Ziya Ulusoy yazdı: Erdoğan'ın savaş hali yoklamasına Perinçek'ten destek
Boynuzun kulağı geçmesi örneğinde olduğu gibi, savaş hali ve savaş ekonomisi uygulama saldırganlığında Perinçek, Erdoğan'dan daha çok Erdoğan'cı.
Korona salgınında liberalizm iflas edince, yalnızca işçi sınıfı ve ezilenlerin toplumsal çıkarına uygun ideolojik arayışlar artmıyor.
Tam tersi kutuptan, devlet kapitalizmi ve "milli çıkar" bayrağıyla faşist devlet arayışı da güçleniyor.
Türkiye'de bu eğilimin keskin savaşçıları, Erdoğan ve Perinçek(tabii ki Bahçeli de)!
Perinçek, Erdoğan'ın Corona salgını karşısında atıf yaptığı "Tekalif-i Milliye" kanunu gündeme getirebileceğini destekledi:
"Tekalif-i milliye tartışması
(…)
Sayın Cumhurbaşkanımız da o yakın tarihteki halkın fedakarlıklarına gönderme yaptı. Biz de bundan çok büyük mutluluk duyduk. Çünkü Bugün Türkiye'nin ihtiyacı bu." (www.aydinlik.com.tr/haber/dr-dogu-perincek-para-basacagiz-204930-1)
Erdoğan'ın niyeti, savaş hali hükmü olarak, halkın elindeki imkanlara el koymak, bu yolla derinleşen ekonomik bunalımı halkın sırtına gaspla yükleyerek sermaye oligarşisini kurtarmak -bu arada muhaliflerinin mülkiyetini de gasp ederek- organik bileşeni olduğu yandaş kliği hızla palazlandırmak. Daha ötesi, korona salgınını bahane ederek, ekonomik-mali alanda başlatacağı savaş hali saldırısını siyasi alana da uygulamanın, savaşa hali sıkıyönetiminin başlangıç adımı yapmak.
Bunu yapıp yapamayacağından bağımsız olarak, diktatör Erdoğan'ın niyeti, korona salgınını fırsat bilerek sıkıyönetim yetkilerini de almak. Sıkıyönetim yetkili diktatör olarak, işçi sınıfı ve demokratik tüm güçleri faşizmin ağır balyozuyla ezmek.
Erdoğan faşizminin Ergenekoncu biatçısı olarak Perinçek'in de niyeti ağır. Gerçekten Perinçek de, "güçlü yürütme" önerisi, "vatan savaşı", "mavi vatan", "vatan savunması Kıbrıs'tan Libya'ya kadar uzanır" şovenist demagojisi ve önerileriyle faşizmi çok daha saldırgan kılmak istiyor.
Erdoğan gibi Perinçek de Türk sermaye oligarşisine, faşist rejimin balyozu sayesinde büyüterek güçlendirmek yoluyla kapitalist-emperyalist dünya hiyerarşisinde basamak atlatmak istiyor.
Mülkiyet bireyciliğine dayanan kapitalizm-emperyalizmin devletleri, o devletlerdeki sermaye gruplarının rekabet ve savaşını acımasız aracıdırlar. Erdoğan ve Perinçek'in despotik-faşist devlet ısrarı ve kutsaması tamamen bu kapitalist amaca bağlıdır, başka bir şeye değil.
Şimdi, bu ikili, korona salgınından yararlanarak savaş hali sıkıyönetimi yetkileriyle de donatılmış faşist rejim uygulamak istiyorlar.
Korona salgını, nasıl ki sermaye oligarşisi ve Erdoğan'ın, işçileri çalıştırarak ölümün ağzına atma niyeti ve acımasızlığını ortaya çıkardıysa, Perinçek'in de aynı niyette ve görüşte olduğunu bir kez daha kanıtladı:
"Türkiye'nin önünde Savaş Ekonomisi var." (www.aydinlik.com.tr/merhaba-kamuculuk-9-savas-ekonomisi-204303#1)
Boynuzun kulağı geçmesi örneğinde olduğu gibi, savaş hali ve savaş ekonomisi uygulama saldırganlığında Perinçek, Erdoğan'dan daha çok Erdoğan'cı. Erdoğan korona salgınını bahane ederek burjuva savaş ekonomisi uygulama niyetini açıklar ve savaş hali sıkıyönetimi yetkilerini elinde toplama kurnazlığı gösterirken, Perinçek salgın öncesinden başlayarak, savaş ekonomisi ve savaş hali faşizmini öneriyordu, salgında bunu çok daha yüksek ideolojik saldırı düzeyine çıkararak yapıyor.
Erdoğan'ın, işçileri, çalıştırarak ve ücretli izin talebini reddederek, korona salgınında telef etmesini, Perinçek'ten sonra tetikçileri de ayranı kabararak taşkınca dile getirmeye başladılar:
"Vatan Partisi'nin ve Hükümet'in çizgisi, ki doğal olarak uygulamadadır. Buna göre, salgınla savaşırken üretimin sürdürülmesi esastır." (vatanpartisi.org.tr/genel-merkez/makaleler/serhan-bolluk-uretim-yasakcilarina-gecit-yok-29153)
Perinçek ve tetikçileri, son yıllarda "işçinin sorunu grev değil ekmek teknesini korumaktır" diyerek işçilerin grev yapmasına karşı çıkmışlar, metal işverenleriyle işbirliği yapan Türk-İş başkanı Atalay'ı işbirliğinden dolayı övmüşlerdi. Şimdi grev düşmanlığını daha saldırgan taşkınlıkla yürütüyorlar:
"Sayın Cumhurbaşkanımızın önceki gün yaptığı konuşmaya dikkat edersek üretim ve istihdam odaklı çözüme gönderme yapılıyor. Yani 'Fabrikaları çalıştıracağız'… Bütün üretim kapasitemizi kullanacağız." (www.aydinlik.com.tr/haber/dr-dogu-perincek-para-basacagiz-204930-1)
Sermaye oligarşisinin bu şovenist savaşçısı ve faşist palyaçosu, elbette Erdoğan'ın burjuvaziye şimdilik 100 milyar TL, sonrasında ise yüz milyarlarca para boca etme planını sessiz kalarak destek veriyor. Ama kulağı elini dolandırarak göstermesi gibi, "para basacağız" diyerek bir başka yoldan aynısını yapıyor.
İşçi sınıfı ve ezilenlerin, salgında ölümün ağzı ve açlık çıkmazına atılmasına karşı mücadele etmeli, bunun en güçlü eylem biçimi olarak da, çalıştırılan işçilerin grev eylemini yükseltmeliler. Bu mücadele, aynı zamanda işçi sınıfının, faşizmi yıkarak, sosyalizmi kurmayı hedefleyen mücadelesinin güç birikimini sağlamanın yoludur.