18 Eylül 2024 Çarşamba

Türkoğlu: Cumartesi Anneleri'nin direnişini selamlıyorum

Kadın gündemlerine ilişkin partisinin genel merkezinde konuşan DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Türkoğlu, 25 Mayıs'ta 1000. haftasına giren Cumartesi Anneleri'nin mücadelesini selamladı. 

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında kadın gündemlerini değerlendirdi. AKP-MHP iktidarının kadın bedeni ve yaşamı üzerindeki politikalarını eleştiren Türkoğlu, kadınların aileyi güçlendirmeye değil yaşamları koruyacak yasalara ihtiyacı olduğunu söyledi. Erkek egemenliğini esas alan cinsiyetçi zihniyetle mücadeleye ihtiyaç duyduklarını belirten Türkoğlu, Diyanet eliyle nefret suçlarının sona ermesini istedi. İstanbul Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi'nde görevli doktorun cinsel saldırısına uğrayan hemşire H.Z.'nin 27 Mayıs'ta görülecek davasına çağrı yapan Türkoğlu, 2 Haziran'da yapılacak Hilvan ve Peri'deki seçimlerin kazananının da kadınlar olacağını vurguladı. 

'CUMARTESİ ANNELERİ'NİN MÜCADELESİ MÜCADELEMİZDİR'
25 Mayıs'ta 1000'nci oturumunu gerçekleştirecek olan Cumartesi Anneleri'nin direnişini selamlayan Türkoğlu, "Konuşmama başlamadan önce gözaltında kaybettirilen Cemil Kırbayır'ın kardeşi Fatma Kırbayır'ı saygıyla anıyorum. Berfo Ana'nın da Fatma'nın da hak ve adalet mücadelesi mücadelemizdir. Bu vesileyle 25 Mayıs'ta Galatasaray Meydanında 1000'nci oturumunu gerçekleştirecek olan Cumartesi Annelerinin/İnsanlarının direnişini şimdiden selamlıyorum. Mücadeleleri mücadelemizdir" dedi.

Kobanê davasında verilen cezalarla iktidarın normalinin düşmanlık hukukundan bağımsız olmadığını dile getiren Türkoğlu, verilen yüzlerce yıllık cezaların hiçbir hukuki dayanağının olmadığını kaydetti. Kobanê davasında verilen cezalarla esasen Kürt halkının, elde ettiği kazanımların ve kadınların öncülüğünde gerçekleştirilen Kobanê devrimi olduğunu kaydeden Türkoğlu, "Biz de Figen Yüksekdağ, Pervin Oduncu, Zeynep Ölbeci, Zeynep Karaman ve buradan adını sayamadığımız tüm tutsak kadın yoldaşlarımıza sözümüzü yineliyoruz. Kadınların son sözü direnişi ve mücadeleyi büyütmektir. Aysel Tuğluk'a sözümüzdür. Hesabını soracağız. Bizler direnerek ve daha çok mücadele ederek birbirimize özgürlük olacağız. Ödenen bedellere hafıza olacağız ve hesabını soracağız. Kobanî devrimi bir kadın devrimidir diyerek, bulunduğumuz her yerde bunu savunacağız" dedi. 

'KADINLARDAN, ANNELERDEN BU ÜLKEYE ZARAR GELMEZ'
PKK lideri Abdullah Öcalan'a özgürlük isteyen annelerin üç haftadır Ankara'ya geldiğini ve engellendiğini söyleyen Türkoğlu, "Bu engellemenin adı hakikatin kamu önünde bilinmesini engellemektir. Annelerin mücadelesi, kadınların mücadelesi savaşsız ve sömürüsüz bir yaşam içindir. Soruyoruz Sayın Adalet Bakanına: Annelerle görüşmekten neden kaçıyorsunuz, neden korkuyorsunuz? Bu ülkede en onurlu mücadeleyi veren annelerle görüşmek neden sizi korkutuyor? Korkmayın; bıkmadan usanmadan barış talebini haykıran kadınlardan, annelerden bu ülkeye zarar gelmez" ifadelerini kullandı. 

'SARAY'IN KADIN YOKSULLUĞUNU GİDERMEYE DÖNÜK BİR DERDİ YOK'
İradesine sahip çıkan Van halkıyla dayanıştıkları için tutsak edilen ve hapishanede işkenceye maruz kalan devrimci kadınlar Sibel Örkmez e Sedanur Uğur'u hatırlatan Türkoğlu, "Savaş ve şiddet politikalarının yarattığı yoksulluk kadınları her geçen gün daha fazla etkiliyor. Bakın yakın zamanda tasarruf tedbirleri diyerek bir genelge yayınladılar. Bu genelge biz kadınlar açısından aynı zamanda iktidarın fuzuli ve keyfi harcamalarının itirafı niteliğindedir. Kamuoyuna yansıyan verilere göre Saray'ın 1 dakikalık gideri neredeyse iki asgari ücretli çalışanın maaşına denk geliyor. Bu ülkede kadınlar başta olmak üzere insanlar yoksullukla ve işsizlikle sınanırken, çalışanlar ise sömürü koşullarına razı edilmektedir. Emekçiler açlık sınırının bile altında ücrete mahkûm edilirken, egemenlerin sarayında 1 dakika da 36 bin lira harcanmaktadır. Bu demek oluyor ki Saray'ın kaynakları her gün bir saat kısılsa 2 milyon 160 bin TL tasarruf edilecek. Saray'ın bir saatlik masrafını kısarak onlarca kadına istihdam alanı yaratılabilir, kadın yoksulluğunu gidermeye dönük bütçe oluşturulabilir. Kadınlar kendi yaşam alanlarında üretime dahil olabilir. Bu genelge Saray'ın giderlerinden kısılmayacağının, kadınların bütçesinden çalmaya devam edileceğinin de itirafıdır. Bu iktidarın kadın yoksulluğunu gidermeye dönük bir derdi yok, kadınların bedenlerine ve kararlarına nasıl müdahale ederim derdi var" dedi.