7 Eylül 2024 Cumartesi

Tutsak yakınlarından tecride son verin çağrısı

Tutsak yakınlarının "Tecride son verin" çağrısıyla gerçekleştirdiği eylemlerde, PKK lideri Abdullah Öcalan'a dönük tecride karşı uluslararası kurumları sorumluluk almaya çağırdı.

İmralı F Tipi Hapishanesinde tutsak edilen PKK lideri Abdullah Öcalan'a dönük tecridin sona erdirilmesi, fiziki özgürlüğünün sağlanması ve Kürt sorununun çözümü talebiyle birçok kentte "Tecride son verin" eylemleri düzenlendi. Tutsak yakınları Van, Adana ve Mersin'de eylemlerini bu hafta da sürdürdü.

VAN
Van'ın İpekyolu ilçesindeki DEM Parti binası önünde bir araya gelen tutsak yakınları, "Deng bidin girtigehan" pankartı açtı. Eyleme, çok sayıda partili ve kitle örgütü temsilcisi katıldı.

Eylemde açıklama yapan DEM Parti İpekyolu İlçe Yöneticisi Veysel Şen, tecridin ve hak ihlallerinin bütün Türkiye ve Kürdistan kentlerine yayıldığını söyledi. Türkiye'de halay çeken Kürde kelepçe takıldığına dikkat çeken Şen, "Kürdün sesi, halayı, sloganı ve hatta varlığı bu faşist uygulamalar tarafından suç olarak addedilmektedir. Mersin'de halay çektikleri için tutuklanan 9 gence yönelik işkence ve tutuklama süreci tüm halkımıza yönelik AKP'nin içine düştüğü durumu göstermektedir. Yargıtay'ın, Anayasa Mahkemesi'nin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin suç değildir dediği 'Bijî serok Apo' sloganını halay çekerken söyleyen bu gençler derhal serbest bırakılmalıdır. Türkiye'nin bu hukuksuzluk iklimine savrulmasına 'dur' denilmelidir" diye konuştu.

'TECRİDİN SORUMLUSU ADALET BAKANLIĞIDIR'
PKK lideri Abdullah Öcalan'a sistematik tecrit uygulandığını vurgulayan Şen, "Adalet Bakanlığı başta olmak üzere birçok ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluş devam eden bu tecrit ve işkence sisteminden sorumlusudur. CPT başta olmak Türkiye cezaevlerinde devam eden bu keyfilik, hukuksuzluk ve tecrit politikaları karşısında, tüm baroları, insan hakları örgütlerini ve demokratik kamuoyunu görevini yerine getirmeye çağırıyoruz" dedi.

ADANA
Adana'da AKP binası karşısında bir araya gelen tutsak yakınları, Öcalan'a yönelik tecridin sonlandırılmasını istedi. Eyleme, Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Barış Anneleri, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Akdeniz Adana Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma Derneği (AATUHAY-DER), Akdeniz Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (AYKAY-DER) yöneticileri katıldı.

"Tecrit insanlık suçudur" önlüklerin giyildiği eylemde, "Adalet için tecridi kıralım, toplumsal barış için özgürlüğe ses ver" pankartı açıldı. Sık sık, "Bijî berxwedana zindana" ve "Tecride hayır barış hemen şimdi" sloganının atıldığı eylemde konuşan AATUHAY-DER Eşbaşkanı Nuran Özdeş, İmralı tecridinin hukuksuz ve keyfi olduğunu vurguladı. Tecridin tüm topluma yayıldığını ve tüm sorunların ana nedeni olduğunu belirten Özdeş, iktidara, uluslararası kurumların bağlayıcı kararlarını uygulama, kendi iç hukukuna uyma, tecride son verme çağrısı yaptı.

Eylem oturma eylemi ve alkışlarla son buldu.

MERSİN
Mersin'de aralarında DEM Parti İl eşbaşkanlarının bulunduğu kitle, AKP il binası önüne gitmek istedi. Polisin engellemesine üzerine kitle AKP il binası yakınında oturma eylemi yaparak, "Bijî berxwedana zindana" ve "Jin jîyan azadî" sloganlarını attı.

DEM Parti Mersin İl Eşbaşkanı Reşat Aşan, Mersin Milletvekili Ali Bozan'a yönelik Meclis'te yaşanan saldırıyı kınadı, "Her fırsatta AKP'nin yolsuzluğunu, hırsızlığını, AKP'nin çalıp çırptığını, AKP'nin bu ülkeyi soyup soğana çevirdiğini dile getireceğiz. Yine son birkaç gündür sosyal medya üzerinden Kürt kültürüne ve Kürt diline yönelik saldırı girişimi var. Düğünlerimizde çekilen halaylara ilişkin bir saldırı var. Bu saldırı yine AKP öncülüğünde gelişiyor. Bu saldırıları da kınıyoruz" dedi.

'AKP DE TASFİYE OLACAK'
Saldırılar ve tecridin birbiriyle bağlantılı olduğunu dile getiren Aşan, şunları söyledi: "Tecritle amaçladıkları hem Meclisi işlevsiz hale getirmek, hem de bu ülkede hiçbir şeyin konuşulmamasını, müzakere edilmemesini, tartışılmamasını sağlamak. Bütün bu sorunların kaynağı Kürt sorununun çözülmemesidir. Bundan vazgeçin. Geçmiş dönemde kendini muktedir ilan eden, kendini iktidarın sarsılmaz sahibi olduğunu söyleyenler Kürt sorununun karşısında tasfiye oldular. AKP de tasfiye olacak. Gerçeklikle yüzleşin ve doğru bir diyalog süreci başlatın. Onun da yol ve yöntemi İmralı'da derinleştirilen tecridin kaldırılmasıdır. Tekrar iktidara sesleniyoruz; çözümsüzlüğün değil, çözümün parçası olun."