22 Kasım 2024 Cuma

Ziya Ulusoy yazdı: Erdoğan faşizmi salgını fırsat sanıyor

Erdoğan'ın da içinde yer aldığı kapitalistler ve diktatörlükler, ekolojik yıkımla yeni virüslerin salgınına yol açtılar. Onlara karşı mücadele, salgınlardan da ekolojik yıkımdan da, savaşlardan da kurtulmanın biricik yoludur.

Faşist şef Erdoğan, hükümlü siyasi tutsakları infaz indirimi dışında tutuyor. Partisine hazırlattığı tasarıyı komisyona bu şekliyle gönderecek. Önümüzdeki kısa sürede de yasaya dönüştürüp uygulayacak.

Diktatör, infaz indirimi yasasını esasen, suç ortağı Bahçeli'nin faşist mafya lideri katil Çakıcı'ya af istemesiyle gündeme getirmiş, ayrıca ideolojik inancı olarak cinsel suçları evlilik yoluyla af kapsamına aldırmayı dahil ederek infaz yasa tasarısı hazırlatmıştı. Fakat tepkiler yüksek olunca zorunlu olarak erteletmişti.

Şimdi koronavirüs salgını nedeniyle zindanlardakilerin toplu ölüme mahkum edilmemesi uyarıları yükselince, diktatör, uyarılarını fırsat bilerek MHP'yle ortaklaşa infaz indirimi affını gerçekleştirmeye girişiyor.

Girişirken, infaz hukukunda çifte standartı uyguluyor. Hükümlü siyasi tutsakları infaz indirimi dışında tutuyor. Bu aynı zamanda doğrudan siyasi tutukluları da "tahliye ettirmemek" sonucunu doğuracak.

Erdoğan ve Saray faşizmi, bu koronavirüs salgınında burjuva sınıf kinini, burjuvazinin açık terörist diktatörlüğünü acımasızca uygulamaya çalışacağını bu vesileyle yeniden gösteriyor.

Erdoğan ve tetikçileri, nasıl ki koronavirüs salgınında, 'birkaç haftada atlatırsak sonra ekonomide yatırım uzak Asya yerine Türkiye'ye gelir' kapitalist fırsatçılığını gösterdiler ise benzer fırsatçılığı infaz indiriminde gösteriyorlar. Mafyadan cinsel suçlara çok geniş yelpazedeki adli hükümlüleri serbest bırakma ama hükümlü siyasi tutsaklara zindan zulmünü, zindanda koronavirüs salgınıyla ölümü reva görüyorlar. 

Erdoğan'ın Saray faşizmi, benzer fırsatçılığı, işgal, bombardıman, içme suyu kesme, HDP'li belediyeleri gaspta da gösteriyor.

BM Genel Sekreteri bütün savaşlar için ateşkes çağrısı yaptığı halde, Erdoğan faşizmi, halklar koronavirüs salgınıyla meşgulken, fırsattan istifade, Haftanin'de savaşı sürdürüyor, Şehba'da Tel Rıfat ilçesini bombalıyor, Gré Spi'de işgali altında tuttuğu Allouk içme suyu istasyonunu kapatarak Heseke kantonundakileri susuzluğa mahkum ediyor, insanlık suçu işlemekten geri durmuyor. Netanyahu ve Trump'tan farksız olduğunu, işgal, savaş ve ilhaktan vazgeçmeyeceğini koronavirüs salgını vesilesiyle de gösteriyor. 

Erdoğan faşizminin bu acımasızlığı, onun gözü dönmüş kapitalist karakterinden geliyor. Koronavirüs salgını koşullarında tekellere, patronlara 100 milyar lira yardımı ilk elden boca ederken, patron temsilcisi Hisarcıklıoğlu'na "neşen yerinde" diyerek kimin temsilcisi olduğunu açıkça ilan etme pervasızlığı gösteriyor. İşçi sınıfına ise fabrikalarda, işletmelerde çalışma zorunluluğunu koyarak kime düşman olduğunu da kanıtlıyor. Yetinmiyor, salgını fırsat bilerek Kanal İstanbul ihalesini başlatıyor.

Erdoğan iktidarını korumak için siyasi saldırılarını salgın koşullarının örteceğini fırsat bilerek devam ettiriyor. Başta Batman olmak üzere 8 HDP'li belediyeyi gaspediyor, eşbaşkanlarını gözaltına aldırıyor, bir kısmını ise zindana gönderiyor. Ezilen Kürt ulusuna ve halkına düşmanlığını, salgınla meşguliyeti fırsat görerek şiddetlendiriyor. 

Bu yaşadıklarımız diktatör Erdoğan'ın salgını fırsat bilerek, 15 Temmuz'u "Allah'ın lütfu" saydığı gibi, zaten elindeki OHAL yetkilerine sıkıyönetim yetkilerini de ekleyeceğini gösteriyor.

Koronavirüsten daha tehlikeli olan faşist şef Erdoğan'a karşı şimdiden harekete geçmek gerektiğini yaşadıklarımız kanıtlıyor.

Erdoğan faşizmi, işçi sınıfını işte tutarak koronavirüs salgınına mahkum etti. Bir süre sonra stoklar arttığında ise ücretsiz izin ve işten çıkarmalara onay verecek.

İşçi sınıfını, koronavirüs salgınında ölmeyi reddeden, ücretli izin, işten atmaya yasak, parasız sağlık, müteahhitlere patronlara savaşa değil sağlığa bütçe, talepleriyle greve gitmeye seferber etmek, bugünün en önemli mücadele aracı. Tekil işletmelerden başlanarak, başlayan iş durdurmaları artırarak, bu mücadele yükseltilirse Erdoğan faşizminin saldırganlığı geri püskürtülebilir, işçinin, ezilenin özgüveni geliştirilebilir. 

Bu mücadelelerde, siyasi tutsakların özgürlüğü, HDP'li belediyelerin, vekilliklerin geri verilmesi, savaşa ve işgale son verilmesi, ölüm orucundaki devrimcilerin adalet isteğinin karşılanması talepleri de yükseltilmelidir.

Erdoğan'ın da içinde yer aldığı kapitalistler ve diktatörlükler, ekolojik yıkımla yeni virüslerin salgınına yol açtılar. Onlara karşı mücadele, salgınlardan da ekolojik yıkımdan da, savaşlardan da kurtulmanın biricik yoludur.