Zap?ta ölümsüzleşen Şevin Söğüt: Siyasal süreç bizden daha güçlü nicelik ve nitelik bekliyor

Zap’ta Türk devletinin işgaline karşı verilen direnişte ölümsüzleşen MLKP/FESK gerillası Şevin Söğüt’ün (Sarin Awaz) sicil videosu yayınlandı. 

“MLKP/FESK gerillası olarak özgür alanlara gelmekten dolayı mutlu olduğunu” anlatan Söğüt, şunları söyledi: “Beni güçlendiren, bana güç veren her anlamda yaşamıma güç katan şehitlerdir. FESK’in kent alanında Berçem ve Ekin yoldaşların direnişi Kürdistan Kır Birliği’nden Alişer yoldaşın eylemi ve şahadeti yine Arjin yoldaşın genç kadın komutanlaşması ve orada gösterdiği iradedir. Aynı zamanda bir savaş hazırlığı sırasında şehit düşen gençliğin eylemini büyüten, aydınlatan Roza Renas yoldaş benim yol göstericilerimdir.”

 

 

 

FESK gerillası Şevin Söğüt’ün sicil kaydında yaptığı konuşma şöyle:

 

“Adım Şevin Söğüt. Parti adım Sarin Awaz. 20 Haziran 1992 Amed/ Lice doğumluyum.

 

Askeri alana gelişim iki yılı aştı, buraya gelirken gençliğin bir neferi olarak yola çıkmıştım. Suruç katliamının ardından Suruç’ta katledilen yoldaşların düşlerini gerçek kılmaya onların bizlere açtığı yolu büyütmeye gelmiştim. Bir FESK gerillası olarak partimizin savaş alanlarını büyütme eylemlerinin bir yapıcısı olarak devam ediyorum. Bu yolda bizler veya ben kendi şahsıma toplamda hem bulunduğum alanın hem bundan sonraki gideceğim alanların ilki olmayacağım. Orada bizlere yol açan şehitlerimizin ayak izlerine basarak onların düşlerinin eylemlerinin devamcıları olarak onları da büyüterek yeni bir eşik yakalamaya çabalayacağım. Bunu yaparken, bana güç veren her anlamda yaşamıma güç katan şehitler söz konusu. FESK’in kent alanında Berçem ve Ekin yoldaşların direnişi, Kürdistan Kır Birliği’nden Alişer yoldaşın eylemi ve şahadeti, Arjin yoldaşın genç kadın komutanlaşması ve orada gösterdiği iradedir. Aynı zamanda bir savaş hazırlığı sırasında şehit düşen gençliğin eylemini büyüten, aydınlatan Roza Renas yoldaş benim yol göstericilerim. 

 

Birçok yoldaşta öncekilerin bizlere bıraktığı miras var. Hem devrimi büyütme pratiği hem de kurucu çalışmanın nasıl yapılacağı pratiği söz konusu olduğunda şehit yoldaşlarımız bizlere çok güçlü eylemler bıraktılar. Bugün açısından baktığımızda Rojava pratiği de söz konusu olduğunda bütün cephelerde şehit yoldaşlarımızın kanı var. En son Efrin’de şehit düşen yoldaşlarımızın bizlere bıraktığı miras, bizlere yaptıkları çağrı toplamda bugün hem faşist diktatörlüğün savaş düzenini, biçimini en üst düzeyde örgütlemesi, partimizin de buna uygun savaş örgütünü daha güçlü biçimde kurma, kendini daha güçlü düzeyde örgütleme ve kadrolarını bu nitelikte konumlandırma eylemi söz konusu. Bizlerde bunun bir kadrosu olarak hem yeni düzey yaratma hem de yeni bir eşiği aşmanın neferleri aynı zamanda şehit yoldaşların ardılları olarak onların açtığı yolda partimizin bayrağını daha da büyütme sorumluluğuyla karşı karşıyayız. Burada bizi en güçlü kılan şeylerden biri partimizin toplam tarihi ve şehitlerimizin bizlere bıraktıklarıdır.

 

Güçlüyüz, hem toplam bir yaşamı örmede, savaşı örmede ve yoldaşlıkta bizlere çok güçlü miraslar bıraktılar yoldaşlarımız. Biz onlardan aldığımız bu güçle çok daha büyüyerek ilerleyeceğiz. Gittiğimiz her yerde bizim kattıklarımız olacak ve oradan her yoldaştan aldıklarımızda olacak. Birlikte mücadeleyi büyüten ve feda gücünü büyüten bir yapıya dönüşeceğimize inanıyorum. Gençlik örgütünden gelip FESK’in bir gerillası olarak devam ediyor olmamın sorumluluğu ve heyecanını ayrıca yaşıyorum. Bana bu görevi veren partime de çok teşekkür ediyorum. Toplam askeri alanlar söz konusu olduğunda, doğduğum topraklarla da alakalı gerilla ve devrimciler söz konusu olduğunda dağ ile özdeşleştirdiğim anlayışım vardı. 

 

Bugün partimin FESK’in kır gerillası olarak konumlanıyor olmam beni ayrıca heyecanlandırıyor. Buradan doğru güçleneceğim ve partimi de güçlendireceğimi hissediyorum ve buna sonsuz inanıyorum. Toplamda askeri alanlarda geçirdiğim sürecin bana katkıları çok oldu, benden aldıkları da çok oldu. Sistemden gelen özelliklerim söz konusu olduğunda bir FESK gerillası olarak sadeleşmenin yaşamda toplamda hayatla kurduğum ilişkide mülksüzleştirdiğini söyleyebilirim. Bir devrimci için yürüyüşte veya yolda, gerçekten insanı rahatlatan, adımlarını büyüten ve hızlandıran bir yerde duruyor. 

 

Bu süreçte yoldaşlarımın ve partimin bana çok emeği oldu. Şimdi yeni görevimde, yeni alanımda kendi devrimciliğimi büyütürken aynı zamanda yeni devrimcilerin, yeni savaşçıların da bu sürecini örmenin sorumluluğunu taşıyorum. Toplam siyasal süreç ve savaş düzeyi hem çok daha güçlü nicelik hem de çok daha güçlü nitelikler bekliyor bizden. Bu nitelikleri yaratmanın hem kendimizde hem de toplumumuzda örgütlemenin çok daha hayati olduğu bir süreçteyiz. Savaş büyüyor, hedeflerde büyüyor, buradan doğru toplam sürecin yönünü değiştirecek ya da toplam devrimi toplumsal devrime evirtecek olan gücün parti olduğuna inanıyorum. 

 

Bugün birçok alanda askeri ve siyasi gücüyle kendini var eden ve toplam süreci göğüslemede iddiasını yükselten bir partinin militanıyım. Başaracağımıza inanıyorum. Aynı zamanda bütün bu sürecin içerisinde şehit düşen kadın yoldaşlarımı ayrıca anmak istiyorum. Suruç’ta şehit düşen kadın yoldaşları ve onların düşlerinin izinden gidip onların adımlarını çok daha üst düzeye çıkaran Roza Renas’ı ve ondan sonra bütün kadın şehitlerimizi Arjin’i, Destan’ı, Berçem’i, Ekin’i, Sarya’yı ve bütün toplamda kadın devriminin, neferi olma, kadın devriminin öncüsü olma iddiasında olan partinin militanları olarak buna uygun bir pratik ve aynı zamanda bu kadın devriminin yaratılmasında hiçbir bedeli ödemekten çekinmeyen bir pratik ortaya koydu yoldaşlarımız.

 

Ben de genç bir kadın olarak kadın yoldaşlarımın açtığı yoldan hem toplam savaşta bir düzey ve nitelik yakalarken aynı zamanda kadın devriminin bir neferi olma ve bu yolda özneleşmeye doğru adımlarımı daha güçlü atacağımın sözünü buradan özelde KKÖ’nün konferansında ve kuruluşunda büyük emeği olan kadın şehitlerimize ve kadın yoldaşlarıma söz veriyorum. Buradan bütün yoldaşlarımın, bugünkü savaş koşulları altında Türkiye’de ve Bakur Kürdistan’da yapabileceği bir şeyi kalmadığına inanan ya da toplam bu süreci artık göğüsleyemeyecek olduğuna inanan ya da toplamda bir savaşın büyütülmesine devrimin büyütülmesinin zorunluluğuna inan herkesin bunun gereğini yerine getirmesi ve bunun için bir adım atması gerektiğine inanıyorum. 

 

Ve özgür alanlardan bir çağrı yapmak istiyorum. Her bir kadronun, devrimcilik iddiasında olan herkesin yapabileceği birçok şeyin olduğunu ve bu alanlara geldikten sonra yapabileceğini düşündüğünün daha üstünde şeyler yapabileceğini, bir özne olmaktan, öncü olmaya ilerlemenin ya da toplamda yaşamda kendini var etme savaşı verenlerin bu alanlar söz konusu olduğunda nasıl bir değişim sürecinin onları beklediğini gelip görmeleri gerekiyor.  Özellikle buradan genç kadınlara çağrımdır, bugün Kürdistan’da yürütülen sömürgeci savaş ve aynı zamanda erkek egemen zihniyetin yansımaları ya da bunun en güçlü uygulayıcısı olan AKP aynı zamanda beslediği bütün çeteler kadın düşmanı bütün politikaları, işkence türleri DAİŞ’inden, ÖSO’suna hepsinin kadınlar söz konusu olduğunda nasıl davrandıklarını bütün bir süreç bize gösterdi. En son Efrin’de fedai eylem yapan kadın yoldaşımız Avesta Xabur’un bedenine yapılanlar kadınların bu mücadeleyi büyütmede düşmana nasıl bir korku saçtığını bizlere göstermiş oluyor. Buradan doğru mücadeleyi en çok büyütmesi gereken, bu alanlara en çok değmesi gereken elin kadınların eli olduğunu söyleyebilirim. Gelmeliler ve buraya dokunmalılar. Burayı büyütmeliler.

 

Yaşasın Komünist Kadın Örgütümüz, 

 

Yaşasın partimiz MLKP, 

 

Yaşasın Komünist Gençlik Örgütümüz!’’