26 Kasım 2024 Salı

Yerel seçimlerde ekolojik dönüşüm çağrısı

Yerel Yönetimler Ekoloji Buluşması'na katılan kurumlar, yerel hizmetlerin piyasalaştırılmasına ve kar aracı haline getirilmesine son verilmesi gerektiğini vurgularken hizmetlerin halka ucuz, kaliteli ve sürekli bir şekilde ulaştırıldığı bir yerel yönetimden yana olduklarını bildirdi. Diyarbakır'da 15 Aralık'ta gerçekleştirilen "Yerel Yönetimler Ekoloji Buluşması'nın sonuç bildirgesi açıklandı. Diyarbakır'da yapılan çalıştaya Mezopotamya Ekoloji Hareketi, DTK Ekoloji Komisyonu, HDP Ekoloji Komisyonu, Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi ve Hevsel Bahçelerini Koruma Platformu’nun çağrısıyla Ekoloji Birliği, EGEÇEP, İstanbul Kent Savunması, Yeşil Sol Parti, HDK Ekoloji Meclisi'nden temsilciler katıldı.

Bildirgede "Ekoloji mücadelesi yürütenler olarak; ülkedeki hak ve özgürlüklerin gelişmesi, doğa üzerindeki baskının azaltılması ve merkeziyetçi politikalara karşı yerel yönetimlerin güçlendirilmesi gerektiğini savunuyoruz. Bu doğrultuda mücadele eden partiler ve adaylarla birlikte çalışacağımızı deklare ediyoruz" denildi. Bildirgede yerel seçimlerde ekolojik bir belediyecilik siyaseti ortaya koyan adaylarla dayanışma içinde olunacağının altı çizilirken, "doğaya ve kente karşı işlenecek suçlar karşısında her zaman mücadele içinde olacağımızı ilan ediyoruz" denildi.

Kurumlar adına yapılan çağrıda "31 Mart 2019 tarihinde gerçekleşecek seçimlerin, yaşama ekolojik bakış açısının hayat bulduğu, özyönetimci, özgürlükçü, yurttaşların aktif katılımının sağlandığı, kamusal önceliklerin ve ekolojik çıkarların temel alındığı ekolojik dönüşümün başlangıcı olması için herkesi göreve çağırıyoruz. Ekolojik yaşam için her zaman her yerde mücadele edecek olan bizler, belediye seçimlerinin demokrasi güçleri tarafından kazanmasını; doğayı, toplumu gözeten ekolojik belediyeciliğin hayata geçirilmesinin asıl hedef olması gerektiğini görüyor, halkımızın ve adayların şimdiden ekolojik belediyeciğin kazanması için çalışmaya başlaması çağrısını yapıyoruz. Aksi takdirde; tek adam, tek merkez iktidarında ekosistem ve toplumsal yapı ciddi risklerle karşı karşıya kalacaktır" diye belirtildi.

Yapılan açıklamada ekolojik belediyecilik çözümü için bir dizi talep sıralandı:

1. Belediye kaynakları artık dar bir kesime değil, halka ve doğaya aktarılması temel şarttır.

2. Kaynakların halka aktarılması ile temel ihtiyaç kadar su ücretsiz verilmeli, ücretsiz toplu taşıma, ücretsiz belediyecilik hizmetlerine geçilerek sosyal adalet için adım atılmalıdır.

3. Tarımın ana vatanı Anadolu ve Mezopotamya için gıda artık temel bir sorundur. Belediyeler üretici ve kentlinin ortak olacağı kooperatiflerin kurulmasını örgütlemeli,  kaynak ayırmalı, yerel tohumlarla gıdada kendine yetebilen bir kent modeline geçerek tarım şirketlerine boyun eğmeden, halkına ucuz, sağlıklı gıda sunabilmelidir.

4. Küçük çiftçiliği desteklemek için, tarımda kullanılan makineler için halkla beraber çalışmalar yapılmalı, belediyeler, araç ekipmanları için tarım araçları hangarları kurmalıdır. Bu alandaki kooperatiflerle birlikte hareket edilmelidir.

5. Kentler enerjiye, çöpe ve binaya doymuştur. Şirketlerin ve tekelci sermayenin ihtiyaçlarına göre değil, yurttaşların ihtiyaçları önceleyen ve enerji tasarrufunu önemseyen enerji politikaları geliştirilmelidir. Enerji ihtiyacı kamu ve/ya enerji kooperatifleri eliyle sağlanmalıdır. Atık üretmeyen bir politika ekolojik belediyecilik ile mümkündür.

6. Yerel yönetimler, kapitalist üretimin ortaya çıkardığı iklim değişikliğine karşı mücadeleyi sosyal adaleti temel alarak başarmalı,  kömür, petrol, gaz, asfalt ve betona bağımlılıktan kurtaran politikalar uygulanmalıdır.

8. Suyun ticari bir meta ve stratejik bir silaha dönüştürülmesine karşı suyun tüm canlılar için erişilebilir kılınıp, su kaynaklarının kullanım süreçlerinin ekoloji öncelikli ve demokratik katılımcı yöntemlerle yapılması gerekir. Suyu hapseden ve gasp eden şirket faaliyetleri, barajlar, maden ocaklarına karşı mücadele yürütülmelidir.

9. Dere, nehir ve göl yataklarındaki yapılaşmaya karşı mücadele edilmelidir. Zarar veren uygulamalar sökülüp atılmalıdır. Su havzalarının korunmasında, halkla beraber politikalar ve pratik uygulamalar geliştirmelidir.

10. Özelleştirme ve taşeronlaştırmaya son verilerek, daha önce özelleştirilen bütün hizmetlerin geri alındığı, halkçı ve sosyal belediyecilik anlayışına uygun olarak tüm hizmetlerin, belediye kurumları ve personeli tarafından yürütüldüğü, hizmetlerin piyasalaştırılmasına ve kâr aracı haline getirilmesine son verildiği, hizmetlerin halka ucuz, kaliteli ve sürekli bir şekilde ulaştırıldığı bir yerel yönetimden yanayız.