. Bu ilkenin diğer yüzü şudur ki, "kitleler kendi öz deneyimleriyle hedef ve şiarlarımızın doğruluğuna inanırlar!"
Taktiklere yol gösteren bu ilke özellikle faşizme karşı mücadelenin dünya tarihsel deneyimleri tarafından sürekli doğrulanmış ve deneyimlerin toplamından çıkmıştır.
Erdoğan faşizmine ve savaş kudurganlığına karşı birliklerde eksik olan bu yeteneği geliştirmek yaşamsal önem kazanmıştır.