4 Ekim 2024 Cuma

Tutsak yakınları: İntihar yalanına inanmıyoruz

Diyarbakır ve Van'da Adalet Nöbeti'in sürdüren tutsak yakınları, "hasta tutsakların tedavisi ve tahliyeleri" taleplerini yineledi. Katledilen tutsaklar için "intihar etti" yalanına inanmadıklarının altını çizen aileler, tüm kamuoyuna dayanışma çağrısı yaptı. 

Hasta ve infazları yakılan tutsakların durumuna dikkat çekmek için Diyarbakır ve Van'da hasta tutsak yakınlarının başlattığı Adalet Nöbetleri sürüyor. 

DİYARBAKIR
Diyarbakır Barosu hizmet binasında nöbetin 30. gününde aileleri, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hani İlçe Örgütü ve Belediye Meclis üyeleri ziyaret etti. Tutuklu yakını Fatma Topkaya, oğlu Ahmet Topkaya'nın Adana Kürkçüler Kapalı Hapishanesinde tutsak bulunduğunu belirterek, "Benim oğlum 6 yıldır cezaevinde ve 22 yıl ceza vermişler. Ne yapmış, ne suçu var ki bu kadar ceza veriliyor? Tek kişilik hücrede kalmaktan kemikleri ve bedenleri eridi. Ne doktor var, ne ilaç veriyorlar. Para gönderiyoruz, onu da vermiyorlar. Sürekli sürgün ediyorlar. Bugün bu haksızlığa herkesin sesini yükseltmesi gerekir. Kimse bu zulmü kabul etmez. Artık yeter" ifadelerini kullandı.

HDP Hani İlçe Yöneticisi İbrahim Kaya, faşizmin baskılarına karşı direnişi ve dayanışmayı, cezaevlerinden çıkan cenazelere karşın örgütlülüğümüzü büyütmeliyiz" dedi.

'İNTİHAR  SÜSÜNÜ KABUL ETMİYORUZ'
Tutuklu yakını İnci Güler, son bir haftada yaşanan 7 cenazeye dikkat çekerek, "Cezaevlerinden bir haftada 7 cenaze çıktı, ikisine intihar süsü verildi. Nasıl intihar edebilirler? Cezaevlerinde hiçbir materyalleri yok. Bundan devlet sorumludur. Gün geçtikçe korkumuz ve endişemiz artıyor. 80'li yıllardan daha beter bir dönemi yaşıyoruz. Sabah uyanmaya korkuyoruz, bize de 'intihar etti' denilecek diye. Bu intihar süsünü asla kabul edilemez. Tutuklu annelerine sesleniyoruz. Her annenin çığlığı bir ışık ve umuttur" diye konuştu.

'CEZAEVLERİNDEN TABUT ÇIKMASIN'
Kalbindeki pilin bitmesi nedeniyle ilerleyen günlerde ameliyat olacağını söyleyen tutuklu yakını Fevziye Kolakan, annelere çağrıda bulunarak, "Bütün tutuklularımız için annelerin birleşmesi gerek. Bu zulmü kabul etmiyoruz. Hastalarımızın tedavi edilmemesi kabul edilemez. Bütün anneler ayağa kalksın, cezaevlerinden tabut çıkmasın. Kalbimde pil var ve durumum ağırlaşıyor. Çocuğumu görebilecek miyim, bilmiyorum. Çocuğumu yanımda istiyorum" ifadelerini kullandı.

'TEDAVİLERİNİ VE TAHLİYELERİNİ İSTİYORUZ'
Nöbetin başından bu yana iki talep için oturduklarını söyleyen tutuklu yakını Reşahat Ada, "Cezaları bitmiş olanları bırakmalarını ve hasta olanları da tedavi etmeleri için oturduk, ama bu iki talebimiz karşılanmıyor. Yakınlarımıza 'intihar etti' deniliyor. Biz bunu kabul etmiyoruz. Adalet Bakanlığı duysun artık sesimizi!" dedi.

'ÖLÜMLERİN DURMASI İÇİN SESİMİZİN ÇOĞALMASI GEREKİYOR'
Taleplerinin karşılanması isteyen tutuklu yakını yazar Herdem Mervanî, "Bu ölümlerin durması için sesimizin çoğalması gerekiyor. Her gün buraya 20 kişi katılmalı. Ölümleri durdurmak için sayımızın çoğalması gerekiyor" diyerek tüm tutuklu yakınlarına katılım çağrısında bulundu.
 
Daha sonra Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren ve tutuklu yakınları, HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun internet üzerinden yayın yapan ÖFG TV'de yaptığı programa katıldı. Gergerlioğlu da bir hafta da yaşamını yitiren 7 tutukluya dikkat çekerek, tutuklu yakınlarının taleplerini dinledi.

Diyarbakır Barosu Nahit Eren de Diyarbakır ve Türkiye genelindeki hak ihalelerine ve yargıya olan güvene ilişkin olan araştırmalarını anlatarak, adalet talebinin önemini vurguladı.

VAN
Van Barosu'nda Adalet Nöbeti de 13. gününde. Ailelere bugün Kamu Emekçileri Sendikası (KESK) Van Şubeler Platformu dayanışma ziyaretinde bulundu. Ziyarette konuşan Eğitim Sen Van Şube Eşbaşkanı Murat Atabay, tutuklulara düşman hukukunun uygulandığını söyledi.

'DEVLETİN DÜŞMAN POLİTİKALARINDAN VAZGEÇMESİ GEREKİYOR'
Özellikle son yıllarda hapishanelerde artan hak ihlallerine değinen Atabay, son bir haftadır 7 tutuklunun yaşamını yitirmesinin de bunun en büyük örneği olduğunu söyledi. Atabay, "Özellikle Garibe Gezer'in şüpheli ölümü, Aysel Tugluk'un Adlı Tıp Kurumu'nun (ATK) 'cezaevinde kalamaz' raporuna rağmen 'cezaevinde kalabilir' kararı verilmesi, yine infazı dolmuş olmasına rağmen hala cezaevlerinde birçok tutsağın kaldığını biliyoruz. Uygulanan bu yöntemin bir düşman hukuku olduğunu belirtmek istiyoruz. Hem hasta tutsaklar üzerinde uygulanan yöntemler hem hastanelere nakilleri sonrasında 15 gün karantinada tutulmaları, birçok hasta tutsağın hastaneye gitmesi önünde bir engel oluşturuyor. İnfazı bitmesine rağmen farklı disiplin cezalarıyla tutsakların tahliye edilmemesi ile aslında tutsaklara 'biz kendi hukukumuz dahil hiçbir hukuki tanımıyoruz. Bu anlamda da sizi ayrıca cezalandırıyoruz' deniyor. Devletin bir an önce bu düşmanca politikalardan vazgeçmesi gerekiyor" diye konuştu.

'TUTSAKLARIN TAHLİYESİNİ İSTİYORUZ'
Ardından söz alan Van F Tipi Hapishanesinde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan İrfan Subay'ın annesi Behice Subay, "Oğlum siyasi gerekçelerle tutuklandığında 17 yaşındaydı. 7 yıldır cezaevinde. Oğlum hakkında somut tek delil olmamasına rağmen tutuklandı ve ceza aldı. Ben sadece oğlum için değil tüm siyasi tutsakların serbest bırakılması talebiyle eylemdeyim. Tüm Kürtler de yapılan bu zulme karşı tepki göstersin. Artık, cezaevinden ölüm haberi duymak istemiyoruz. Tutsaklarımızın tahliyesini istiyoruz" dedi.